Türkiye’nin dünya çapında zirvelere ev sahipliği yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, "Önümüzde iki uluslararası zirve var. Bunlardan birisi 22 Nisan günü açılışını yapacağımız Antalya’daki Expo’dur. Bu fuar dolayısıyla Türkiye’ye üstdüzey yöneticiler gelecek. Hemen arkasında 22-23 Mayıs tarihlerinde Dünya İnsani Zirvesi’ne evsahipliği yapacağız" şeklinde konuştu.
SİYASETİN FİNANSMANI İLE İLGİLİ YASA TASARISI
Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında, Siyasetin Finansmanı ile ilgili Yasa Tasarısı ile ilgili müzakerelerin yapıldığını anlatan Kurtulmuş, bunun gündeme gelmesine neden olan 3 temel gerekçe olduğunu olduğunu anlattı. Kurtulmuş, bunlardan birincisinin siyasetin finansmanının yasaya kavuşturularak siyasetinin daha fazla özgürleşmesinin zemininin hazırlanması, ikincisinin uluslararası yükümlülükler olduğunu ve Adalet Bakanlığı’nın gerekli hazırlıkları yaptığını dile getirdi. Kurtulmuş, bu yasa tasarısının olgunlaştırılması için diğer partilerin temsilcileriyle görüşmelerin yapılabileceğine işaret etti.
Siyasetin Finansmanı ile İlgili Yasa Tasarısı hakkında bilgi veren Kurtulmuş, "Bugünkü konuşma içerisinde 3 ana başlığı ön plana çıkartabiliriz. Bunlardan bir tanesi siyasi partilerin gelirlerinin kayıt altına alınması. Partilere yapılan devlet yardımlarının yeniden gözden geçirilmesi. Bu çerçevede, yüzde 3 civarında oy almış partilerin de belli oranlarda kamu desteğinden yararlandırılması. Milletvekili ve adayların aidatlarının düzenli bir şekilde takibi ve kontrolü. Bağışların düzenlenmesi ile ilgili birtakım ana noktaların tespit edilmesi. Örnek olarak, nakdi olarak 50 bin TL üzerinde olan yardımların ilan edilerek partilerin sitelerinden görülmesi. İkinci önemli alan ise, seçim dönemlerindeki finansmanın nasıl yapılacağı ile ilgilidir. Partiler, seçim bölgelerine göre açtırdıkları hesaplarda seçim kampanyasına gelecek olan destekleri toparlayacaklar, harcamalarını bu hesap üzerinden yapacaklar. Parti içerisinde oluşacak birtakım denetleme mekanizmalarıyla da bunlar denetlenecek. Üçüncü alan ise, kesin hesapların iç denetim mekanizmaları yoluyla, bağımsız denetçiler marifetiyle paritler tarafından denetlenmesi" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına yönelik kanun tasarısının da toplantıda gündeme geldiğini anlatan Kurtulmuş, mevcut sisteminin de ele alındığını dile getirdi. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin sağlık bakımından en önemli sorununun kronik hastalıklar meselesi olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Bundan sonraki sağlık sistemimizin ana merkezlerinden birisi, kroni hastalıklarla ilgili tedbirlerin artırılmasıdır. İkincisi sağlıklı yaşam kültürünün geliştirilmesine dönük tedbirlerin alınmasıdır. Sağlıklı beslenmenin, kötü alışkanlıklardan kurtulabilmenin nasıl sağlanacağına ilişkin perspektif paylaşılmıştır. Aile hekimliği meselesinin yeniden yapılandırılması, sevk zinciri sistemi tamamlanacak" şeklinde konuştu.
