Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir cami inşaatında işçi olarak çalışan 42 yaşındaki Mustafa Sabbuh da Suriye’de iki üniversite bitirmiş ve daha sonra Suriye, Lübnan gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde heykeltıraş ve dekoratör olarak çalışmış. Heykeltıraşlığın çocukluğundan beri en büyük hayali olduğunu belirten Sabbuh, şunları söyledi:
“Suriye'nin İdlib şehrinde doğdum. Küçük yaşımdan beridir, tarihe, sanata ve mimariye ilgi duyuyordum. Daha sonra Halep Üniversitesi’nde Edebiyat ve Güzel Sanatlar dallarında eğitim aldım. Halep ve Lübnan'da çeşitli tarihi yapılarda dekoratör ve heykeltıraş olarak çalıştım. Daha sonra Suriye’de iç karışıklık meydana gelince, tekrar orada yaşayamayacağımı düşünerek, eşimi ve çocuklarımı alarak, Türkiye’ye geldim, bütün her şeyim Suriye’de kaldı. Eşimi ve çocuklarımı Kilis’teki mülteci kampına yerleştirdim ve çalışmam gerektiği için böyle inşaatlarda çalışmaya başladım. Tarihi mekanları seviyorum, yaklaşık bir aydır, bu camide çalışıyordum, şimdi de Bitlis'e gideceğim, orada da yine benzer bir tarihi mekan var. Türkiye halkına ve devletine minnettarım, Allah razı olsun, Müslüman kardeşlerini yalnız bırakmadılar, kucak açtılar. İnşallah bir an önce bu savaş biter ve bizler de yurdumuza döneriz. Ama burayı da çok sevdim, iş arkadaşlarım da çok iyiler, bağlarımı koparmayacağım.’’
Yaklaşık 40 bin Suriyeli sığınmacının bulunduğu Gaziantep’in Nizip ilçesinde, işçi kahvelerinde ve parklarda iş bekleyen ve bir çoğu ülkelerinde savaş öncesi öğretmen, mimar, üniversite öğrencisi ve iş yeri sahibi olan yüzlerce Suriyelinin tek isteği, bir an önce Suriye’deki savaşın bitmesi ve kendi topraklarına dönmeleri.