Evet:
2020 Bütçesinde Milli Eğitim bütçesi %20 azaldı.
Oysa 2020 bütçesinde Milli Eğitim artan nüfusa göre %30 artmalıydı.
Bir milletin geleceği ile oynandığının farkında mı?
2023 den bahsediyoruz, ama Milli Eğitim bütçesini kesiyoruz.
Bu ne lahana bu ne perhiz.
Saraylar yaptırarak 2023 vizyonu yakalanamaz.
Tüm yatırımları durdurun! Köprüleri, yolları, hastaneleri, kanalları,
binaları, parkları...
Tüm yatırımlar bir süreliğine durmalı çünkü gerçekten yatırıma ihtiyacı olan alana bakılmalı bir süre; okullara.
Aynen kamu spotunda Yalın’ın söylediği gibi “ Bazı şeyler olmasa da olur; ama eğitim olmazsa olmaz”
Eğitim bir ülkenin, vatanın temelidir. Bir ülkenin temeli ailedir denir, hayır! Bir ülkenin temeli akılcı, üretken, bilimsel ve öğretici bir eğitimdir.
Daha önceki yazılarımda defaten yazdığım gibi teknikte, bilimde ileri tüm ülkelirin gelişimleri incelendiğinde daha anaokulundan eğitimin en verimli şekilde çocuklara sunulduğunu görürüz.
Ülkemizin eğitimdeki durumunu kendi çevremdeki mahalle okulundan örnek vererek açıklamak isterim. Benim mahallemdeki okul tek katlı, eski tabir ‘baraka’, yeni tabir ‘prefabrik’ malzemeden üretim küçük bir yapı. Sınıflarda 40 çocuk üst üste ders yapıyor. Tahtanın önüne kadar sıra dayanmış. En önde oturan öğrenciye tahta o kadar yakın ki çocuklar yerlerinden kalmadan en azından tahtanın bir kısmını temizleyebilir. Öğretmenlerin teknik cihazları yok. Yazıcıyı veliler öğretmenler gününde sınıf için para toplayıp aldılar. Sıralar o kadar sıkışık ki aralarında öğretmen gezemiyor. Sınıfta o kadar çok çocuk montu var ki askılıklara sığmıyor. Elbette bu kadar kalabalık sınıfta bir süre sonra hava tükeniyor ve zor nefes alındığı için çocuklar dalgınlaşıyor; uykuları geliyor. Okulda hiç bir laboratuvar yok. üstelik çok kalabalık olduğu için tuvaletler çok hızlı ve fazla kirleniyor. Bu kadar kalabalık içinde çocuklar kayboluyor ve
öğretmen her çocuğa ayrı ayrı zaman ayıramıyor. Haftalarca tahtaya kalkamayan çocuklar var.
Ankara’nın göbeğinde yaşanan bu durumu gidermenin bir yolu bu semte güzel, donanımlı bol sınıflı bir okul yapmak tabiki ama yapılmıyor. Bu okul
yıllardır var ve başka okul yapılmadı. Evimin önündeki belediye arazisine ikinci cami yapıldı, park yapıldı, halı saha yapıldı, pazar yeri yapıldı, alışveriş merkezi yapıldı ama okul yapılmadı.
Üstelik sadece bu çevrede de değil, etrafımızdaki okulların çoğunda durum bu şekilde. Devlet okullarında sınıflar çok kalabalık; hobi sınıfları, laboratuvar, müzik sınıfı, resim sınıfı, kütüphane gibi çocuklar için şart donanımlar yok.
Bu kalabalık içinde öğretmenlerimizden mucize bekleyemeyiz. Dersin yarısı bu kalabalık güruhu susturmaya çalışmakla geçerken eğitime vakit ayırmasını beklemek fazla olur.
Ülkemizde eğitim için elbette çok çalışılıyor ve çok şeyler yapılıyor ama asla, asla ve asla yeterli olamadığı ortada. Eğitim için ayrılan fon artırılmalı. Okullar her sınıfta en fazla 18 çocuk olacak şekilde dağıtılmalı mahallelere. Sınıflar kalabalıklaşmaya başladığında yeni okullar inşaedilmeli. Okullarda aktivite sınıfları açılmalı, hizmetli sayısı artırılmalı. Yabancı dil eğitimi konuşma sınıflarında hergün verilmeli. Fen atölyesi, resim atölyesi, müzik atölyesi, spor salonu ve benzeri her ortam okullara eklenmeli. Hayırseverlere okul yapmaları konusunda geniş destek ve teşvikler verilmeli. Halkımız da gerekirse okul yapımına dahil edilmeli. Bir ülke eğitim için ne yapsa azdır, ne yapsa yetmez; ne kadar harcasa o para boşa gitmez.
Yazımızın girişindeki dikkat çekebilmek amaçlı söylediğimiz gibi yapmayın tabi, yatırımları durdurmayın. Ama en büyük yatırımı lütfen okullara yapın.
Velhasıl kelam, kamu spotlarında ki bize anlatılmaya çalışılan düstur hayata geçirilmeli:
” Bazı şeyler olmasa da olur; ama eğitim olmazsa olmaz!”
MİLLİ EĞİTİMİ HAFİFE ALMAYIN BEYLER. 2020 BÜTÇESİNDE MİLLİ EĞİTİME DARBE VURULDU.
MEHMET ÇATAKÇI