Kategoriler

RAMAZAN AYINA SAYGI

Konuyu bir kıssa ile girelim...
Bir Ramazan günü idi. 
Müslüman mahallesinde oturmakta olan bir Mecusi’nin küçük çocuğu, oruçlu Müslümanların arasında ekmek yiyordu.
Babası, çocuğun bu yaptığını görünce, (Oğlum Müslümanların arasında yemek yenir mi? Onlar bu günlerde oruç tutarlar, bu günler onların mübarek günleridir, saygı göstermek lazım) diyerek azarladı ve (Git evde ye) diyerek çocuğu eve gönderdi. 
Bu olaydan birkaç sene sonra bu Mecusi öldü. 
Ölümünden sonra o şehirdeki bir Müslüman rüyasında bunu Cennet-i âlâda gördü. 
Mecusiye, (Nasıl oldu da bu nimete eriştin! Biz seni Mecusi bilirdik. Hatta öldüğün zaman, cenaze namazını bile kılmadık) dedi. 
O da şu cevabı verdi: 
“Evet! Doğru söylüyorsun. 
Ben bir Mecusi idim. 
Fakat bir gün küçük oğlum, Müslüman mahallesinde, onlar oruçlu olduğu halde yemek yiyordu. 
Ben çocuğun onların gözleri önünde ekmek yemesine müsaade etmedim. 
Müslümanların hürmet ettiği bir şeye, ben de hürmet ettiğim için; Cenab-ı Allah, hasta yatağımda beni Müslüman olmakla şereflendirdi. 
Müslüman olarak öldüğüm için bu nimete kavuştum.” 
Yine konuyla ilgili bir hadiste söyle buyuruluyor.
İmanın temeli, Müslümanları yani Allah’ın dostlarını sevmek ve kâfirleri yani Allah’ın düşmanlarını, din düşmanlarını sevmemektir.(İ.Ahmed)
Tahkir edilmesi ve buğz edilmesi emredilen bir şeye saygı göstermek, doğru olmaz. 
Saygı göstermek, onu yüceltmek anlamına gelir. 
Müslüman elbette kimseye kötülük etmez, kimseye zor ile kendi inancını kabul ettirmeye çalışmaz. 
Dost düşman, kimse ile münakaşa etmez. 
Herkese karşı güler yüzlü ve tatlı sözlü olur. 
Fakat, saygı göstermek ayrıdır, iyi geçinmek, kalbini incitmemek ayrıdır. Bu ikisini karıştırmamalıdır.
Onun için Müslüman kişilerin en azından gayrimüslimlerden daha çok Ramazan ayına hürmet göstermeleri gerekmektedir.
Kişi kendine yakışanı beğenirse istediğini yapsın.
Cenab-ı Hak insanlara akıl iradesini vermiştir.
Aslında bunu değerlendirmekte kendisinin görevidir.
Nerede hangi şekilde davranacağını da Müslüman olduğunu söyleyen kişilerin en azından gayrimüslimlerden bile örnek bir yaşantısı olması gerekmektedir.
Hele ki mübarek Ramazan Ayında yanı Kur'an ayında.
En azında bu ayda Kuranı Kerimi okuyup oruç tutsun veya tutmasın yüce kitabı okuyup ona göre hayatını değerlendirse hayatının ne kadar anlamsız ve boş  hususunda koşturduğunu görecektir.
Onun için Ramazan Ayında indirilin Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) yüce Kuranı Kerimde ilk ayeti ikra olarak yani (oku)emriyle başlamıştır.
İnşallah her insanın ve doğal olarak her Müslüman'ın hayatında en azından bir kez Karanı Kerimi okuması gerekmektedir.
O kadar boş Dünya  işlere zaman ayıran biz acizler en azında bu kitabı okuyarak Rabbi'nin kendisine neler söylediğini bilmesi gerekmektedir.
Tabi ki takdir sizin.
Yazımızı yüce Kuran-ı Kerim'den bir ayetle tamamlayalım.
O, yaşatan ve öldürendir; gece ile gündüzün aykırılığı (veya ardarda gelişi) da O'nun (kanunu)dur. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız? (Mü'minun Suresi, 80)
Selam ve dua ile...
Yorumlar