“IŞIK KİRLİLİĞİ ÇALIŞMALARI 90’LI YILLARA DAYANIYOR”
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirlerine açıklamada bulunan Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Aslan, Türkiye’de ışık kirliliği çalışmaların 1990’lı yıllarda başladığını söyledi. Aslan, “Işık kirliliği, bu zamanlarda henüz dünyada daha yeni yeni konuşulmaya başlanmış bir konuydu. Mesela ışık kirliliğini Meclis yasasından geçirilmemiş Amerika’nın hiçbir eyaleti ya da Avrupa’nın hiçbir şehri yok. Ancak biz henüz bu noktaya gelemedik” dedi.
TÜRKİYE’DE IŞIK KİRLİLİĞİNİN ENGELLENMESİ PROJESİ
Bu anlamda aslında uzun yıllardır Türkiye’de yapılmaya çalışılan bir çalışma olduğunu ve bu çalışmanın projelendirildiğini aktaran Bülent Aslan, pilot bölge çalışması yapmak için Eskişehir’de çalışmalara başladıklarını anlatarak şunları söyledi;
“Bunun projelendirdiği bir durum da var; ‘Türkiye’de ışık kirliliğinin engellenmesi projesi’. Biz bu proje kapsamında bir pilot bölge çalışması yapmak için Eskişehir’de başladık. Böyle basit bir yaklaşımla başladık ama sonradan bunu biraz geliştirdik. Acaba yanlış aydınlatmadan kaynaklı gökyüzüne saçtığımız kullanamadığımız ışığın ekonomik giderini biz bulabilir miyiz? Biz buna ne kadar ışık harcıyoruz? Diye düşündük. Eskişehir’i bölgelere böldük. Her 1 kilometrede bir veri aldık. Bunun bir haritasını çıkardık. Burada bir model geliştirdik ve hesap yaptık.”
“ESKİŞEHİR’DE HAVAYA SAÇILAN IŞIK, 2 BİN 500 HANENİN ELEKTRİĞİNİ KARŞILAYABİLİYOR”
Doç. Dr. Bülent Aslan, yaptıkları hesaba göre Eskişehir’de yaklaşık 2 milyon TL’nin gökyüzüne saçıldığına dikkat çekti. Bu rakamın 2 bin 500 hanenin elektriğini karşıladığını, Türkiye geneli olarak hesaplandığına ise 200 milyon TL’nin havaya uçtuğunu anlatan Aslan, “Eskişehir kent merkezi olarak, yıllık yaklaşık 2 milyon lira gibi bir rakamı gökyüzüne saçıyoruz. Bu büyük bir rakam. Bu ne demek? Bu rakamla 2 bin 500 hanenin elektrik değerlerini karşılayabilirsiniz demek. Bu kent merkezinde Eskişehir’de yaptığımız çalışmayı Türkiye’ye vurduğunuz zaman, bu rakama biraz varsayımsal olacak ama, yaklaşık yıllık 200 milyon lira gibi bir rakamı biz hiç kullanmadan sadece harcıyoruz demek oluyor” şeklinde konuştu.
“ATMOSFERİN ÇALIŞMA YAPISINI DA BOZDUĞU İÇİN İNSAN SAĞLIĞINI ETKİLİYOR”
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Aslan, ışık kirliliğinin maddi zararın yanı sıra insan sağlığına da olumsuz etkileri olduğunu hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sadece çöpe de atmıyoruz, keşke sadece çöpe atıyor olsak. Bunu verdiği diğer zararları da düşünmek durumundayız. İnsan sağlığına zararları, doğaya zararı. Bakın bir başka çok ilginç bir etkisi daha vardır ışık kirliliğinin. Hava kirliliğini arttıran bir şeydir. Çünkü atmosfer akıllı bir mekanizma olarak geceleyin karanlıkta kendisini temizleyen bir yapıya sahiptir. Biz bunlara azot kökleri deriz. Azot kökleri atmosferi kirleten parçalarla bağ kurarlar. Ama gökyüzü aydınlık olduğu zaman, bunlar zayıf bağlar olduğu için ışık bu bağları kopartır ve gökyüzü kendisini temizleyemez hale gelir. Dolayısıyla biz normalde sabah kalktığımızda, gece yattığımıza kıyasla daha temiz bir atmosfere kalkmamız gerekirken, bunun da yapamaz hale geliyoruz. Yani sadece çöpe atmakla da bitmiyor olay maalesef.”