"RAPOR, AB PARLAMENTOSUNA İADE EDİLECEKTİR"
Avrupa Birliği sürecindeki gelişmelerin de toplantıda ele alındığını kaydeden Kurtulmuş, "(AB İlerleme raporu) 14 Nisan’da AB raporunu yayımladı. Bu Türkiye ile ilgili 9. rapordur. Bu rapor, bizim açımızdan kabul edilebilir rapor değildir. Bizim AB Raporları çerçevesinde 3 kırmızı çizgimiz var. 1915 olaylarına atıfta bulunarak, Ermeni Soykırımı’ndan bahseden AB Raporunu kabul etmemiz mümkün değil. PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkartan ve müzakerelerin durdurulması ya da Türkiye’nin kullanacağı fonların askıya alınması şeklinde emare taşıyan rapor kabul etmemiz mümkün değildir. Bu rapor, özellikle 1915 olaylarına atıfta bulunan yönüyle asla Türkiye tarafından kabul edilebilir rapor değildir. Bu rapor, bu anlamda AB parlamentosuna iade edilecektir. Bu raporlar biliyorsunuz hukuki bağlayıcılığı olmayan raporlardır. Siyasi bir nitelik taşır. Biz de bu siyasi önemine binayen bu raporu kabul etmediğimizi ifade ediyoruz" diye konuştu.
"HİÇ KİMSE TEKRAR TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜZAKERE EDİLMESİNİ BEKLEMESİN"
Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ’terör örgütünün sıkıştığı ve Türkiye’ye son 5 ay içinde yeniden çözüm masasına dönülmesi gerektiği yönünde mesaj gönderdiği’ iddiasının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu iddia hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Terör örgütüyle fiili mücadele yüksek mücadele azmiyle sürdürülüyor. Durduk yerde Türkiye, biz bu teröristlerle mücadele edelim diye bu olayları başlatmadılar. 20 Temmuz’dan itibaren Türkiye’de eş zamanlı olarak birileri bunların ellerine daha fazla imkan vererek, terör örgütünü Türkiye’nin başına musallat etti. Verilen mücadele sadece 3-5 miltana, terör örgütü mensubuna karşı verilen mücadele değildir. Bu mücadele sonuna kadar devam edecektir. Bu mücadele milletimizin gayreti ile bu mücadele başarıyla sonuçlandırılacaktır. Sorunlarımızı çözecek yer de TBMM’dir. Hiçkimse tekrar bir şekilde terör örgütüyle müzakere edilmesini beklemesin" dedi.
REFERANDUM TARTIŞMALARI
Başka bir gazetecinin, referandum tartışmalarına ilişkin sorusuna Kurtulmuş, "Parlamentoda şu anda bulunan dosyalarla ilgili dokunulmazlıkları kaldıralım ve mahkeme ne karar veriyorsa uyalım. Bu hodri meydan demekten ibaret değil. Bütün milletvekillerimiz destekleyecek ve inşallah 330’a gerek kalmadan yani referanduma gerek kalmadan bu konu halledilecektir. 316 AK Parti milletvekili imza atarak samimiyetlerini göstermiştir. Bütün arkadaşlarımızla 316 kişi olarak orada bulunarak bu anayasanın değişikliğinin geçmesi için gayret sarfedeceğiz. Aynı şeyi MHP ve CHP’nin de yapmasını bekliyoruz. Bu,milletin beklentisidir" cevabını verdi.
Kurtulmuş, 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin soru üzerine, "Taksim’de 1 Mayıs gösterilerinin olması, en azından bu 1 Mayıs’ta mümkün olmayacak. Valiliğin, Yenikapı ya da Maltepe meydanlarını vatandaşlara göstereceği kanaatindeyim" diye konuştu.
Cenazelerdeki protokol düzenlemesinin sorulması üzerine Kurtulmuş, henüz bu konuyla ilgili atılmış bir adımın olmadığını ve şu anda yönetmeliğin değiştirilmesine ilişkin bir girişimin söz konusu olmadığını ifade etti.
Siyasetin finansmanı ile ilgili yasa tasarısının sorulması üzerine Kurtulmuş, "(Denetim mekanizması) Zaten, herhangi bir şekilde anlaşmazlık olursa gidilecek yer Anayasa Mahkemesi’dir. Yani Anayasa Mahkemesi’nin kontrolünü bertaraf eden teklif içerisinde değiliz" dedi.