Görüşmelerin olumlu geçtiğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu bir önceki AB-Türkiye zirvesinde alınan kararların yürürlüğe konulduğunu ancak Suriye'deki durumun kötüleşmesi nedeniyle "cürretkar bir karara" ihtiyaç duyulduğunu ve bu nedenle "yapıcı ve yaratıcı" bir teklif getirdiklerini belirtti ve "Türkiye'nin Yunan adalarından aldığı her bir Suriyeli için bir diğer göçmenin Avrupa'ya yeniden yerleştirilebileceğini teklifini getirdik. Bu oyunu değiştiren yeni bir teklif ve amaç yasadışı göçü, insan kaçakçılarını engellemek" şeklinde konuştuk. Mültecileri yasal göçe teşvik etmeği plandıklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu "Türkiye 2.7 milyon göçmenle dünyada mültecilere en çok ev sahipliği yapan ülke. Sadece kampta kalan mülteciler için 10 milyar dolar harcadık. Suriyeli mültecileri geri kabul ederek biz yasa dışı göçü asgari seviyeye indirebileceğiz" dedi. Geri kabulün planlanandan önce uygulanacağını vurgulayan Davutoğlu bunun karşılığında da vize serbesitesinin haziran ayı sonuna kadar başlayacağını bildirdi.
Bu anlaşmanın AB-Türkiye katılım paketi olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Başbakan Davutoğlu "Suriye meselesi bize çok daha sofistike ve çok daha bütünleşmiş bir AB-Türkiye stratejisinin gerekliliğini göstermiştir" dedi. Davutoğlu 5 yeni fasılın açılacağını da belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa kamuoyunda "Türkiye para dileniyor" düşüncelerine tepki göstererek 29 Kasım'da gerçekleştirilen ilk zirve bildirgesinde kararlaştıralan 3 milyar euro'luk fonun bir başlangıç olarak ifade edildiğini vurguladı. Başbakan Davutoğlu "Altını çiziyorum bu 3 milyar euro Suriyeli göçmenler için kullanılacaktır. Tek bir euro'su bile Türkiye vatandaşları için kullanılmayacak. Türkiye bütün Suriyeliler için toplam 20 milyar doları kendi bütçesinden harcadı ve Türkiye'nin kendisi için hiç böyle bir para ihtiyacı yok. Bizim istediğimiz para adil bir yük paylaşımıdır. Bu trajedisinin nedeni Türkiye de değildir AB de değildir, bu insalık trajedisinin gerçek müsebbbibi olanların sürdürülebilir bir ateşkes olması için daha fazla gayret sarfetmesi lazım. Biz dün geceden beri zulüm içeren Suriye rejiminin ve Daeş'in yarattığı maduriyeti gidermeye çalışıyoruz" dedi ve sürecin önümüzdeki günler içinde başlayacağını ifade etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Türkiye'nin uluslararası koruma altında olmayan ve Yunanistan'da bulunan düzensiz göçmenleri geri alacağını belirtti ve "Türkiye'nin Yunan adalarından alınacak her Suriyeli için Türkiye'den bir Suriyeli Avrupa'ya yerleştirilecek. Bu ezber bozan bir uygulama olacak. Bir taraftan bu önlemlerle kaçakçılık şebekelerini çökerteceğiz, bir taraftan da bu göçmenlerin yasal yollarla Avrupa'ya gelmesini sağlayacağız. Bu sayede bu madur insanlar kaçakçılara para ödemek zorunda kalmayacaklar" ifadesinde bulundu. Juncker AB Komisyonu olarak tahsis edilen 95 milyon euro'luk ilk finansman dilimi ile Suriye çocukların eğitim ve gıda masraflarının karşılanacağını ifade etti ve 3milyar euro'luk fonun 2018 yılı itibariyle başka fonlarla da destekleneceğinin altını çizdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Zaman gazetesinin kayyuma devredilmesi nedeniyle Türkiye'de ifade özgürlüğü hakkında gelen bir soru üzerine "İfade özgürlüğü sadece AB'nin değil Türk demokrasisinin de bir temel değeridir. Türkiye çok dinamik bir medyaya sahip, gerektiğinde hükümete çok ağır eleştirilerde yöneltirler. Sizin bahsettiğiniz dava bir yargı davasıdır, siyasi dava değildir. Savcıların iddianamesi ifade özgürlüğüyle değil de kara para aklama ve bazı suçlarla ilgilidir. Yani devlete sızmış, polisi ve yargıyı kullanan bir yasa dışı örgütle ilgili bir süreçtir bu. Bütün kararları bağımsız Türk mahkemeleri alacaktır" yanıtını verdi.