“AKDENİZ’DE, EGE’DE HİÇBİR MASUMU KENDİ HALİNE TERK ETMEDİK”
Akdeniz’de yaşanan mülteci dramına dikkat çeken Erdoğan, “Denizcilerimizin hüküm sürdüğü dönemde barışın, huzurun, adaletin ve tüm Akdeniz’de bugün yaşanan acı hadiselerle mukayese ettiğimizde ne durumda olduğumuzu görme bakımında bu süreci üzüntü ile takip ediyoruz. Biz medeniyetimizin bize verdiği görevleri bugün de yerine getirmenin çabasındayız. Akdeniz’de, Ege’de hiçbir masumu kendi haline terk etmedik. Sahil Güvenliğimiz ile kendi karasularımızda, donanmamızla dünyanın dört bir yanında insanlığın huzuru için çalışıyoruz. Bugün denize iniş törenini gerçekleştirmekte olduğumuz Bayraktar gemisinin gücümüze geç katacağımızdan şüphe yok. İlk amfibi gemimizi denize indirirken gurur içindeydik. Ardından Heybeliada ve Büyükada gemilerini teslim alarak donanmamızın emrine verdik. Tüm bu gelişmeler savunma sanayiindeki ilerlemelerin denizcilik alanındaki yansımaları. Geçmişte uçakları, araç gereçleri paramızla dahi almakta zorlandığımızı unutmadık, unutmayacağız. Gemilerimizi, denizaltılarımızı ve diğer ihtiyaçlarımızı kendi tasarımımız ve üretimimiz olarak ülkemizde tedarik edebiliyor olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.
“SAVUNMA İHTİYAÇLARIMIZI KENDİMİZİN ÜRETTİĞİMİZDE İSTİKBALE DAHA GÜVENLİ BAKACAĞIZ”
Türkiye’nin 2002 yılında savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 80’ini ithal etmekte zorunda olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu vahim tablonun istiklalimiz ve istikbalimiz için büyük bir tehdit olduğunu gördüğümüz için savunma sanayiini önceliklerimiz arasına aldık. Savunma sanayiindeki dışa bağımlılığı bugün yüzde 40’lar düzeyine indirdik. 2023 yılında hedefimiz dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırmak. Temel savunma ihtiyaçlarımızın tamamını kendimiz tasarladığımızda ve ürettiğimizde istikbalimiz ve istikbalimize daha güvenli bakabileceğimiz açıktır” şeklinde konuştu.
“ORDUMUZU GÜÇLENDİRECEĞİZ, KİMSE BUNDAN RAHATSIZ OLMASIN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayiindeki projelerini devam ettireceğini vurgulayarak, “Yeni projelerle donanmamızı güçlendirmek zorundayız. Hızır Reis’in donanma ile seferden döndüğü zamanın heyecanını hep birlikte yeniden yaşayacağımız günleri görmeyi temenni ediyorum. Barış istiyorsak daima savaşa hazır olmalıyız. Ülkemiz ve tüm dünyada barışı ve huzuru daim kılmak için tüm ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bundan kimse rahatsız olmasın. Bu milletin tarihinde sömürgecilik ayıbı yoktur ve olmayacaktır. Biz dostlarımızın emin olmasını sağlamak, birliğimize göz dikenleri caydırmak için bu yatırımları yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
“TIRMANIŞA GEÇEN TERÖR SALDIRILARI, BU ÇALIŞMALARIMIZI SÜRATLENDİRMEMİZİ GEREKTİRİYOR”
Savunma sanayi alanındaki yatırımların orta ve uzun vadeli yatırımlar olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bugün denize indirdiğimiz amfibi gemimizin başlangıcı aslında 2006 yılına kadar dayanır. İki gemiden oluşan bu projenin sözleşmesi başbakanlığım zamanında imzalanabildi. MİLGEM projesinde de 8 gemiden henüz 2’sini denize indirdik. Helikopter, uçak gibi pek çok projede ciddi ilerlemeler kaydettik, üretim aşamasına geldik ama hala kat etmemiz gereken mesafeler var. Temmuz ayından beri tırmanışa geçen terör saldırıları, bölgemizde yaşanan gelişmeler ve daha pek çok işaret bizim bu çalışmaları süratlendirmemizi gerektiriyor. Bunun ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Küresel sistem, ekonomik kaosla birlikte jeopolitik bir yeniden yapılan sürecinin içine girdi. Üstelik bu sürecin tüm önemli çatışmaları bizim yakın çevremizde cereyan ediyor. Bu dönemi ülkemiz lehinde değerlendirebilmemizin en başta gelen şartı güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayiine sahip olmamızdır. Askeri güçle desteklenmeyen diplomasi sizi yolda bırakır. Bizim yolda kalmaya tahammülümüz yok. Her alanda eksiklerimizi tamamlamalı ve hedeflerimize doğur tam yol ilerlemeliyiz. Atak helikopterlerimizi, Altay tanklarımızı, Anka ve diğer insansız hava araçlarımızı, uydularımızı, zırhlı personel taşıyıcılarımızı bir an önce eksiksiz olarak devreye almalıyız. Bugün denize indirdiğimiz gemimiz Bayraktar’ı bu kararlılığımızın sembolü olarak kabul ediyorum. Emeği geçenleri kutluyorum”