Hastalığın tarihçesi hakkında bilgiler veren Bursa Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Melike Baysal, RUAM hastalığının geçmişte biyolojik silah olarak kullanıldığına da vurgu yaparak, ''Etkeni Burkholderia Mallei’dir, atlarda kronik, merkep ve katırlarda akut seyreder ve hastalık ilk kez M.S.400 yılında Vegetus tarafından bildirildi, yani 1619 yıldır biliniyor. 1912 yılında Yüzbaşı Noyan ve Veteriner Hekim Şefik Kolaylı bir nalbant erinde ‘’RUAM’’ saptarlar. Ruamın ‘’zoonoz’’ bir hastalık olduğu yani insanlara da geçtiği bu şekilde anlaşılır. Ruam aynı zamanda bir biyolojik silahtır. Almanya, I.Dünya Savaşı’nda geliştirdiği biyolojik silahlarla önce Rusya’ya gönderilecek olan koyunlara şarbon ve ruam mikroplarını, sonra da Fransız birliklerinin atlarına ruam hastalığını bulaştırmıştır. Bu tarihi süreçte, o zaman da bugün olduğu gibi, zoonoz hastalıklarla mücadeleyi veteriner hekimler vermiş ve Cumhuriyet döneminin ilk meslek ve görev şehitleri de o dönemde ‘’ruam’’ nedeniyle verilmiştir. Veteriner Hekim Bakteriyolog Yüzbaşı Hüdayi Bey, Veteriner Hekim Bakteriyolog Binbaşı Ahmet Bey, Veteriner Hekim Yüzbaşı Cemal Bey, ruam ile ilgili tedavi ve çalışmalar esnasında bu hastalık nedeniyle hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu hastalık yalnız insanlara değil nadir olarak köpek, kedi, keçi ve deve gibi hayvanlara da bulaşmaktadır.
Bulaşma hasta hayvanların solunumu, etkenle bulaşık suların içilmesi, kirli yataklıklar, tımar ve koşum takımlarının birden fazla hayvanda kullanılmasıyla meydana gelir. İnsanlar da hastalığı enfekte hayvanla temas ederek alır.
Ruam şüphesi ile ölen hayvanlara nekropsi yapılması kanunen yasaktır, bu nedenle laboratuvar muayenesi için organ ve doku örnekleri alınamaz. Sadece ruamdan şüpheli canlı hayvanlardan akıntı ve kan örneği alınarak çeşitli yapılabilir. Teşhiste Mallein testi çok önemlidir. Hastalığın etkeni birçok antibakteriyel ajana duyarlıdır ancak ‘’halk sağlığı’’ ve ‘’diğer canlıların’’ sağlığını koruyabilmek amacıyla, maalesef klinik belirti gösteren hayvanlar itlaf edilmektedir. Henüz bir aşı geliştirilemediği için de uzun bir süre karantina gerekmektedir.
İnsanlarda, tedavide başarı sağlayan antibakteriyel ilaçlar mevcuttur. Ancak teşhisi çok kolay olmamaktadır''ifadelerini kullandı.
Bundan sonra yapılması gerekenler konusunda da uyarılarda bulunan Bursa Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Melike Baysal ''Adalar’da daha önce de vardı, kalıcı karantina tedbirleri alınmazsa bundan sonra da olacak. Şu anda mezbahalar, hayvan pazarları, hayvan ithalatı ne yazık ki veteriner hekim kontrolünde değil. Tüm yetkililere, her zaman aynı şekilde sesleniyoruz. Korunma tedaviden daha kolay ve daha ekonomiktir. Özellikle zoonoz hastalıklardan korunmayı sağlayabilmek için, kurumlarda veteriner hekim varlığının gerekliliğini anlatıyoruz. Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak, bu konuda da aynı şeyi söyleyeceğiz. Hayvan sağlığı ve halk sağlığı siyasete ve ticarete alet edilemez. Bu nedenle, canlı sağlığını korumak için en doğru, en güvenli, en ekonomik bilimsel yöntemler tercih edilmelidir. Veteriner hekimlerin bağımsız çalışacağı kurumları oluşturmadan, Tek Sağlık sistemi aktif olarak çalıştırılmadan zoonoz hastalıkların önüne geçmek mümkün değildir'' dedi.