Konuya ilişkin açıklama yapan işadamı Ümüt Yazgan, “Dünya Pazarlama Dağıtım A.Ş’ de 2004 ile 2015 yılları arasında görev yaptım. Bölge müdürlüğü ve bölge müdür yardımcılığı görevlerinde bulundum. Burada bütün personellerin SSK ödemelerinden tutun, faturasız mal satmalarından tutun, kurban parası adı altında para toplamadan tutun, burs parasından tutun, mecburi gazete almasından tutun da birçok şeylere şahit olduk” dedi.
“BİZİ KULLANDIKLARINI ANLADIK, BİZİ TEHDİT ETTİLER
Cemaat tarafından kullanıldıklarını, ayrılma kararı aldıklarında ise tehdit edildiklerini ifade eden Yazgan, “En son gelmiş olduğumuz 2012 yılından sonra maneviyatın olmadığını, bizi bir şekilde kullandıklarını anlayarak şirketten arınmak istediğimi söyledim. Beni tehdit ettiler. Başıma bir takım şeyler geldi. Bir müddet daha çalışmamı istediler. Ben de nihayetinde yapıyı az çok anladığım için korkarak bir müddet daha devam ettim. Sonrasında çalışmayacağımı söyledim ve ayrıldım” diye konuştu.
“TAZMİNATLAR BANK ASYA ÜZERİNDEN ÖDENDİ GÖSTERİLDİ”
Mungan, “Burada benimle beraber binlerce mağdur arkadaş vardır. Ne SSK’ları nede tazminatları ödenmemiştir. Ve en önemlisi tazminat ve maaşları ödendi diye Bank Asya’dan üzerinden ödendi evrakı alıp ve kendileri tekrar parayı çekip ‘bunu ödedik’ diye inkar etmişlerdir. Şu anda SSK’larını yatırmayıp SSK borçlandırdığı birçok mağdur arkadaşımız vardır. Ve burada çalışanların birçoğu parasını alamamıştır ve bir de tehdit edilmektedirler” dedi.
“PARAYI BAŞKA YERLERE AKTARIYORLAR"
Mungan, “Onun haricinde paraları başka yerlere aktarıyorlar, aktardıklarını biliyoruz. Bu paraları banka üzerinden değil de kendileri bizzat toplayarak aktardıklarını biliyoruz. Mağduruz, mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Devletimizin bize sahip çıkmasını istiyoruz. Bu firmanın ve bu firma çalışanlarının bir şekilde yargı tarafından sorgulanmasını, yargılanmasını istiyoruz” diye konuştu.
“GELDİĞİMİZ NOKTADA ONLAR BİZİ YARGILIYOR, ONLAR BİZİ TEHDİT EDİYOR”
Mungan, “Ama ne yazık ki geldiğimiz noktada onlar bizi yargılıyor, onlar bizi tehdit ediyor. Hala bize davalar açıyorlar. Ben sizlerden bu konuda yardım talep ediyorum ve sesimi tüm Türkiye duysun istiyorum. Maaşlardan kurban parası adı altında veya etkinlik adı altında, burs parası veyahut gazete parası adı altında paralar alınıyor. Zaten bunların maaş bordroları bende var. Etkinlik adı altında etkinlik yazıyor ama bunlar burs parasıdır, etkinlik yoktur. Gazete parası gibi evraklar var” diye konuştu. Ümüt Mungan, “Benim bir tane dairem var. Bu dairemin üzerine teminat senedi altında vermiş olduğum senedimi kendileri 250 - 300 bin TL yazarak alacağımız var diye icra koydurttular. Onlara benim böyle borcum olmadığını kanıtladım. ‘Olabilir nihayetinde bizim ihtiyacımız var bu parayı senden alacağız’ diyorlar. Şu anda ben zor durumdayım. Çocuklarımla dışarıda mı kalacağım, bu gidişle bunlar dairemi alırsa ben nerede yatacağım, nerede kalkacağım” şeklinde konuştu.
