Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Bahadır, menisküs yırtıkları ile ilgili açıklama yaptı. Menisküslerin diz eklemini oluşturan kemiklerin arasında yeralan, temel görevleri kemiklerin kıkırdak yüzlerinin birbirine sürtünmesini azaltmak ve ekleme gelen yükleri dengeli bir şekilde dağıtmak olan özelleşmiş kıkırdak destekleri olduğunu açıklayan Prof. Dr. Bahadır, “Özellikle gençlerde menisküsler sportif uğraşlar sırasında diz ekleminde anormal bir yüklenme olduğunda yırtılabilirler. Bu tip yırtılmalar dize direk darbe, dizin dönmesi yada düşmeler sonucu oluşabilir. İleri yaşlarda ise meniskusler yıpranmaya bağlı olarak kendiliğinden yada hafif diz travmaları sonucu yırtılabilir” dedi.
Akut menisküs yırtılması denilen durumlarda dizi zorlayıcı bir travma olduğunu ve dizin aniden şiştiğini belirten Prof. Dr. Bahadır, “Diz genelde kitlenir ve dizi hareket ettirmek çok ağrılıdır. Bu tip akut menisküs yaralanmaları genelde gençlerde sportif uğraşlar sırasında olur ve daha seyrek rastlanır. Kronik meniskus yaralanmalarında ise şikayetler yavaş yavaş başlar. Ağrı daha hafiftir. Bazı kronik menisküs yırtıklarında ise hiç ağrı olmayabileceği akılda tutulmalıdır. Dizde kitlenme nadirdir. Aslında bu tip menisküs yaralanmaları hemen daima kireçlenme ile beraberdir” şeklinde konuştu.
“Meniskus yırtıklarında cerrahi tedavi genelde gerekmez”
Toplumda yaygın kanının hemen her menisküs yırtığının cerrahi tedavi gerektirdiği olduğunu kaydeden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Bahadır, aslında bunun doğru olmadığını, aksine meniskus yırtıklarında genelde cerrahi tedavi gerekmediğini belirtti.
Menisküs yırtıklarının akut döneminda günde bir kaç kez 15'er dakikalık buz uygulama, istirahat ve bandaj uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Cengiz Bahadır, “Ağrı kesiciler bu dönemde hastayı rahatlatmak için kullanılır. Diz çok şiş ise sıvı iğne yardımı ile boşaltılıp hasta rahatlatılabilir. Bu tedaviler ile genelde bir hafta içinde diz şikayetleri büyük oranda azalır. Özellikle üst düzey profosyonel sporcular dizlerin zorlamaya devam edeceğinden yırtık olan menisküs nedeni ile dizde tekrar kitlenme ve şişme ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle bu tip vakalarda genelde cerrahi artroskopi ile tedavi edilir” ifadelerini kullandı.
Hastanın orta ve ileri yaşlarda veya genç olduğu halde dizi zorlayacak aktiviteler yapmıyorsa cerrahi tedavi nadiren gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Bahadır, “Bilimsel araştırmalar kireçlenmesi olan hastalarda meniskuslerin çoğunlukla yırtık olduğunu göstermektedir. Bu vakalarda meniskusu almak hastanın ağrılarını azaltmayacaktır. Çünkü asıl olay menisküsdeki yırtık değil kireçlenmedir. Bu tip vakalarda konservatif tedavi dediğimiz fizik tedavi, buz uygulama, ilaç, bandaj ve enjeksiyon gibi yöntemler ile ağrılar genelde başarılı bir şekilde kontrol altına alınabilir. Kullanılabilecek diz enjeksiyonları çok çeşitli olsada biz daha çok PRP enjeksiyonunu tercih ediyoruz. PRP tedavisinin menisküs lezyonlarında kullanımına dair veriler çok fazla değilse de yapılan uygulamalarda PRP tedavisinin etkili olabileceği tespit edilmiştir. Özellikle hasarlı menisküsün yada menisküsün artroskopik olarak çıkarılmasının zamanla diz kıkırdaklarında yapacağı tahribatı önlemede çok yararlı bir yöntemdir” dedi.
Prof. Dr. Cengiz Bahadır, dizden menisküslerin bir kısmının alınmasının dizdeki kıkırdak harabiyetini hızlandırdığı ve erken kireçlenme yaptığı ispatlandığını açıklayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Dizde aralıklı kitlenme olmadığı sürece menikus ameliyatı yapılmamalıdır. Gereksiz menisküs operasyonunun bedeli erken kireçlenmedir. Bu bedeli ödememek için menisküs lezyonlarında tanı doğru konmalı ve tedavi seçimi çok yönlü bir değerlendirme sonunda yapılmalıdır”.