Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız-Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan Ankara nümayışını anmak amacıyla ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askeri hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkum tarafından kutlanmıştı. Sonraki senelerde devam eden toplantılar Türkçülük Günü adını almıştı.
3 MAYIS 1944 TARİHİ
Yazar Seyhan Çağlar Emen, 3 Mayıs Türkçüler Günü anısına daha önce hiçbir yerde yayımlanmayan, arşivinde yer alan tarihi fotoğrafları paylaştı. Emen, o yıllara ait yaşananları şöyle anlattı:
“Milli Eğitim Bakanlığında yapılan tehlikeli kadrolaşmanın karşısında Hüseyin Nihal Atsız, dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na hitaben iki açık mektup yazar ve bu mektupları Orkun dergisinin 1 Mart 1944 ve 1 Nisan 1944 tarihli sayılarında yayınlanır. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel telaşlanır, yandaşlarının teşvikiyle Sabahattin Ali ile birlikte Hüseyin Nihal Atsız’ı mahkemeye verir. İlk mahkeme 26 Nisan 1944 günü Ankara’da görülür, ikinci mahkeme 3 Mayıs 1944 tarihinde Ankara’da görülür. Mahkemeye giremeyen gençler protesto için adliye binasından Ulus meydanına yürür. Milli Marşlar söyler ve komünizm aleyhine slogan atarlar, protestolara müdahale eden polisler; gençleri döver, eziyet ederler ve 165 genç tutuklanır.”
FİKRİYATTAN FİİLİYATTA GEÇİŞ
Yaşananları Türk Milliyetçiliğinin fikriyattan fiiliyata geçtiği tarih olarak adlandıran Emen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1945’den bu yana her yıl 3 Mayıs Türkçüler Günü olarak kutlanmaktadır. Olayla ilgili İstanbul’da da tutuklamalar gerçekleştirilir. Dönemin önde gelen ilim adamı, eğitimci ve askeri şahıslarına işkence edilir, 2-3 gün aç, susuz bırakılır. İstanbul’da tutuklanan 25 kişinin mahkemesi 7 Eylül 1944-29 Mart 1945 tarihleri arasında 65 oturum olarak devam eder, mahkeme savcısı adaletsiz karar vermiş ve 10 kişi çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Askeri Temyiz Mahkemesi, kararları esastan ve usulden bozmuş, sanıklar 26 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilir.”
"GELECEK NESLE AKTARILMALI"
Emen, fotoğrafların bir arşiv olarak saklanmasını istediğini belirterek şunları söyledi:
“12 Eylül öncesinin karanlık ortamında çoğu faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş ve ülkücü şehitlerimiz olarak tarihe geçmişlerdir. Bu fotoğrafların yayımlanarak bizden sonraki nesile miras kalmasını istiyorum. Daha önce hiçbir yerde yayımlama imkânımız olmadı. Malum mevcut olan siyasi konjonktürde bu pek de mümkün görünmüyor. Bu fotoğrafların bir arşiv olarak gelecek nesillere aktarılmasını temenni ediyorum.”