Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda düşüncelerini aktardıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Büyük ölçüde paralel düşünüyoruz. Birlikte düşünüyoruz. Türkiye’nin saygın bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yeni seçilecek cumhurbaşkanının Türkiye’yi temsil etmesi, demokrasiye inanması, özgürlüklere inanması, hukukun üstünlüğüne inanması, Türkiye’yi yurt içinde, yurt dışında hak ettiği şekilde temsil etmesi bizim en büyük arzumuz. Cumhurbaşkanı adayını büyük bir toplumsal uzlaşmayla belirlemek istiyoruz” diye konuştu.
“DOLAYISIYLA BİZİM BÖLÜNME LÜKSÜMÜZ YOK”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin cumhurbaşkanı adayını ne zaman açıklayacaklarını sorması üzerine şunları kaydetti:
“Büyük bir toplumsal uzlaşmadan söz ediyoruz. Bütün görüşmelerimizi yapmadan aday açıklamamız yaptığımız bu çalışmaların boşuna gitmesi olur. Biz istiyoruz ki geniş bir mutabakat sağlayalım. Cumhurbaşkanı sıradan bir kişi değil, Türkiye’yi temsil edecek. Bizim en büyük arzumuz, 76 milyonunda ‘bu benim cumhurbaşkanım olabilir’ diyebileceği birisini saptamak. O nedenle bu görüşmeleri yapıyoruz. Sanıyorum önümüzdeki süreç içinde çok uzun olmayacak bu. Kısa bir süreç içinde görüşmelerimizi tamamlayacağız sonra cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz.”
DSP ile paralel olarak aynı aday üzerinde mi düşünüldüğü sorusuna Kılıçdaroğlu, “DSP, CHP biz farklı düşünen siyasal partiler değiliz. Sosyal demokrat partiyiz. DSP’nin Genel Başkanlığını yapan geçmişteCHP’nin de Genel Başkanlığını yaptı. Kastım budur. Biz aslında birleşmek zorundayız, ayrışmak değil. Beraber olmak zorundayız. Düşüncelerimiz beraber, dünyaya bakışımız beraber, insana bakışımız beraber. Rahmetli Ecevit “Ne ezen, ne ezilen insanca hakça bir düzen” demişti. Aynı şeyi bende söylüyorum. Türkiye süratle bir başka alana evriliyor. Dolayısıyla bizim bölünme lüksümüz yok. Beraber olma güç birliği yapma birlikte olma ihtiyacımız var” karşılığını verdi.
“BİZİMDE DÜŞÜNCEMİZ KENDİLERİYLE AYNI YÖNDE”
DSP Genel Başkanı Türker ise, “Bizimde düşüncemiz kendileriyle aynı yönde. Türkiye’nin bütününü kucaklayacak, bölünmesini önleyecek bir cumhurbaşkanının geniş bir toplumsal mütabakatla seçilmesidir. Türkiye’de siyasi partilerin işbirliği yapması yasak. Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde adayların yüzde 10’dan fazla alan partiler tarafından gösterilebileceğini ve dolayısıyla her partinin mütabık kalının aday için propaganda yapılmasına imkân veriyor. Bu konudaki görüşlerimizi sayın Genel Başkan ile paylaştık” şeklinde konuştu.
Türkiye’de ilk defa halkoyuyla bir cumhurbaşkanı seçilebileceğini kaydeden Türker, “Bu konuda geçmişte bir gelenek ve bir deneyim yok. Bu gelenek ve deneyimi birlikte hazırlayabileceğimize inanıyoruz. Bu konuda CHP’nin yapacağı çalışmada bir bütünlüğü sağlayan cumhurbaşkanı bulunduğu ve bu konuda bizlerden destek alındığı zaman biz bu desteği kendilerine vermeye hazır olduğumuzu kendilerine belirttik” ifadelerini kullandı.
