Kategoriler

Şeytanın Irgatları

 Darbe girşiminden sonra ülke olarak hala şoku atlatamadık.
Her yerde gündem tabi ki bu Fetoculara nasıl inandık soruları sorulmakta.
Aslında sorunun cevabı zor olmasa gerek...
Tek cevap İslami değerlerimizden faydalanılmasıydı.
Bu konuya en basit bir örnek vereyim.
 Yolda dilenen bir kişi ama bu kişi bu işi meslek edindi diyelim. Sonrasında bu dilenciye bazen vatandaş bile bile yardım olsun diye para verir.
Bazen de Allah rızası için acıdığından yardım ederler.
İşte bu tamda Fetö terör örgütünün yaptığı…
Tabi ki bu işi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi altı ibadet, üstü ticaret ve tavanı ihanetle olan bu kişilerdi.
Öncelikle masum halkın gözünü boyamak için başta kuran talebeleri yetiştiriyoruz, sonra dershaneler açıyoruz, öğrenciler yetiştiriyoruz en sonunda da yurt dışında sahipsiz insanlara yardım ediyoruz diye 40 yıldır bu insanları sömüren bir yapıdan bahsediyoruz.
Hani aklınıza şu soru gelebilir bu konular neden araştırılmadı diye.
En önemli konuda buydu aslında.
Ama vatandaşa göre araştırılacak bir konu yok ki diyorlardı bunlar Kur’an ehli ve Peygamber efendimizin yolundan gidiyorlar yanlış yapmazlar anlayışı her kesimde hakimdi.
Zaten 40 yıldır büyümesi de bunun sayesinde oldu.
Önce Türkiye'de Fetöcular inanılmaz şekilde büyüdü sonra diğer ülkelere yardım ve cemaat okulları açıyoruz diye onlarca ülkeye çöreklendi. 
Hatta ülkede o kadar büyüdüler, kendi ihtiyaçları da o kadar fazlaydı ki kendi malzemelerini yapan fabrikalar açtılar, düşünün yani...
Ha bir öz eleştiri yapacak olursak bu yapıya da en çok desteği Ak Partinin verdiğinde unutmayalım.
Önceden kendi yetiştirdiği kadroları olmadığından birilerine güvenmesi lazımdı, bu kişilerde Fetöcular oldu.
İşte bu anlamda da olanlar oldu.
Eğitimden, sağlığa, üniversiten, askeriyeden, diyanetten, emniyete ve hakimlere kadar sızan bir yapıyla karşı karşıya geldik.
Adamlar o kadar kendilerini güçlü zannettiler ki bizi kimse yıkamaz bu halk koyundur hiç sesini çıkarmazlar ve biz bu darbeyi yaparız dediler ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Aslında Darbe girişimine gelmeden vatandaşların aklında hep bir soru vardı.
Bu Feto terör örgütü liderini hoca diye sananlar iyide kardeşim bu adam Türkiye’ye neden gelmiyor neden Amerika’da Pensilvanya’da kalıyor diye soruları hep soruluyordu.
Ah vardır bir sebebi onu istemeyenler veya ona düşman olanlar olduğu için gelmiyor diyenler vardı.
Bilmiyorduk Amerika’nın satılmış uşağı olduğunu...
Yoksa kendi ve tepe yönetimi Müslümanlıkla alakası olmayan bir şekilde bu kişileri kullanmasının hiç bir izahı yoktu.
Zaten bu konuların açıklamasında da sapkın bir Deccal düşünenlerin sayısı da hiçte az değil.
Yani başta Fetö lideri ve diğer üst tepe yönetimi Şeytanın Irgatları olarak üzerlerine düşen görevleri yapmaktaydılar.
Düşünsenize bırakın Müslümanlığı diğer kitaplarda bile dini mabetlere saygı varken hangi dinde mabetler bombalanmış söyleyebilir misiniz?
Yine hangi dinde masum insanlara silah sıkabilirsiniz emri vardır söyleyebilir misiniz?
Yine hangi dinde masum çocuk, kadın ve yaşlılara silah ve bomba atılır diyebilir misiniz?
Bu soruları çoğalta biliriz ama bu soruların cevabında bu kansızları ve hain köpeklerin hiçbir haklı payının olmadığını bir kez daha dile getirelim.
Bu Şeytan’ın Irgatları ancak cehennemde ıslah olacaklarını iletelim.
Zaten bunları toprakta kabul etmez ya neyse...
Evet bu arada bu köşe yazımızın başlığını sevgili eşim Dr. Nur İnce ile sohbet ederken ''Necmi bu kadar kötülükleri ancak Şeytan’ın Irgatları yapabilirdi'' dediğini de ileteyim.
