Kök hücre tedavisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Özel Bursa Anadolu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Erol Temirci, özellikle son dönemde uygulamanın fazlasıyla rağbet gördüğünü söyledi. Vücudumuzdaki bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelere kök hücre denildiğini belirten Temirci, “Kök hücre sınırsız bölünebilme, sınırsız çoğalma ve kendini yenileyebilme özelliğine sahiptir. Ayrıca farklı doku ve organlara dönüşebilir. Şöyle ki, kıkırdağınızda bir sorun olduğu zaman kıkırdak hücresine, kasta bir sorun olduğu zaman da kas hücresine dönüşebilir. Bu sayede vücudun hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar” dedi.
Güzel sonuçlar elde ediliyor
Kök hücre tedavisinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de son dönemde fazlasıyla yaygınlaştığını ifade eden Temirci, konu üzerine yeni araştırmaların da devam ettiğini kaydetti. Temirci, uygulamanın ortopedik branşta ciddi kullanım alanları olduğunu dile getirerek, “Kök hücre tedavisi ile eklem kıkırdağı hasarlarında ve diz kireçlenmesinde oldukça güzel sonuçlar elde ediliyor. Daha çok diz kireçlenmesinde, kök hücre tedavisi büyük umut vaat eden bir yöntem. Kıkırdak hasarının kendi kendine iyileşmesi çok zordur. Bu noktada kök hücre tedavisi fayda sağlıyor” diye konuştu.
Travma sonrası ortaya çıkan kıkırdak kayıplarında ve kemik ölümü (Osteonekroz) denilen hastalıkta kök hücrenin kullanılabildiğine dikkat çeken Temirci, tedavinin kas tendon yaralanmalarında da iyileşmeyi hızlandırdığını belirtti.
Steril bir ortamda yapılmalı
Kök hücre tedavisinin steril bir ortamda yapılması gerektiğini belirten Op. Dr. Erol Temirci, şunları kaydetti: “Genellikle lokal anestezi için göbek çevresine birtakım ilaçlar verilir. Bazen hastanın durumuna göre sakinleştirici vererek, özel aletlerle yağlar alınır ve kök hücreler ayrıştırılır. Kök hücre alınan yer steril bir şekilde kapatılır. Ardından işlem yapılacak yere enjekte edilir. Ameliyat sonrası hastaya herhangi bir pıhtı oluşmaması için kan sulandırıcı ilaçlar verilir ve hasta genellikle birkaç saat sonra evine taburcu edilir.”