Kategoriler

IMF NİN AYAK SESLERİ

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan IMF yi Türkiye”den söküp attıklarını her
vesile ile dile getiriyordu.
Ama bakıyoruz şimdiki ekonomi yönetimi IMF nin ayak seslerini bize hissettirmeye başladılar,
Bu olay Yerel seçimlere gidiş yolunda AK Parti cenahını da rahatsız etmiş gözüküyor.
Dünya Bankası, Türkiye'ye ayırdığı kredi desteğini ikiye katlayarak 35 milyar dolara
çıkaracak. Hazırlık doğrulandı, ekonomi yönetimimizle temastalar.
Ekonomistler arasında şöyle bir görüş var: Dünya Bankası ile IMF, aynı madalyonun
iki yüzüdür. Dünya Bankası imdada geldi mi, arkadan IMF'nin ayak sesleri de gelecek
demektir.
Şişman kadın şarkı söylemeden operanın bitmemesi gibi.
Dünya Bankasının, yeni ekonomi yönetimine kredi açması iyi haber. Ama IMF'nin
öncüsü ya da habercisi midir, ufukta beliren ne, nasıl bir pazarlık ve anlaşmayla,
hangi şartlarda?
Şimşek çakmadan gök gürlemez, derler.
Belki de Dünya Bankasının, 3 yıllık yeni ekonomi programını desteklemeye gelmesi
bile yetecek. IMF de gelmiş kadar olacak, olması sağlanacak.
IMF'siz bir IMF programına geri dönüyoruz, denilebilir.
Adı sevimsiz; kredi dilimlerini ortada dolaşmadan, dolaylı onaylayamaz mı?
Dolaylı ilişki çözümü yetmezse... Yerel seçimlerden sonra IMF'yle doğrudan ilişkiye
geçme seçeneği de masada duruyor, kalkmıyor ki zaten.
Borç verilen paranın yerini bulup bulmadığını, nerelere harcandığını davulla, zurnayla
denetlemesi şart değil. IMF'nin, görünmeden gelip gitmeye başladığı dahi
konuşuluyor.
Şimşeğin ardından gök gürlemediğinde de soru şu; acaba ne düşecek? İsveç'in
NATO üyeliği, hafif kalır.
ENFLASYONLA MAAŞLAR ARTIK AYRI GÜNCELLENECEK
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün Orta Vadeli Program'la ilgili soruları
cevapladı.

Ekonomideki yeni hedefler, önceki gün gururla sunulmuştu,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tarihimizde ilk kez" dediği şahlanma hedefleri şöyle:
"2024-2026 dönemini kapsayan program sonunda, tarihimizde ilk kez 1,3
trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına millî
gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz."
İhracat da 300 milyar doların üstüne çıkarılacak.
2023 için ihracat hedefi, 500 milyar dolardı. Ekonomik büyüklük hedefi, 2 trilyon dolar.
Kişi başı gelir hedefi de 25 bin dolar.

Şimdi deniyor ki; 2026'da bunların yarısını yakalarsak tarihimizde bir ilki başarmış ve
yüksek gelirli ülkeler ligine girmiş gibi öpüp başınıza koyun.
OVP hedeflerinin havasından geçilmiyor, tarihi sıçramamıza az kaldı.
Malkoçoğlu gibi havalı Yeşilçam filmlerini, yapımcılar "gururla sunar"dı. Gururlanalım
da bugüne kadar hangi hedef, hangi ekonomi programı tuttu ki bu tutsun, sorularına
ne buyurulacak!
Daha geçen seneki OVP'de 2022 enflasyon hedefi, yüzde 65'ti. 2023'te yüzde 24,9.
2024'te ise yüzde 13.8. Ve 2025'te de yüzde 9,9.
2020’deki OVP’de 2022 enflasyon tahmini, sadece yüzde 6'ydı oysa. 2021’de yüzde
9,8.
40 gün önceyse Merkez Bankası, beklentisini güncellemişti. Bu yıl sonunda
enflasyonu, yüzde 58 bekliyordu.
Önceki gün OVP'yle bir daha güncellendi, 2023 enflasyon hedefi artık yüzde 65
Nasıl ama başarı grafiği! Tutmadığı sene ve hatta ay yok maşallah.
Bu başarının bir ödülü de olacak. O da çalışanlara gidiyor, başka kime olacaktı!
Bakan Şimşek, dün müjdeyi duyurdu.
"Bundan sonra ücret düzenlemeleri, hedef enflasyona göre yapılacak. Ama
çalışanlar, hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek" de.
Ezilmeyen kalırsa…

Nasıl olacaksa...

Yeni OVP'nin, hem ekonomiyi büyütüp hem enflasyonu indirme vaadine benziyor.
Enflasyonla büyüme mucizesinin tadını alan iktidar, yarın yol ayrımına geldiğinde
büyümeden mi vazgeçer, enflasyonu indirmekten mi?
Ne yardan ne serden geçme seçeneği yok, ya büyümeden ya enflasyonla
mücadeleden geçilmesi gerektiğini uzmanlar söylüyor.
Hem karnımız doyacak hem pastamız duracak, iyi bir dilek ve temenni.

Yorumlar