Hakikaten Müslümanları kendisi gibi Müslüman olduğuna inandırıp, Allah ve resulünün yolunda gittiğini söyleyip masum insanlara, çocuklara, kadınlara ve yaşlılara öldürtebilecek tek bir izah var bunlarda Şeytanın olsa olsa işçileridir!
Yazıklar olsun ki bu milletin diniyle oynadılar ama bu aziz millet onlarla sokakta misket oynar gibi oynadı.
Bir oraya salladılar bir buraya saldılar!
27 gün meydanlara akşam 19:00'dan sabah namazlarına kadar nöbet tuttular.
Herkesin bir hesabı vardı ancak Yaradan’ında bir hesabı vardı.
Sen o kadar Allah de sonra peygamber de ve sonra sahte ağlamalar yap sonrada duan kabul olacak evet duan kabul oldu Rabbim seni tez zamanda idam cezasıyla bu sıkıntılarına son verecek!
Alçaklar, hainler, şerefsizler, vatansızlar ve kansızlar daha ne diyelim ki Rabbim bunları Kahhar ismiyle cezalandırsın.
İşin garip tarafı hala aklım almıyor…
Bu kansız soysuzlara ve vatan hainlerine inanan ve onun yolunda gizlice gitmeye çalışan şerefsizlerin olmasını da 15 Temmuzdan sonra hala anlamış değilim.
Bu nasıl bir kahpeliktir?
Bu nasıl bir Müslümanlıktır?
Bu nasıl bir bedbahtlıktır?
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Bu nasıl bir hainliktir?
Bu nasıl bir nankörlüktür?
Bu soruları çoğaltabiliriz ama bu adamların kafalarını nasıl değiştireceğiz inanın bende bilmiyorum.
Zaten bu kansızlar sebebine milletimizin dini cemaatlere bakışı komple değişti.
Dini hayır kurumlarına bakış değişti.
Dini hayatını bütün yaşayan mütedeyyin kişilerin hayatını etkiledi.
Yine sivil toplum örgütlerine halkın bakışını etkiledi.
Çocuklarını bırakın camiye Kur’an kursuna onu geçin okulda din dersine bile bakışında ciddi değişiklikler oldu. 
En önemlisi İslamofobi çalışmalarına çok büyük etkisi olmuştur.
Düşünün ki Avrupa’da ve ülkemizde Müslüman olarak yaşayan kişilerin bu olaylar karşısında bakışını nasıl değiştireceksiniz.
İnsanların birbirine güveni kalmadı onları nasıl değiştireceksiniz.
Vallahı bu soruların cevapları biraz zor verilir.
İşin aslı bu sosyal olaydan toplum olarak ilerleyen zamanlarda daha büyük iletişim noktasında çok daha büyük sıkıntılar yaşayacağımızdır.
Zaten asosyal olan bu toplum artık aman bir yere gitme aman sohbete gitme aman derneklere gitme gibi mahalle baskılarıyla karşı karşıya geleceğizden korkuyorum.
Sokaktaki vatandaşlarla konuştuğumuzda bazı kişiler ben artık çocuğuma Müslüman olarak dini vecibeleri öğretirim kimseye emanet bırakmam anlayışı her geçen gün artmaktadır.
Maalesef.....
Yazımızın sonunda başımdan geçen bir hatıramı paylaşmak istiyorum.
Zonguldak'ta ortaokul yıllarında okurken bizim din kültürü ve ahlak bilgisi dersimize giren Süleyman Bayrakatar diye bir öğretmeniz vardı.
Yaşıyorsa Allah selamet eylesin.
Bize vatan ve millet sevgini anlatırken hiç unutmuyorum ''Bizi dışarıdan hiç bir millet veya devlet yıkamaz. Bizi ancak Osmanlı İmparatorluğu’nu yıktıkları gibi içerden yık, böl ve parçala yöntemiyle ele geçirirler''demişti.
Evet 1990 yıllarda bize bunları söyleyen hocamızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Demek ki biz millet olarak birbirimizi çok iyi bilmeli ve toplum olarak da her zaman uyanık olmamız gerekmektedir.
Birde birileri yanlış yapılıyorsa hemen o konular araştırılmalı ve gerekirse devlet kurumlarının yetkilerine hemen haber verilmelidir.
Sonuç olarak her şerde bir hayır vardır.
Rabbim inşallah bir daha bize böyle kötü olaylarla karşı karşıya bırakmaz.
Rabbim inşallah bizleri kendi dinimizi kullanarak bizi bölmeye çalışan kişilerle karşı karşıya getirmez.
Aslında işin sırrı çok basit onun bunun adamı değil Allah’ın kulu ve peygamberin ümmeti olarak Kur’an-ı Kerim’i rehber edinen Müslümanlar olduğumuz müddetçe hiç bir sıkıntıyla bir daha düşmeyeceğimize olan inancım tamç
Rabbim herkese akıl fikir versin.
Selam ve dua ile…
Yorumlar