YÖK’ten yapılan açıklamada, son yıllarda yükseköğrenim görmek amacıyla, yakın coğrafyadan başlayarak yurtdışındaki bazı yükseköğretim kurumlarına Türkiye’den yoğun bir öğrenci akışı yaşandığı vurgulanarak” Bu durum, özellikle kamu sağlığını ve güvenliğini yakından ilgilendiren sağlık bilimleri (tıp doktorluğu, diş hekimliği, eczacılık vd.) hukuk ve mühendislik başta olmak üzere çeşitli alanlarda görülmektedir. Söz konusu alanlarda Türkiye’de hiçbir yükseköğretim kurumuna yerleşemeyen, hatta ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlara bile girmeyen bazı öğrencilerin, "giriş koşulu aramayan" yurtdışındaki bazı üniversitelere rahatlıkla kaydolabilmeleri, kamu vicdanını derinden yaralayan bir hal almıştır” ifadesi kullanıldı.
Diğer taraftan Kurula, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bu öğrencilerin o ülkenin dilini bilmeleri ve derslere devam etmeleri şartı aranmadan sadece sınavlara alındıkları, derslerin bazen tercüme yoluyla bazen de Türkiye’den getirilmiş, öğretim elemanı vasfı olmayan kişilerle sürdürüldüğü” yönünde yoğun şikâyetler intikal ettiğine dikkat çekilerek şöyle denildi:
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerimiz, elbette yurtdışında eğitim alma hakkına sahiptirler ve günümüzün yükseköğretim anlayışında bu konuda herhangi bir kısıt koymak düşünülemez. Burada söz konusu olan, bazı ülkelerde, o ülkenin kendi mevzuatı çerçevesinde kurulan ve devam şartı aranmayan üniversitelere reklamlarla Türkiye’den “toplu halde götürülen, kaydettirilen” ve mezuniyet sonrası ülkemizde, “sağlık, yargı ve mühendislik” gibi alanlarda meslek icra edecek öğrencilerin eğitim-öğretimlerinin niteliğidir.
Kurulumuz, sadece Türkiye’de yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilerin değil, aynı zamanda yurtdışında eğitim görmek isteyen öğrencilerin de gereken nitelikte eğitim görme haklarını gözetmek ve korumakla yükümlüdür. Bu konuda Kurulumuz, üzerine düşeni yapıp aşağıdaki kararı alırken, diğer kurum ve kuruluşlarla paydaşların da aynı hassasiyeti paylaşmalarını beklemektedir.”
Son günlerde yurtdışı yükseköğretim konusunda Kurula yapılan çok sayıda yazılı ve sözlü şikâyetler neticesinde yurtdışındaki bazı yükseköğretim kurumlarının tanınırlığı yeniden değerlendirildiği vurgulanarak Yükseköğretim Genel Kurulunun 12 Şubat 2015 tarihli toplantısında alınan kararlar şöyle açıklandı:
“Ortaöğrenimini Türkiye’de tamamlayan ve eğitime başladığı yıl CWTS Leiden Ranking, Academic Ranking of World Universities (Shanghai) ve University Ranking by Academic Performance (URAP) tarafından yapılan dünya üniversite sıralamalarında ilk 500 üniversite içerisine giren üniversiteler dışında kalan yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarında eğitim almak isteyen ilgililerin, mezuniyet sonrası denklik işlemlerinde ön koşul olarak; 2015-2016 eğitim-öğretim yılından itibaren, eğitime başlayacakları yıl, ÖSYM tarafından yapılan YGS ve LYS’ye girmiş olmalarına, Tıp doktorluğu alanındaki sıralamada ilk 40 bin, hukuk alanında ise ilk 150 bin içinde yer almalarına, ÖSYS Kılavuzunda yer alan tıp ve hukuk dışındaki diğer alanlarda en az, Türkiye’deki yükseköğretim kurumları bünyesindeki programlara yerleşen en son öğrencinin almış olduğu puanı almalarına,ÖSYS Kılavuzunda yer almayan alanlarda eğitim alacakların ise ön lisans programları için herhangi bir puan türünde en az 140, lisans programları için herhangi bir puan türünde en az 180 puan almaları gerektiğine, karar verilmiştir.”