Taş sevdası ailesinden etti
Ailesinin taş toplamayı bırakıp emekliliğini yaşamasını istediği Kara, eşi ve çocuklarının ikazlarına rağmen bu tutkusundan vazgeçemedi. Taş sevdası nedeniyle eşi ve çocuklarından da ayrılan Kara, ailesinden ayrı yaşadığını ifade ederek, "Ben bu taşların arasında yaşıyorum. Eşim ve çocuklarımdan ayrıldım. Ailem bana ‘emekliliğin keyfini çıkar’ dedi. Bende olmaz dedim. Çünkü ben doğa ve tabiat hayranı birisiyim. Yaptığım iş ailem tarafından kabul görmedi. Taş toplamaktan vazgeçemediğim için, eşim ve çocuklarımdan ayrıldık. Bende burada bu taşların arasında yaşıyorum” diye konuştu.
Doğayı anlamanın kendisi için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Kara, şekilleri ile cezbeden taşlarla evini doldurarak, müzeye dönüştürdüğünü söyledi. Taşların sırrını çözebilmek için bilimsel incileme de yaptıracağını ifade eden Kara, bilimsel inceleme için elindeki tüm taşları da fotoğraflamak istediği kaydetti.
“Her şey fotoğrafla başladı"
Her şeyin doğayı fotoğrafladığı sırada başladığını anlatan Kara, “TEMA vakfının iki dönem başkanlığını yaptım. Ekip arkadaşlarımla beraber doğa fotoğraflaması yaparken, taşların mükemmelliği gözüme çarptı. Rastladığım taşlar doğanın kendisine heykel yaptığını anımsatıyordu. Önce o taşları ufak ufak toplamaya başladım, sonra baktım bölgemizde ciddi hayvan fosilleri de var. O bölgeleri özellikle taradım. Tübitak’ın konuyla ilgili kitaplarını okudum, anladım ki bu bölge fosil bakımından taranmamış. O zaman niye tarayıcı ben olmayayım dedim. Her bölgeyi 15 yıldır adım adım gezerek bu gördüğünüz taş müzesini meydana getirdim. Bu taşları estetik zevkim ve tarih öncesi merakımla topluyorum. Bu taşlar bana, tabiatın oluştuğu o büyük depremlerin yerin oluşmasının birer hatırası gibi geliyor" dedi.