Kategoriler

Peygamber Efendimizden Kıssalar


 Hz.Muhammed'in (S.A.V) Gülümsemesi

Bir gün Resulullah (s.a.v) gülümseyerek göğe bakıyordu, bir adam Hz. Muhammed’in gülmesinin sebebini sorunca Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdular: Evet göğe bakıyordum, iki melek, kendi yerinde ibadetle meşgul olan mümin bir kulun gece gündüz yaptığı ibadetlerinin mükafatını yazmaları için yeryüzüne indiler, fakat onu, hasta olduğundan dolayı ibadetgahında bulamayınca göğe çıkıp Hak Teala’ya şöyle arz ettiler: Ey Rabbimiz! Biz o mümin kulun ibadetini yazmak için her zamanki gibi onun ibadetgahına gittik, fakat onu orada bulamadık, hasta yatağına düşmüştü.

Cenabı Hak, o meleklerin cevabında şöyle buyurdu: O mümin kul, hasta yatağında olduğu sürece, her gün ibadetgahında olduğu zaman ona yazdığınız her günün sevabı miktarınca ona sevap yazın. Hasta yatağında olduğu müddetçe onun hayır amellerinin mükafatı bana aittir; onun mükafatını ben vereceğim.

Turfanda Hurma

Bir gün bir sepet hurma getirip:
Buyur ya Resulullah turfanda hurma, dediler. Peygamberimiz, “Hurmalar oldu mu ki?” diye sordu. Hayır, olmadı; ama bizim bahçemiz sıcak bir dere içinde bu yüzden ilk hurma bizde erişir. Kimse yemeden size getirdik ki en önce siz yiyesiniz turfanda hurmayı. Peygamberimiz uzakta oynayan çocukları gösterdi, “götürün bu turfanda hurmaları şu oynayan çocuklar yesinler. Ben komşularımın yemediğini yemem. Ne zaman komşularımız da hurma yemeye başlarsa işte o zaman ben de gönül rahatlığı içinde hurma yiyebilirim.” buyurdu.

Mal benim borç Resulullah’ın

Peygamberimiz yoksullara yardım etmeyi çok severdi. Yine bir gün davet ettiği muhtaçlara önceden hazırladığı yardımı sırayla dağıtmış, alanlar da dağılıp gitmişlerdi ki, tam o sırada bir başka yoksul uzaklardan koşarak gelip kendisine verilecek bir şey kalmadığını anlayınca üzülmüştü. Peygamberimiz üzülen bu yoksula, “Üzülme.” dedi: “Sana da bir çare bulabiliriz.” Bulduğu çareyi de şöyle açıkladı: “Buradan doğruca Medine çarşısına git, ihtiyaçlarını satan dükkanlara gir, ne lazımsa al, sonra da de ki: “Mal benim, borç Resulullah’ındır! Yeter ki çocuklarını sevindir, sen de üzülme!”

Adam ‘Olur mu böyle bir şey?’ demek isteyince, Efendimiz onu dükkanlara doğru yönlendirirken tembihini tekrarladı. “Unutma!” dedi, “Mal benim borç Resulullah’ın, diyeceksin. Mal sana, ödemesi bana ait olacaktır.” buyurdu.


Yorumlar