Sevgili Kardeşlerim, Kurucularım,
İl Başkanlarım, İlçe Başkanlarım,
Yol Arkadaşlarım;
Samsun İl Kongremize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.
Samsun ’umuzda olmaktan, sizlerle kucaklaşmaktan sevinç duyuyorum ,onur ve gurur duyuyorum.
Samsun, bizi bu topraklardan atmak, ülkemizi yağmalamak isteyenlere karşı milli direnişin başladığı şehirdir.
Samsun, direniş, bağımsızlık ve özgürlük meşalesinin yandığı şehirdir. Bu meşaleyi söndürmemek ve canlı tutmak için toplandık .Ben Samsun’a her geldiğimde enerjimin arttığını hissederim. Şartlar ne kadar zor olursa olsun,
Samsun’da kendi gücüne dayananları kimsenin yenemeyeceğine olan inancım tazelenir.
Onun için buradan bir kez daha haykırıyorum;
Dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, güneşin doğuşu engellenemez.
Samsun önceden Karadeniz’in ticaret merkezi ,cazibe merkeziydi.
Son yıllarda gerilediği,
AMPÜLÜN ARTIK AZ IŞIK VERDİĞİ GÖRÜLÜYOR.
Samsun’u yeniden parlatmak bizim boynumuzun borcudur.
Samsun’u daha zengin, daha güçlü ve her alanda daha gelişmiş yapmak inşallah bize nasip olacak.
Türkiye’nin ne derdi varsa, Samsun’da o dertler var .İşsizlik var, yoksulluk var, geçim sıkıntısı var. Çevre kirliliği var. Esnaf kepenk kapatıyor. Her 4 kişiden biri icralık olmuş.
Peki, bu sorunları kim çözecek?
Bu sorunları çözecek olan siyasetçilerdir, milletvekilleridir.
Bir ülke düşünün ki; yangın çıkmış, sel olmuş, sınırları yolgeçen hanına dönmüş.
Ülke kaos içinde, millet endişe içinde yaşıyor.
Meclis ne yapıyor? Meclis tatil yapıyor.
Böyle şey olur mu? Bu millet sizi bunun için mi seçti?Türkiye’nin ihtiyacı para, pul değildir.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI;
VİCDANLI SİYASETÇİ, VİCDANLI YÖNETİCİDİR.
Neden derseniz?
Ülke kaynaklarının kime ve nereye harcanacağı bütçeden çok vicdan meselesidir.
Vicdanlıysanız;
emekçiden, emekliden, üreticiden, esnaftan, sanatkardan yana olursunuz,
Vicdansızsanız;
80 milyonun hakkını 80 kişiye dağıtırsınız.
TDP ‘nin tercihi işsizlerden, yoksullardan yana olacaktır. Ay sonunu getiremeyen emeklilerden, emekçilerden, kadınlardan yana olacaktır.
Emeklilikte yaşa takılanlardan, atanamayanlardan,
kredi borcunu ödeyemeyen öğrencilerden,
kepenk kapatmak zorunda kalan esnaftan,
teröre bulaşmadığı halde, kanun hükmünde kararnamelerle ekmeği elinden alınan insanlardan yana olacaktır.
Hani size de bana da;
Kimden oy alacaksınız ?Diye hep soruyorlar ya,
İşte biz bu kesimlerden oy alacağız
Biz partilerden oy almayacağız,
Biz derdine ÇARE arayanlardan oy alacağız.
Sevgili kardeşlerim, dostlarım, yol arkadaşlarım,
Ülkeyi yönetenler çok iyi yönettiklerini söylüyorlar, şahlandık, uçuşa geçtik diyorlar.
Ama şahlanan elektrik faturaları oluyor, uçuşa geçen gıda fiyatları oluyor.
Okullar açılıyor, kış geliyor, millet kara kara düşünüyor.20 yıldır ülkeyi yönetenler, bu kötü tabloya rağmen, yoksulluğa, işsizliğe razı olalım,
Haksızlık karşısında susalım istiyorlar.
Herkes sussa, biz susmayız!
