TFF Başkanı Yıldırım Demirören, bir televizyon programında önemli açıkmalarda bulundu. Demirören, "Yarın oynayacağımız Çek Cumhuriyeti maçı kritik bir maç ama kader maçı değil. Önceliğimiz Fransa'daki turnuvaya katılmak değil, her önemli turnuvaya katılan bir takım oluşturmak. Fatih Terim ile yola çıkarken de bu şekilde planlama yaptık. Bizim futbolcularımız Avrupa futbolcuları gibi kendine bakmıyor. Eğitim anlamında da onlarla aynı seviyede değiliz" dedi.
“ÇEKLER BİZİ YIPRATMAK İÇİN BU HABERİ YAPMAK İSTESELER BU KADAR ZARAR VEREMEZLERDİ”
Gökhan Töre ile Hakan Çalhanoğlu arasında yaşanan olayların haber yapılmasındaki zamanlamaya dikkat çeken Demirören, "Gökhan Töre ile Hakan Çalhanoğlu arasında yaşanan olaylar hakkında çok kritik Çek Cumhuriyeti maçı öncesi yapılacak bir haber değil. Çekler bizi yıpratmak için bu haberi yapmak isteseler bu kadar zarar veremezlerdi. 12 eksiğimizin bulunduğu bir maç öncesi bu şekilde haberleri tasvip etmiyorum. Saklanacak bir haber miydi diye sorarsanız, evet. Milli takım için saklanması gereken bir haberdi. Milli takıma zarar vermek isteyenler tarafından haberin zamanlamasının kasıtlı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
“GALATASARAY’IN BAŞARISIZLIĞININ SORUMLUSU NE FEDERASYON NE DE FATİH TERİM’DİR”
İnsanların gelip gidici olduğunu ancak kurumların kalacağını vurgulayan TFF Başkanı, “Bizler gelip, gideceğiz, kurumlar kalacak. Futbol bizle güzel, benle güzel değil. Bakış açılarımızla bunu buraya getirmemiz lazım. Ünal Aysal ile ilgili daha fazla konuşmak istemiyorum, her şey ortada. Galatasaray'ın başarısızlığının sorumlusu ne federasyon, ne de Fatih Terim'dir. Ben kulüp başkanı, kulüpler birliği başkanı ve federasyon başkanlığı yaptım. Tabii ki kulüp başkanları camialarını hitaben belli açıklamalar yapacak. Camiasına herkes sahip çıkacak. Ben de bu açıklamaları yaparken hata yaptım. Bunları yönetici arkadaşlarımın yapmasını istemiyorum. Hakemlere yönelik ben de açıklamalar yaptım. Ancak camianın içine girince, hiçbir federasyon, hakemin art niyetle hareket etmeyeceğini görüyorsunuz. Hakem yanlış çaldı, tamam çaldı. Ama futbolcu da golü kaçırıyor, ona bir şey diyebiliyor musunuz?" ifadelerini kullandı.
“KAVGA ORTAMI OLUŞTURARAK, BİRİLERİNİ SUÇLAYARAK OLMAZ”
Hata ve gerginliklerin zaman zaman olduğunu dile getiren Demirören sözlerine şöyle devam etti:
"Hatalar olabiliyor ve sonrasında gerginlik daha da artıyor. Öbür taraftan da, bu kulüplerin gerçek zorluklarını yaşayan başkan ve yöneticilerdir. Hepsi amatörce bu maçı yapıyor. Bir gelir yok, gönülden sevdikleri için yapıyorlar. Daha üzülüyorlar ve beyanatlar başka yerlere gidiyor. Benim demek istediğim bu. Siz de taraftarsınız ve sizin sorumluluğunuzda. Yönetici, hoca çok daha üzülüyor. Hoca da o takımı tutmuyorsa bir yere kadar üzülür, ama yöneticiler çok üzülüyor. Yöneticilerin ön planda olması çok normal. Ama kavga ortamı oluşturarak, birilerini suçlayarak olmaz. Birlik, beraberlik ile olur. Hepsi seçim ile oluyor. Çıkıp konuşmaları normal."
