Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) yeni Başkanı Haluk Dinçer, düzenlediği ilk basın toplantısında ’kutuplaşmaya’ dikkat çekip, taraf olmayacaklarını vurguladı. Dinçer şunları söyledi: "Maalesef Türkiye gündemi toplumsal kutuplaşmaya maalesef yenik düştü. Bu kutuplaşma uzlaşmaya izin vermiyor. Ne söylendiğine değil, kimin söylendiğine bakılıyor. Siyasetin ayrıştırıcı söylemi kutuplaşmayı keskin hale getiriyor. Teorik olarak Türkiye’de demokratik düzen var ama bundan faydalanamıyoruz. Kurumlar arasında sağlıklı ilişkiler kurulamıyor. Tüm kurumlar bu ağır kutuplaşmadan nasibini alıyor. TÜSİAD’ın taraf olmasına şimdiye kadar izin vermedik asla da vermeyeceğiz. TÜSİAD’ın kimseyle küsme gibi bir lüksü olamaz.TÜSİAD’ın iktidarla, hükümetle küsme kırılma durumu olamaz. Demokrasilerde farklı görüşlerin olması çok doğal, kutuplaşmanın tarafı olmadık, olmayacağız. Hükümetler farklı sesleri zenginlik olarak görmeli. Özeleştiri yapılmasını ve dönemsel olduğunu umut ettiğimiz kutuplaşmanın sona ermesini diliyoruz Siyasi partilerden beklentimiz farklı görüşleri anlamaları”
Dinçer konuşmasına genel ekonomik değerlendirmeler ile devam etti. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının önemine dikkat çeken Dinçer, vergi aflarının kayıt dışılığı özendirdiği uyarısı da yaptı.
Türkiye’nin orta vadede, yüzde 5 ve üzerinde büyümeyi sağlaması gerektiğini vurgulayan Dinçer, bu konuda kamu maliyesinde dengenin önemine işaret etti. Dinçer, "Kamu maliyesindeki dengenin bozulmamasını diliyoruz. Türkiye’de tasarrufların düşük olması, daha çok şirketlerin katma değerinin düşük olmasından kaynaklanıyor. Bağımsız merkez bankacılığı çok önemlidir ve bunu sürdürmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Yakın zamanda bir vergi affının gündeme geldiğine de işaret eden Dinçer, "Son 15 yılda Türkiye’de tam sekiz vergi affı uygulanmış; arızi olmaktan çıkmış, istikrar kazanmış" dedi ve şunları söyledi: "Tabii, bu aflar Hazine’ye gelir sağlıyor ama aflardan sonra vergi kayıpları aynı şekilde tekrardan artıyor, kayıt dışı ekonomi büyüyor. Vergi afları kayıt dışılığı özendiriyor, aflarla ilerlemek yerine sistemin etkinliğini artıracak reformlar yapmanın daha doğru olacağına inanıyoruz. Yargı alanında çok ciddi bir reform ihtiyacımız var."
Çözüm sürecini olağanüstü cesaretli bir girişim olarak gördüklerini de vurgulayan Dinçer, "BizTÜSİAD olarak çözüm sürecine başından beri destek verdik. Sürecin ekonomik ayağına destek olduk, bölgeye ziyaretler düzenledik. Sürece yönelik çok eleştirdiler var ki ben de bunlara katılıyorum. Yeterince şeffaf değil. Yeterince adımlar atılmıyor. Muhalefet yeterince katılmıyor" dedi.