Otizm, çocuğun toplumsal-duygusal karşılıkta yetersizlik, sözel olmayan iletişimde yetersizlik, ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik gösterdiği, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları ile belirgin hale gelen bir bozukluktur. Otizmin son dönemlerde görülme sıklığında artış farkındalığın artmasına yönelik girişimlerin önemini de haklı kılıyor.
Klinik Psikolog Emel Güler ‘’Otizm belirtileri, bebeğin doğumundan sonraki erken gelişim evresinde ortaya çıktığı için bu dönemdeki farkındalık ve erken tanı oldukça önem kazanıyor. Otizmin erken belirtileri; çocuğun annesinin sesi ve gülümsemesi gibi sosyal uyaranlara tepkisiz kalması veya tepkilerinde yavaşlık olması, göz teması kurmada zorluklar, motor gelişmede ve taklit becerilerinde gecikme, uyku ve yemek düzeninde sorunlar ilk belirtiler arasında sayılabilir. Nedeni henüz tam olarak bilinmemekle birlikte kimi araştırmacılara göre otizmin ortaya çıkmasında birçok faktörün rolü bulunuyor. Genetik faktörler başta olmak üzere, yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, ağır metaller, virüsler, hızlı teknolojik gelişim gibi çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir’’ dedi.
Otizmin erken dönemde fark edilmesi, erken teşhis, otizmli çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri erken alarak daha çabuk hayata katılması için ilk önemli adımdır. Bu nedenle erken teşhis için, annelerin farkındalığı yani çocuğu için birşeylerin yolunda gitmediğine dair şüpheleri olduğunda mutlaka konu hakkındaki uzman kişilerden yardım almaları gerekmektedir.