“FUTBOLUN BAŞI OLMAK HEM ZOR HEM DE KEYİFLİ BİR ŞEY”
TFF Başkanı seçilmesiyle ilgili süreci de anlatan Yıldırım Demirören, "Kulüpler Birliği döneminde TFF Başkanı olma fikri gündeme geldi. 3 Temmuz sürecinde yapılan görüşmelerde, herhalde benim fikirlerimi kulüp yöneticileri beğendiler. Benim hedef olarak koyduğum bir şey değildi federasyon başkanlığı. 127'ye yakın kulübün sorumluluğu var bende, artı binlerce amatör takımın sorumluluğu var. Türkiye'de futbol, siyasetten sonra en çok takip edilen 2. mevzu. Bunun başı olmak hem zor, hem keyifli bir şey" sözlerini sarf etti.
“BAŞKANLAR SEÇİMLE GELİYOR, SEÇİMLE GİTMELİ”
Türkiye’de yönetimlerin ortalama görev süresinin 2 sene olduğunu dile getiren TFF Başkanı, “Nasıl başarı sağlayacaksınız. Dünyanın önemli liglerinde de o kadar hakem hataları görüyoruz ki. Bir gelişim var. Hafta sonu bir maçta hata yaptı diye Cüneyt Çakır'ın hatasını kimse inkar edemez. Buradaki puanların da Avrupa'da değeri var. Bizim dönemimizde hakemlerimiz Avrupa'da çok maç yönetiyor seviyeye geldi. Artık yarı profesyonelliği getiriyoruz hakemlikte. Maaşları arttırdık. Ama Avrupa ile kıyasla yine düşük kazanıyorlar. Onun için rakamı biraz yükselttik. Bunu yaparken, sadece federasyondan değil, kulüplerden de pay aldığımız için fazla arttıramıyoruz. Türkiye'de kulüp başkanları seçimle geliyor, seçimle gitmeli, federasyon başkanı da aynı şekilde. Bu anlayışa gelmezsek, bir turnuvaya katılırız, çok iyi; sonra senelerce bekleriz" ifadelerini kullandı.
“6 HAKEM UYGULAMASI BAŞARILI OLDU”
Bazı hakemlerin sevilerinin beklenen noktada olmadığını da vurgulayan Demirören şöyle devam etti:
"Hakem hataları oldu ve bazı hakemlerimizin seviyeleri beklenen noktada değil. Ama toplanacaktır. Genç hakemleri getiriyoruz ve görev veriyoruz. Hakemlerimiz birkaç hata dışında başarılı. 6 hakem uygulaması başarılı oldu. Yüzde 70'e yakın hatalar azaldı. Haftada 1-2 kere Zekeriya bey ile kahve içerim. Ben maçın hakemini maç başlayınca açıklarım. Tek bir şey söyledim, kim ne açıklarsa açıklasın; nereye kim uygunsa onu vereceksiniz."
"FUTBOLDA EN BÜYÜK TEHLİKE, FİNANSAL DÜZENLEMEDİR"
Futbolu izlemeyi sevdiğini söyleyen Demirören, "Ben futbolu bir yere kadar bilirim. Ben izlemeyi seviyorum. Televizyon daha güzel oluyor, arkadaşlarınla ailenle izliyorsun. O gün 5 maç da izleyebiliyorsun Avrupa ile. Ama stadın yeri de başka. Büyük takımlarımızda, Anadolu takımlarımızda reklamlar yok. Şirketler burada olmak istemiyor. Kulüplerimizin mali durumlarını biz bire bir biliyoruz. Biz bunları görüyoruz. Futboldaki en büyük tehlike, finansal düzenlemedir" dedi.
“BAŞLADIĞIM İYİ YARIM BIRAKMAM”
Bir sonraki seçimde yeniden TFF Başkanlığı’na aday olacağını belirten Demirören sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayatta hayalleriniz vardır, ama yol açık olmadıkça bunları yapma şansınız yoktur. Bzi devam edecekmiş gibi çalışıp, bırakacakmışız gibi de yatırım yapıyoruz. İmkanımız ne ise bunları yapıyoruz. Futbol için de uzun vadede ne değiştireceksek, bunları yapıyoruz. Tabii ki adaylar çıkabilir, ama ben yapı olarak başladığım işi yarım bırakmam."