İlerleyen yaş, travma, aşırı kilo ve az hareket etmek gibi çeşitli etkenler nedeniyle oluşan disk dejenerasyonu omurlar arasında süspansiyon görevi gören kıkırdağın yıpranması anlamına geliyor. Disk dejenerasyonu nedeniyle diskteki canlı hücrelerin sayısı azalıyor, su oranı düşüyor, esneklik azalıyor ve yırtılmalar oluşuyor. Algoloji Uzmanı Doç. Dr. Kamer Dere bunların sonucunda da belde ağrıya yol açan omurga fıtıkları, faset eklem dejenerasyonu ve omurga kaymaları gibi hastanın yaşam kalitesini oldukça düşüren problemler geliştiğini belirtiyor. Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özyalçın da bel ağrısının asıl kaynağı olan disk dejenerasyonunu onarmaya yönelik bir tedavi yöntemi olmadığı için ağrıya geçici çözüm sağlandığını, bunun da çeşitli problemleri beraberinde getirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin fıtık gelişmişse ilaç, fizik tedavi veya ameliyat gibi yöntemlerle fıtığı tedavi ediyoruz. Ancak sorunun kaynağı olan diskteki dejenerasyon devam ettiği için zamanla fıtık yeniden oluşuyor, bunun sonucunda da ağrı problemi nüks ediyor. Bel ağrısı uzun soluklu bir tedavi gerektiriyor. Dolayısıyla hem ağrılara yeniden maruz kalmak, hem bu süreci yeniden yaşamak hasta için yıpratıcı oluyor. Bunun aksine kök hücreyle bel ağrısının asıl sorumlusu olan disk dejenerasyonu onarıldığı için ağrının ilerleyen zamanda yeniden gelişme riski önlenmiş oluyor.”
Kalıcı çözüm sağlıyor
Tedavideki sorunlardan yola çıkan tıp dünyası disklerdeki doku onarım mekanizmalarının daha iyi anlaşılması sayesinde son zamanlarda disk dejenerasyonun tamir edilmesine yönelik yeni bir tedavi modeli geliştirdi. Bel ağrısından yakınan hastalara umut olan bu yöntemin adı; otolog kök hücre transferi. ABD’de bel ağrısında kök hücre tedavisi üzerine yapılan 1 yıllık takipli çalışmada yüz güldürücü sonuçlar alındı ve alınmaya da devam ediyor. Bu çalışmanın sonucunda hastalarda ağrı skorlarında belirgin azalma görülürken, hayat kalitelerinde de yine belirgin yükselme saptandı. Yapılan araştırma henüz yeni olsa da, alınan sonuçlar bu yöntemin gelecekte uygun hastalarda tercih edilen yöntem olacağının ipuçlarını veriyor. Alınan başarılı sonuçların ardından yöntem Türkiye’de de 2017 yılının başından itibaren uygulanmaya başlandı.
Kök hücreler disk içine enjekte ediliyor
Ameliyathanede, skopi denilen röntgen cihazı eşliğinde gerçekleştirilen “kök hücre transplantasyonu” tedavisinde hücrelerin sayısal olarak en fazla bulundukları göbek yağlarından faydalanılıyor. Küçük bir “liposuction” işlemiyle göbek bölgesinden alınan yağ hücreleri özel işlemlerden geçirildikten sonra sorunlu diskin içine enjekte ediliyor. Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özyalçın işlem sonrasında hastanın aynı gün taburcu olduğunu ve 4. günden itibaren günlük hayatına dönmeye başladığını belirterek, “Kök hücreler 6-8 hafta gibi bir süre içerisinde sorunlu disk içerisinde yenilenme ve onarım sağlayarak annüler yırtıkları ile disk dejenerasyonunu büyük oranda onarıyorlar” diyor. Bu tedavinin en büyükavantajı ise hastanın kendi hücrelerinin kullanılması. Vücuda yabancı bir madde girmediği için alerjik reaksiyon gelişmiyor.”
Hangi durumlarda başvuruluyor?
Algoloji Uzmanı Doç. Dr. Kamer Dere bu tedavinin ameliyat gerektiren durumlarda kesinlikle uygulanmaması gerektiği uyarısında bulunuyor. Çünkü ameliyat gerektiren hastalarda siniri bası altında olduğu için ameliyatla bu sinir basısını bir an önce ortadan kaldırmak grekiyor. Bu nedenle diğer tedavilerle zaman kaybedilmemesi gerekiyor. Doç. Dr. Kamer Dere bel ağrısında ilaç ve fizik tedaviden sonuç alınamadığında hastalara kök hücre transferini önerdiklerini belirterek bu yöntem için uygun olan hastaları sadece bel ağrısı olan ve bel MR’larında disk dejenerasyonu tespit edilen hastalar şeklinde tanımlıyor.