GÖRÜŞMENİN DETAYLARINI ANLATTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İsim bazında hiçbir görüşme yapılmadı. Cinsiyet konusunda da hiç bir görüşme yapılmadı. Sadece Cumhurbaşkanının nitelikleri konusunda görüşmeler yapıldı. Bu konuda görüşler alındı” dedi.
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı süreci ile ilgili ziyaretleri çerçevesinde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş’ı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na ziyarette TBMM CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak ile Aytun Çıray eşlik etti. Görüşme sonrası basın mensuplarının karşısına geçen Kılıçdaroğlu ve Baş açıklamada bulundu.
BTP Genel Başkanı ve arkadaşlarının hazırlamış olduğu cumhurbaşkanlığı ön çalışmasını kendisine sunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı ve yöneticileri ile bir araya geldik. Kendilerine ziyaretin gerekçesini sundum. Geniş bir toplumsal uzaklaşmayla bir cumhurbaşkanı adayı belirlenmesinin Türkiye’nin çıkarları açısından çok önemli olduğunu ifade ettim. Sağ olsun Genel Başkan ve arkadaşları bir ön çalışma yapmışlar. Bize yazılı metinde verdiler. Bu nedenle kendilerini yürekten teşekkür ediyorum. Umuyorum önümüzdeki süreç içerisinde Bağımsız Türkiye Partisinin de kabul edeceği, destekleyeceği bir cumhurbaşkanı adayını çıkarmış oluruz” şeklinde konuştu.
BTP Genel Başkanı Baş, görüşmelerin olumlu ve faydalı geçtiğini belirti. Baş, sözlerine şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı yaklaştığı bu dönemde vasıfları belli olması gereken hususları Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte heyetini de kabul ettik. Görüşlerini aldık. Görüşlerini dinledik. Bizde görüşlerimiz söyledik. Faydalı bir görüşme oldu. Bu görüşmenin özeti, laik, demokratik hukuk devletinin yapılanmasının kuvvetler ayrılığı esasına göre olması, demokratik krallığa gidecek yolların önü kapalı olacak. Tarafsız bir cumhurbaşkanı, milletin tamamını kucaklayabilecek bir kimliğe sahip olması, milletimizin değerleriyle birlikte bütünleşmesi, bu değerleri koruma, kollama adına ona göre de devleti ve devletin kurumlarını sahiplenmesi gibi esasları ele alarak Sayın Genel Başkanımla birlikte ekiplerimiz değerlendirdi. Ben partim adına çok istifade ettiğimi ifade ediyorum.”
Bir gazetecinin “Kadın aday ve Eskişehir Büyükşehir Başkanı Yılmaz Büyükşener öne çıktığı şeklinde yorumlar var. Bununla ilgili değerlendirme alabilir miyiz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “İsim bazında hiçbir görüşme yapılmadı. Cinsiyet konusunda da hiçbir görüşme yapılmadı. Sadece cumhurbaşkanının nitelikleri konusunda görüşmeler yapıldı. Bu konuda görüşler alındı. Demokrasiye inanmış, güçler ayrılığına, kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmış, cumhuriyetin değerlerine, halkın değerlerine saygı duyan ve önem veren bir cumhurbaşkanı adayı profili çizdi. Bu çerçeve de bizde çalışmalarımızı yapıyoruz. Özel bir isimlendirme şuana kadar yapılmadı. Bunu yapmak şu aşamada doğru da değil” cevabını verdi.
BTP Genel Başkanı Baş, aklında geçen bir isim olup olmadığı yönündeki soru üzerine, “Genel Başkana isim belirlemede geç kalındı dedim. Bana dediler ki, şayet sizleri dinlemeden biz bir aday ortaya koymuş olsaydık bu görüşmenin bir manası olmayacaktı. Bende aynı görüşe sonradan katıldım. Şuanda bizde görüşümüzü beyan edersek, halkı yönlendirmiş olur ve yapılan bu istişarenin bir manası olmamış olur. Bende şahsen gönlümde olanı dilimle söyleyemiyorum” dedi.