28 Temmuz her yıl Dünya Hepatit Günü olarak anılıyor. Viral hepatit B hastalığının yüzey antijeni olarak bilinen “HBsAg”nin bulunduğu gün olan 28 Temmuz, hepatit B'nin ilacının bulunmasında çok büyük rol oynadı. Dünya Sağlık Örgütünün kararıyla bu günün “Dünya Hepatit Günü” olarak anılmasına karar verildi.
Hepatit iyileşebilen bir hastalıktır
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, hepatitle ilgili bilgiler verdi. Hepatitin, karaciğer iltihabının Latince ismi olduğunu belirten Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, “Genel olarak karaciğerin kendini yenileme yeteneği sayesinde tamamen iyileşebilen ancak bazen kronikleşerek kanser oluşumuna varan komplikasyonlar doğurabilen bir hastalıktır” dedi.
Tiplere göre tedavi yöntemleri farklı
Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, şunları söyledi: “Her ne kadar hepatit denince aklımıza, hepatit virüsleri dediğimiz ve A, B, C, D, E gibi alt tipleri olan virüs gurubu tarafından oluşturulan bir hastalık grubu gelse de bakteriyel, paraziter, fungal, ve hatta kimyasal (ilaç yan etkisi, zehirlenme) karaciğer hasarları da olabilir. Klinik belirtiler olarak ortak özellikleri olsa da, tedavi ve takip süreçleri birbirinden farklıdır, ve çoğunlukla viral hepatitler üzerinden hastalığın tartışması yapılır.”
Bu belirtilere dikkat!
Hepatit belirtileri hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, “Genel olarak, halsizlik, idrar renginde koyulaşma, cilt renginde sararma, göz aklarında sararma, dışkı renginin açılması, bazen ateş, iştahsızlık, çabuk yorulma, bazı kokulardan rahatsız olma, kabızlık gibi belirtileri vardır. Karaciğerdeki iltihabın şiddeti ve sağlam karaciğer dokusu miktarı varlığına göre değişen, kaşıntı, cilt kanamaları gibi bulgular da gözlemlenebilir” dedi.
Ortak kullanılan malzemelere dikkat!
Hastalıkla ilgili risk faktörlerinden de bahseden Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, özellikle diş fırçası, tıraş bıçağı ve tırnak makası gibi aletlerin ortak kullanımına dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:
“Genel olarak viral hepatitlerden bahsettiğimize göre, gruplar halinde risklerin belirlenmesinde fayda vardır. Hepatit A ve hepatit E fekal-oral olarak tanımlanan, virüs ile kontamine besin ve suların yenmesi-içilmesi ile bulaşır. Hepatit B, hepatit C ve hepatit D ise, kan yolu, cinsel yol, bütünlüğü bozulmuş deriden direkt temas ve anneden bebeğe plasenta yolu ile geçebileceği gibi, genel olarak hepatit B ve D kan yolu, cinsel temas ile, hepatit C ise ortak malzeme kullanımına ortam hazırlayan uyuşturucu kullanımı, dövme yaptırma gibi yollarla bulaşır. Yani kirli sular ve bu sularla kontamine gıdalar, hasta kişi ile cinsel temas, hasta kişinin kan ve vücut sıvıları ile temas temel risk faktörleri olup, diş fırçası, tıraş bıçağı, tırnak makası gibi malzemelerin ortak kullanımı da risk faktörlerindendir.”
Koruyucu aşılar var
Bazı vakalarda vücudun bağışıklık sisteminin hastalığı yendiğini, sadece destek tedavisi verildiğini, bazılarında ise ilaç tedavisinin şart olduğunu belirten Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, küçük bir kısım hasta grubunda tedavi olanaklarının halen araştırıldığını söyledi. Başaran, hastanın, var olan hastalığının hangi grupta yer aldığını öğrenmesi için bir uzman hekime muayene olması gerektiğini vurguladı.
Hijyen koşullarına mutlaka uyulmalı
Hepatit A, hepatit E ve hepatit B için koruyucu aşı bulunduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Yakup Hakan Başaran, “Ancak genel olarak, hijyen koşullarına uyulması, kan ve vücut sıvılarını barındıran ortak malzemelerin kullanımından kaçınılması, yiyeceklerin sanitizasyonu korunmada büyük ölçüde yeterlidir. Belirtileri fark eden hastalarımızın ise mutlaka bir uzman doktordan yardım alması tavsiye edilir” diye konuştu.