İSTANBUL (AA) - Yönetmen Derviş Zaim, kendi sinema serüveninin "adalet" kavramına odaklandığını belirterek, " 'Cenneti Beklerken' filmimde vezir, Anadolu'ya büyük yolculuğuna çıkmadan önce 'Eflatun' karakterine 'Dünya hem adalet hem de güzellik gerektirmektedir.' der. Aslında bu cümle, benim yaptığım filmlere ilişkin bir sürü şeyi anlamlı hale getirebilen bir cümle. Hak, hakikat, vicdan, filmlerimin önemli bileşenleridir." dedi.
Suç, ceza ve adaletle ilgili sorunların sinema sanatındaki yansımasını kitlelere ulaştırmayı amaçlayan ve bu yıl 8.'si düzenlenen "Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali", Türkiye ve dünyadan birçok filmi sinemaseverlerle buluşturacak.
Hukuk, psikiyatri, sosyoloji ve politika alanlarında önemli isimlerin sempozyumlar, söyleşiler ve panellere katılacağı festival, 9 Kasım'da başlayacak.
Sinema sanatı aracılığıyla hukuksal ve toplumsal sorunlarda uluslararası ölçekte farkındalık, iletişim, dayanışma ve iş birliğini artırma hedefiyle yola çıkan festivalde, "Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması"nın jüri başkanlığını ise Derviş Zaim üstlenecek.
"Üzerine titrenmesi gereken bir festival"Bugüne kadar "Tabutta Rövaşata", "Filler ve Çimen", "Cenneti Beklerken", "Devir" ve "Rüya" gibi birçok filme imza atan Zaim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin, adalet konusunda tematik bir festival olması açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Zaim, toplumların ve tarihin içinde adalet kavramının önemine değinerek, "Bu kavramın kanlı canlı olması, yaşaması, devam etmesi, üzerine tartışılması ve düşünülmesi gerekir. Bu düşünce bakımından böyle bir festivalin oluşturulması da benzerleri arasında ayırt edici özelliklerinden bir tanesi olduğunu ve önemli olduğunu söylemem gerekiyor. Ayrıca festivalin geçmiş senelerdeki seçkisine baktığımız zaman Türkiye'deki benzerlerinden hiç de aşağı kalmayan bir konumda olduğunu göstermiş bulunuyor." diye konuştu.
Festivalde ayrıca "Sinema Onur Ödülü" takdim edilecek olan Zaim, "8.Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali"nin zengin seçkisi ve tematik yönelimi nedeniyle üzerine titrenmesi gereken bir festival olduğunu ifade etti.
"Dünya hem adalet hem de güzellik gerektirmektedir"Derviş Zaim, kendi sinema serüveninin de "adalet" kavramına odaklandığını belirterek, şöyle devam etti:
" 'Cenneti Beklerken' filmimde vezir, Anadolu'ya büyük yolculuğuna çıkmadan önce 'Eflatun' karakterine 'Dünya hem adalet hem de güzellik gerektirmektedir.' der. Aslında bu cümle, benim yaptığım filmlere ilişkin bir sürü şeyi anlamlı hale getirebilen bir cümle. Hak, hakikat, vicdan, filmlerimin önemli bileşenleridir. Bunların yanı sıra sadece içeriği ve insanı değil biçimi de geliştirmek, filmlerimi yaparkenki motivasyonlarım arasında ayrı bir amaç olarak teşkil eder. Yani hakikat, adalet, vicdan ve üzerinde çalıştığım film formunun geliştirilmesi, beraber yürüyen, paralel giden uğraşlardır."
Sinemanın teorisiyle de uğraşan ve farklı üniversitelerde bu konuda dersler veren yönetmen, "Sinemanın teorisi ile ilgilenenlerin fazla beyanda bulunuyor olmaları, maksadını aşan yorumlarda bulunuyor olmaları gibi durumlar olabilir mi? Elbette olabilir ama bu bir zenginliktir. Aksi taktirde o potansiyeli değerlendirememek gibi bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Yani insanlara 'Sen düşünme, haddini bil. Pratiği fazla bilmiyorsun dolayısıyla senin laf söylemeye çok da hakkın yok.' dediğimiz anda -hiç kimse böyle demiyor ama- düşüncenin önünü kesersiniz. Bu da düşüncenin berraklaşmasını, yeşermesini, dallanıp budaklanmasını, gelişmesini engelleyebilir. Herkesin teoriyle pratiği birleştirmesi şart değil. Bazı insanlar vardır bir sürü şey söylerler, söylediklerinin çok büyük bölümünün gerçeğe tekabül etme ihtimali zayıftır ama öyle bir şey söylerler ki bazen ortaya attıkları o fikir, bütün camia için bir perspektif haline gelebilir. Bunun önünü kesmemek gerekir ama eylemle bir araya gelen fikir de ayrı bir değeri sahiptir." ifadelerini kullandı.
"Hata yapmaktan korkmamak gerekir"Zaim, genç sinemacılara ise şu tavsiyelerde bulundu:
"Herkesin yürüyeceği yol farklıdır ve bu yolu da o insanın şartlarına, birikimlerine ve yeteneklerine göre belirlemesi lazım. Bunu yaparken insanın aklıyla, kalbiyle beraber hareket etmesinde ve hatalarından ders almasında fayda vardır. Hata yapmaktan korkmamak gerekir. Bundan kastım kendini ateşe atmak değil tabii, riski hesapladığınız hatalara girişmeye çalışmaktır. Bu durumda da riskin her zaman hesaplanıp hesaplanamayacağı sorusu ortaya çıkıyor. Hayat öyle bir hayat değil artık, riski her zaman hesaplayamazsın ama bazen yapacağın hatalar sana çok daha incelikli sorular getirebilir. Bunlar hayatın rayihasıdır. Belli bir yaşa geliriz, 'Babam diyordu da dinlemiyorduk, meğer doğru söylüyormuş. Şimdiki aklım olsaydı da dinleseydim.' deriz. Her kuşak kendi göbeğini yeniden öğrenerek kesiyor maalesef. Zaten her kuşak böyle olmuştur, geçmiş kuşakların bir sonraki kuşaklara anlattıkları tavsiyeler de böyledir."
Seneye yeni projelerinin olacağını aktaran Zaim, bir film ve bir kitap çalışmasını sevenleriyle buluşturacağını dile getirdi.
2019 başında 2. romanı "Rüyet"i yayımlayacak"Ares Harikalar Diyarında" isimli ilk kitabını 1995'te kitapseverlerle buluşturan Derviş Zaim, 2019 başında da 2. romanı "Rüyet"in raflarda yer alacağını sözlerine ekledi.
"8 Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali"nin başkanlığını Prof. Dr. Adem Sözüer, direktörlüğünü ise Prof. Dr. Bengi Semerci üstleniyor.
"Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması" jürisi Zaim'in yanı sıra Pavlina Jeleva, Ivan Madeo, Evgenia Tirdatova ve Bennu Yıldırımlar'dan oluşuyor.
"12 Yıllık Gece", "Ayka", "Benim Kızım", "Çevirmen", "Daimi Şüpheliler", "Erkekler de Ağlar", "Filler Çimen", "Fındıklar Kırılırken", "İtaat", "Krotoa", "Kule", "Kuzey Rüzgarı", "Limonata", "Mali", "Sessiz Devrim", "Sokağın Sesi", "Suç Unsuru", "Suçlu", "Şok Dalgası, Aklımın Günlüğü", "Terbiye", "Utoya 22 Temmuz" ve "Yük", festivalde gösterimi yapılacak filmler arasında yer alıyor.