Mungan, “Bu firma büyük bir firmaydı, büyük bir yapıydı, çok çalışanı vardı, büyük cirolar yapan, büyük paralar dönen firmaydı. 17 - 25 Aralık sürecinden sonra firmayı Akfa Holding’e satışını yaptılar sonrasında oradan başka bir kişiye paravan bir firma kurdular oraya yaptılar, orada genel müdürü değiştirdiler. Şimdi Amerika’da ismini hiç duymadığım bir kişiye verdiklerini söylüyorlar. Bu kişinin de Türkiye’de olmadığını söylüyorlar. Hiçbir şey hak edemeyeceğimizi ve bu işten bizim zarar edeceğimizi söylediler” dedi.
Devlet yetkililerine seslenen işadamı Mungan, “Bize yardım edilmesini istiyoruz. Benim gibi binlerce arkadaşım mağdur olmuş ve bu mağduriyetimizin giderilmesine, bu firmanın ve bu firmadaki yöneticilerden hesabın sorulmasını istiyorum. Sayın cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, lütfen bize yardımcı olun, destek verin, yanımızda olun. Yani bizim bu kişilerle uğraşacak ne gücümüz ne de imkanımız var” diye konuştu.
“HER YIL 3-4 TANE KURBAN PARASI VERİYORDUM”
Zorla kurban parası ve burs vermek zorunda bırakıldıklarını ifade eden iş adamı Ümüt Mungan, “Herkesten bütün çalışanlardan almışlardır. Ben her yıl 3-4 tane kurban parası veriyordum. 3 veya 4 tane 11 yıl boyunca. Bir defa burs parası veriyorduk 5 bin lira, onlar maaşımızdan kesiyor. Zaten bizim vermemize gerek yok, maaşımızdan otomatik olarak kesiliyordu. Bugün 5 bin lira olsa 10 yılda 50 bin lira yapar. Kurban paramızın tanesi o zamanlar 600 liraydı, 3 tane olsa bin 800 çarpı 18 bin lira yapar. Mesela sadece benden 100 bin lira kestiğini düşünelim, binlerce çalışan var. İstek dışında alınıyor. Gelir başımızdaki amir, ‘işte bunu yapacaksın’ diyorsa kişinin hatırı için, içinden gelmiyorsa da peki diyebiliyorsun. Bu sefer seni gözüne kestirtiyor, işten çıkarttırıyor gibi şeyler olmasın diye peki diyorsun yani vereyim diyorsun” dedi.
İş adamı Ümüt Mungan, “Bundan 2 - 2.5 yıl önce anladım. Artık araştırmaya başladım. Ondan sonrada dedim ki tamam artık. Benim için kopma noktaları vardı onların içerisinde. Çünkü birkaç defa yalan beyanlarını gördüm. Oradaki abilerin yaşantılarına bakıyordum. Çok lüks arabalar ve yaşantılarına şahit oldum. Biz yıllarda çalışmışız öyle bir lükslüğü göremiyoruz. Hatta bir gün para toplayan bir abi bana dedi ki; “ya sen veriyorsun ama sen zannediyor musun senden toplayıp genel müdürün bu parayı veriyor’ Dedim veriyordur, ‘ya dedi ‘o verir mi para?’ Nasıl yani dedim, ‘o para toplayıp kendi aralarında pay ediyorlar’ gibi cümleler kurdu. Tabii ben gözümle görmedim, şahit olmadım” diye konuştu.
Mungan, Samanyolu TV yönetimine bağlı olan firmanın 17 Aralık olaylarından önce Dünya Holding adıyla sözde Samanyolu TV’den ayrıldığını ancak yönetim kurulu üyelerinin yine aynı isimlerle devam ettiğine dikkat çekti. Mungan, yönetimde aralarında Faruk İlk, Hidayet Karaca, Abdurrahman Uzun ve Ali Erşen’in de bulunduğu birçok ismin bu firma adı altında faaliyetlerini sürdürdüklerine dikkat çekti.
Mungan, zorla toplanan himmet paralarının bavullarla transfer edildiğini, cemaatin vergi kaçakçılığı yaptığını, personele sahte senetler düzenlendiğini, tazminatların ödenmediğini ve tehdit olaylarının sıkça yaşandığını ileri sürdü.