“Babam aradı, madende patlama olmuş diye. Eşimi aradım ama telefonu evde unutmuş. Madeni aradım açan olmadı. Sonra herkes toplandı. Babamlar maden yerine gitti. Ambulanstaki birini eşime benzettim, küçük kızım babam bulundu diye yerlere attı kendini ama değilmiş. O gece sabaha kadar bekledik. Ama haber yine gelmedi. O beklemek insanı zaten öldürüyor. Ve ertesi gün soğuk hava deposundan saat 17:30 gibi haber geldi. O gün eşim maden çok sıcak diyordu. Ayaklarının üzerinden tutun dizlerine kadar sivilce gibi bir şeyler çıktı. Kalbim sıkışıyor, ben öleceğim herhalde diyordu. Beni babamın yanına gömün dedi. Sanki öleceğini biliyordu. O gün sabah madene gitmek istemedi. Bizde yeni ev yaptırmıştık.
Borcumuz çok git dedim. Herhalde bazı şeyler içine doğdu. Nasip böyleymiş. Daha 4 senedir çalışıyordu benim eşim. Daha önce ayakkabı imalatında çalışmıştı. İki kızımla yalnız kalıyorum diye madene girdi. Burada başka bir iş imkanı yok ki keşke olsaydı. Aslında buraya başka fabrikalar yapsalar da gençler çalışsa. Daha iyi olur. Maden hepimizin içini yaktı. Başka gençler yanmasın. Çocuklarıma sahip çıksınlar başka bir şey istemiyorum. Küçük bebeğim var diye fazla birlikte kalamıyorduk. O gün gece eşim, gel beraber oturalım, çay içelim dedi. Çay içtik, oturduk, konuştuk. Bana bir şey olursa beni babamın yanına gömün dedi. Bende öyle şey olurmu, daha dur bakalım dedim. Eşim ben babamın yaşına geldim artık. Babamın yaşında öleceğim dedi. Saat gece 4 gibi yattık, sabahta işe gitmek istemedi. Bende evin borcu var git dedim.
Oda gitti ve akşam bir daha dönmedi. Eşim 9 yaşında babasız kalmış. O Yüzden çocuklarım babasız kalmasın diye çok çabaladı. Biz erken evlendik. Askere gidene kadar çocuk yapmadı. Askerde ölürsem çocuklarım yetim kalırsa diye. Ama bu alın yazısı yazıldı mı oluyormuş. Tabi ki devletimizden beklentilerimiz çok. Çocuklarımızdan başka kimsemiz yok işte. Bu 3-5 aylık değil de, ölene kadar bizi bırakmasın. Sadece benim değil bütün madencilerin çocuklarına sahip çıksınlar” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Osman Şam’ın 9 yaşında ki büyük kızı Esra Açelya Şam ise “Babacığım seni çok seviyorum. Mekânın cennet olsun. Seni çok özledim. Beni unutma” derken gözyaşlarına hâkim olamadı.