Ne mutlu o kimseye ki Ramazan'ı büyük bir sevgiyle ve saygıyla karşılar.
Orucunu hakkıyla tutar.
Zekat ve sadakalarını hakkıyla öder.
Kuranla yaşar, korunmuş ve temizlenmiş olarak bayrama çıkar.
Bütün amel ve ibadetlerimizde başarılı olmak Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için isteyerek severek samimiyetle ve ihlasla riyasız eda etmeliyiz.
İhlassız yani samimiyetsiz takvasız yapılan ibadetlerin Cenab-ı Hak katında hiç bir değeri yoktur.
Nitekim Dünya dolusu sadaka dağıtılsa Cenab-ı Hakka ulaşmayacağını Kur'an haber veriyor.
Billahsa nefse ağır gelen orucu imanla ihlasla severek ve ruhuna uygun bir şekilde eda etmeliyiz.
Namazda da olduğu gibi.
Aksi halde orucumuz aç ve susuz ve kalmak, namaz ise yorgunluktan ibaret kalır.
Hadisi Şerifte nice oruç tutunlar vardır ki onların oruçları aç ve susuz kalmaktan, namazları ise vücut yorgunluğundan ibarettir.
Oruç aç ve susuz kalmak değil asıl amacı günahlardan sakınmaktır,nefsi terbiye etmektir.
Oruç amacına uygun tutulursa Cenabı Hak kendi nurundan yedirdiği için açlık ve susuzluk hissedilmez.
Manevi yönü de böyledir.
Maddi yönüne gelince ve bazı prensiplere riayet etmeliyiz.
Aşırı yeme ve içmekten sakınmalı, sulu yiyecekleri tercih edilmeli, sahur yemeği yenmelidir.
Hadisi Şerifte sahuru geciktirin, iftarı acele edin.
İmsak da oruca başlamanın zamanını olarak takvimler bu konuda ihtilaflıdır.
Cenab-ı Hakkın takvimine göre işte ayeti kerimede ''fecrin beyaz ipliği aydınlığı, siyah ipliğin karanlığından ayırt edilecek hale gelinceye kadar yiyin içiniz. Sonra akşama kadar orucu tamamlayın''Bakara 187.Ayetinde degiği gibi.
Bu ayette mecazi olarak anlatılmış beyaz iplik gökyüzü, siyah iplik yeryüzüdür. Yatsı vakti çıkmış sabah namazı vakti girmiştir. Merhum Asım Köksalın İslam Tarihi adlı kitabında imsak ile sabah namazı arası 18-20 dakika veya 60 Ayet okuyacak kadardır der.
Buna göre günümüzde imsak ezanı okunduğu halde 20 dakika içinde sahur yemeğini devam edilebilir.
Lütfen oruçla ilgili meseleleri sağlam kaynaklarda,ilmihal kitaplarından araştıralım.
Hemen yazalım oruç tutmamayı mubah kılan mazeretler.
1-Seferilik,yolculuk tutabilirse daha iyi.
2-Hastalık,fidyesini verir.Sağlığına kavuşursa kaza eder.
3-Gebelik ve çocuk emzirmesi.Anne ve cocuga zararı varsa açlığın.
4-Yaşlılık,aşırı yaşlılar fidye verirler.
5-İleri derecede açlık ve susuzluktan dolayı hayati tehlikenin olması.
6-Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak.Sonradan kaza edebilir,fidyede verebilir.(Kaynak,Diyanet İlmihali)
İş verenlerin ramazan ayında işlerin hafifletilmesini temin etmesi erdemliliktir.