ESKİŞEHİR (AA) - TARKAN DEMİR - Eskişehir'de, kamu-sanayi-üniversite iş birliğinde, 40 "melek yatırımcı"nın desteğiyle kurulan ALBİLA'da, akrep ve yılan zehirlenmelerine karşı, özellikle askerlerin kullanımına uygun, soğuk zincir gerektirmeyen yerli antiserum üretilecek.
Emine Sabancı Kamışlı'nın da aralarında bulunduğu, ülkenin önde gelen iş kadınlarından 40 melek yatırımcı ve KOSGEB desteğiyle Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) 20 milyon lira yatırımla kurulan ALBİLA Serum Biyoloji̇k Ürünler Sanayi̇ ve Ticaret AŞ'de, biyomühendis, biyolog, kimyager ve molekülerbiyologlar, yerli antiserum için hummalı bir çalışma yürütüyor.
Dünya genelinde az sayıdaki ülkede üretilebilen ve "stratejik ürün" olarak değerlendirilen antiserum konusunda Türkiye'nin ihtiyacını önemli oranda karşılaması beklenen ALBİLA, ülkede ilk soğuk zincir gerektirmeyen "kuru" antiserum üreten tesis olacak.
Tesiste, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin (ESOGÜ) Ar-Ge desteği ve danışmanlığında, önce akrep ardından yılan zehirlenmelerine karşı antiserum üretilecek. İlk antiserumun, gelecek yılın ilk aylarında üretilmesi planlanıyor.
"Her ülke önce kendisi için üretiyor"ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve ALBİLA şirketinin danışmanı Doç. Dr. Figen Çalışkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamu-sanayi-üniversite iş birliğiyle kurulan ALBİLA'nın, kentin sağlık alanındaki ilk yatırımlarından biri olduğunu söyledi.
Bir melek yatırımcılık firmasının girişimini değerlendirme isteğiyle ESOGÜ Teknoloji Transfer Ofisine (ETTOM) başvuruda bulunulması ve ardından yapılan ortak çalışmalar neticesinde, bu duruma gelindiğini aktaran Çalışkan, şöyle konuştu:
"Üniversitemizde benim çalışmalarım temelinde 20 yıllık bir Ar-Ge ve bilgi birikimi vardı. 'Akademiden ekonomiye' diyerek, üniversitemizin mottosu, 40 hissedarın bir araya gelmesi ve destekler sonucu ALBİLA doğdu. Buradaki amaç ülkemizde ve dünyada zehirlenmeler nedeniyle ortaya çıkan ölümleri indirgemek. Özellikle akrep zehirlenmeleri yılda, dünyada bir milyona yakın kişinin ölümüne neden olabiliyor. Yılanlar da keza öyle. Öncelikle ülkemiz, sonra dünya ülkeleri için antiserum üretimi hedefiyle çalışıyoruz. Dünyaya antiserum üreten 25 firma var. Her ülke önce kendisi için üretiyor. ALBİLA'nın genel hedefi isminden de anlaşılabileceği gibi bütün biyolojik ürünler. Önce antiserumlarla başlıyoruz. Ama ihtiyaç duyulan her türlü antitoksinler ve diğer bileşenleri üreteceğiz."
"Akreplerden zehri elektriksel sağım yöntemiyle alıyoruz"Çalışkan, ESOGÜ laboratuvarlarındaki 2 binden fazla akrepten zehri, elektriksel sağım yöntemiyle aldıklarını ifade ederek, "Zehir birinci ham maddemiz. İkinci bileşenimiz ise atlar. Mahmudiye ilçesinde üniversitemizin yüksekokulunda 28 atımız var. Akrep zehrini miktarı artan dozlarda bu hayvanlara uygulayarak bağışıklık yaratıyoruz. Atlardan daha sonra kan alıyoruz. Kandan aldığımız plazmadan da bu bağışıklığa neden olan molekülleri tamamen biyokimyasal yolla ve 'İyi üretim uygulamaları sistemi' dediğimiz GMP koşullarıyla fabrikamızda önemli katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürüyoruz." dedi.
ALBİLA'daki biyomühendisler, biyologlar, kimyagerler, molekülerbiyologların, ülkenin de hedefleri doğrultusunda çalıştığını anlatan Çalışkan, şöyle devam etti:
"Antiserumumuz, oda ortamında, kuru halde herhangi bir şekilde taşındığında soğuk zincir gerektirmeyen bir ürün olacak. Özellikle askerlerimizin yanlarında rahatlıkla taşıyabileceği bir ürüne dönüştürmeyi planlıyoruz. Ürünümüz, oda ortamında, kuru halde herhangi bir şekilde taşındığında soğuk zincir gerektirmeyen bir ürün olacak. Genelde uluslararası alanda akrep antiserumları sıvı halde. Sıvı olanlar soğuk zincir gerektiriyor. Soğuk zincir dışında eğer gerekli dereceyi sağlayamazsanız bozulabiliyor. Bunu kuruttuğunuzda oda ısısında rahatlıkla kullanılabiliyor. Gelecek yılın ilk aylarından başlamak üzere iyi üretim uygulamaları sistemiyle ülkemiz için yerli bir antiserum üreteceğiz. Ulusal ve uluslararası iş birliklerimiz var, talepler geliyor. Diğer departmanlarımız bunlarla ilgileniyor."
Doç. Dr. Çalışkan, bu antiserumların öncelikli müşterilerinin, genellikle ülkelerin sağlık ve milli savunma bakanlıkları olduğunu sözlerine ekledi.