Yaşla birlikte yer çekiminin de etkisiyle kalıtımsal faktörler, güneş ısınları, hava kirliliği, aşırı sigara ve alkol kullanımı gibi farklı nedenlerle sarkan ciltle beraber göz kapaklarında da gevşeme, torbalanma, renk değişikliği, şişlik, kırışıklık, sarkma, deride bollaşma gibi yaslanma belirtileri ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Erkara, "Cilt yaşlandıkca kademeli olarak elastikiyetini kaybeder. Elastikiyet kaybı sonucunda, yüzdeki fazla deri üst ve alt göz kapaklarında toplanmaya başlar. Bu yüzden de çoğu bireyde yaslanma belirtilerinin ilk ortaya çıktığı yer üst ve alt göz kapaklarıdır. Saydığımız bütün bu sebeplerle göz kapaklarında ortaya çıkan bu tur değişimler kişiye; yorgun, donuk, üzgün ve olduğundan daha yaslı bir yüz ifadesi verir. Bazı bireylerde kaslarda ve alında düşüklükle birlikte olduğunda, daha çok göze çarpan bir estetik sorun ortaya çıkar. Hatta üst göz kapağındaki fazla deriler bazen görmeyi engelleyecek kadar ileri derecede olabilir" dedi.
İster kozmetik nedenlerle; isterse de işlevsel nedenlerle göz kapağındaki sorunlardan kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Defne Erkara, işlemin ihtiyaca göre üst göz kapağı, alt göz kapağı ya da her ikisine birlikte uygulandığını, kas ve alın kaldırma ve endoskopik orta yüz operasyonlarıyla birlikte uygulandığı zaman daha iyi sonuçlar verdiğini açıkladı.