Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, "Keşke Tayyip Erdoğan olduğu gibi bilinebilse. Gayreti, iyi niyeti, kimseye kıyamamasıyla bilinebilse." dedi.
Erdoğan, Moral FM'de Ömer Ekinci'nin sunduğu "Neden Olmasın" adlı programda, aile yaşamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi hayatı boyunca çok yoğun bir çalışma temposu içinde olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Genelde biz uyuduktan sonra gelirdi. Sabah evde kahvaltı geleneğimiz hiç oluşmamıştı. Akşam yemeklerini birlikte yememişizdir. Akşam yatarken geldiyse çok net hatırlıyorum. Bize ayakta masal anlatırdı. Masaldaki karakterleri canlandırırdı. Kamburlu bir karakteri sırtına yastık koyarak canlandırdığını hatırlıyorum. Baba olarak gerçekten çok şefkatli ve merhametli olduğunu hatırlıyoruz. Belki bize çok vakit ayıramamanın da burukluğunu yaşamıştır. Zamanım çoğunu yatılı veya yurt dışında geçirdiğim için de babamı bir siyasetçi olarak daha çok takdir ettiğimi düşünüyorum. Yurt dışından Türkiye'yi takip ederken takdir etmek benim için çok daha anlamlı olmuştur."
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sabah evden çıktıktan sonra bakkala uğradığını ve sokaktaki çocuklara çikolata ikram ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İkram etmeden önce 'Rabb'imiz kim, Peygamberimiz kim, kitabımız ne?' diye sorular sorardı. Bilene verirdi. Bilmeyene doğrusunu söyleyip verirdi. Babam ne zaman mahalleye gelse çocuklar peşinde toplanırdı. Cumhurbaşkanımız genç yaşlarda futbol oynadı. İETT'de çok sayılıyor ve seviliyordu. İmam hatipli olduğu için 'Hoca' diye çağrıldığı oluyordu. Siyasette Milli Selamet çizgisinden beri sürekli bulunduğu yerlerde başkanlık pozisyonuna geliyordu. Bağlantısı sebebiyle değil bunu da tanınırlığıyla yapıyor. Nüfuzlu bir aileden de gelmiyor."
Bilal Erdoğan, siyasetin çok enteresan dinamikleri bulunan bir süreç olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik saldırılara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle son 5-6 yıllık süreçte o itibarını tahrip etmek için ciddi saldırılara maruz kaldı. Genelde yurt dışı odaklı olduğunu görüyoruz bunların. Düşünün ki Türkiye'nin iyiliğini istemediğini bildiğimiz merkezlerden Erdoğan'la ilgili şeyler duyuyoruz. Bunun içeride de karşılığı oluyor. Halbuki çevresinde marjinal olarak değerlendirilmeyen, her zaman sevilen, her ortamda öncü ve başarılı olmuş birisinin, kucaklayıcı olmayan biri gibi kabul ettirmeye çalıştılar. Darbe sürecini tertipleyenler darbesiz bir şekilde 'Nasıl yaparız'ın planını yaptılar yıllarca. Olmayınca buna teşebbüs ettiler. Aileden olmamız nedeniyle bu karalama kampanyalarından biz de nasibimizi aldık. Keşke Tayyip Erdoğan olduğu gibi bilinebilse. Gayreti, iyi niyeti, kimseye kıyamamasıyla bilinebilse. Bilenler çok seviyorlar. Bir şekilde ikna edilmiş, kafası karıştırılmış insanlar belki de hiçbir zaman Tayyip Erdoğan'ı tanıyamayacaklar diye de üzülüyorum."
Başkalarına faydalı olmayan bir hayatı yaşamanın anlamlı olmadığını anlatan Erdoğan, "Kasımpaşa'da olduğumuz zamanlarda dahi etrafındaki gençleri imkanı varsa burs vererek göndermişliği vardır. Bunların içinde üst düzey yönetici ve bugün bakan olanlar var. Gençlik ve Spor Bakanımız İngiltere'ye gitmesine destek olduğu gençlerden biri. Şu anki bakanımız. Hem doktoralı hem de İngilizcesi çok iyidir. Dünyayı çok iyi tanır. Bunlar Cumhurbaşkanımızın vizyonu. Kendileri yurt dışına gitmek istediğinde onu destekleyen birilerini bulamadı zamanında. Öyle olunca kendisi etrafındakilere bu tür destekleri yapmıştır." diye konuştu.