Ben hep söylüyorum, diyorum ki: Evet, Türkiye'de çok parti var. Ama bu partilerin hepsi aynı. Resim aynı resim, sadece çerçeve değişik. Farklı olan biziz.
TDP’ yi bunun için kurduk.İl kongrelerini yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
BİR AY İÇERİSİNDE DE İNŞALLAH BÜYÜK KURULTAYIMIZI YAPACAĞIZ.
O kurultayda farkımızı ortaya koyacağız. Nedir farkımız?
Bizim dışımızdaki bütün partiler, işlemeyen sistemin, bozuk düzenin partileridir.
Sadece ve sadece TDP, haksızlıklara karşı, sisteme karşı başkaldıran partidir.
TDP, barışı, özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını, bireyin mutluluğunu, kültürlerin barış içerisinde yaşamasını savunanların partisidir.
TDP, yoksulluğa, işsizliğe, haksızlığa razı olmayanların partisidir.
TDP, vicdanın sesi, itirazın adresidir.TDP masa başında kurulan bir parti değildir.
Bir partiye veya lidere kızarak, küserek kurulmuş bir parti hiç değildir.
TDP Türkiye'nin en demokratik partisidir.
Bu ülkede sağcısı, solcusu, Muhafazakarı, milliyetçisi hepsi iktidar oldu.
Ama sorunları çözemediler.
NE DEVLETİ İŞLETEBİLDİLER,NE EKONOMİYİ İŞLETEBİLDİLER,NE DEMOKRASİYİ İŞLETEBİLDİLER.
Günlük tedbirlerle zaman geçirdiler. Sorunlara palyatif çözümler aradılar.
Biz sorunların köküne bakıyoruz.
Sivrisineklere ilaç sıkmaya değil,
Bataklığı kurutmaya geliyoruz.
Biz Samsun’un ve Samsunlunun derdine derman olmaya geliyoruz.
Bismillah diyerek yola çıktık.
Köylerde, evlerde, sokaklarda, atölyelerde, bağlarda, bahçelerde, tarlalarda biz olacağız.
Sesi duyulmayanların sesini duyuracağız. Kimsesizlerin kimsesi olacağız.
Bütün yol arkadaşlarımdan ricam şudur.
Gittiğimiz her yere, oy almaya değil, selam almaya, gönül almaya gidelim,
.
dert dinlemeye gidelim.“Arkadaş, yoksulluk kader değil, işsizlik senin suçun değil,” diyelim. “Herşeyin bir çaresi var,” diyelim.
Senin derdine derman olmaya geldik, sakın artık üzülme senle olmaya geldik” diyelim.
Kimseyi ötekileştirmeyelim,
Ayırmayalım, kimseyle münakaşa etmeyelim.
Bizim partimizin dili sevgi dilidir. Biz bu ülkenin insanıyız. Bu toprakların çocuğuyuz. Farklı partilere oy verebiliriz. Ama biz ayrılamayız.
Cami de bizim, cem evi de bizim, ramazan ayı da bizim, muharrem ayı da bizim.
semah da bizim, zılgıt da bizim,
Horon da bizim, halay da bizim, zeybek de bizim…
Alparslan da bizim, Mustafa Kema ’ de bizim. Osmanlı da bizim, cumhuriyet de bizim.
TDP olarak kutuplaşma, ayrı gayrı bitsin istiyoruz.Sevgili Tarkan’ın bir şarkısı var diyor ki;
Biz bir küsüp bir barışırız.
Bir gülüp bir ağlaşırız.
Öyle kesip atmayız,çayla simit gibiyiz.
Etle tırnak gibiyiz,ayla yıldız gibiyiz.
Bütün yol arkadaşlarımdan, bu anlayışla ve bu heyecanla çalışmalarını istiyorum.
Sizi, elinizden geleni değil daha fazlasını yapmaya çağırıyorum.
Allah’ın izniyle, Türkiye’yi varlığa, berekete, adalete
Ve huzura biz kavuşturacağız.
Yolumuz ve talihimiz açık olsun!