Güçlü toplumun ancak güçlü aile ile gerçekleşebileceğini kaydeden Yalçın, “Aile kurumunun korunması ve güçlenmesine yönelik taleplerimiz, toplu sözleşme masasında hükümet tarafından mutlaka dikkate alınması gereken, bizim de ısrarcı olacağımız konular arasında yer alıyor.
Güçlü, büyüyen, kalkınan bir Türkiye istiyorsak, bunun yolu aile kurumunu güçlenmesinden geçiyor. Bu nedenle Toplu sözleşmede taleplerimiz arasında eş durumu özrü, kreş ödeneği ve evlendirme yardımı gibi hususlar yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Nitelikli insan gücü ve dinamik bir toplum için aile kurumunun güçlenmesi gerektiğini belirten Yalçın, toplu sözleşme görüşmelerinin ilk gününde eş durumu özrüne ilişkin mağduriyetin giderilmesi yönündeki gelişmeyi aile bütünlüğü açısından çok önemsediklerini kaydetti. Görüşmelerin ilk gününde, eşi özel sektörde çalışan kamu çalışanlarının tayin isteyebilmeleri için öngörülen 3 yıllık sürenin kısaltılmasının da aile bütünlüğü açısından hayati öneme sahip olduğuna değinen Yalçın, sosyal devletin mağduriyetleri gidermesi beklenirken yeni mağdurlar üretilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Anayasal güvence altında olan aile kurumuna yönelik kamu politikalarının yanlış ve yetersiz olduğunu belirten Yalçın, çalışan annelerin çocuklarına yönelik kreş hizmetinin olmayışının da ebeveynleri ve çocukları mağdur ettiğini kaydetti.
Toplu sözleşme talepleri arasında kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde, bünyelerinde görev yapan kamu görevlilerinin zorunlu eğitim çağına girmemiş çocuklarına yönelik ücretsiz kreş hizmeti sunulmasının bulunduğuna değinen Yalçın, “Talebimizle kreş hizmetinden faydalanacak her çocuk için büyükşehir kapsamındaki illerde 300 TL, diğer illerde 250 TL kreş yardımı ödeneği istiyoruz” dedi.