“Cumhuriyet’in kuruluşunun birinci yılında bu toplum, yüzyıllardan beri gelişen uygar
milletler düzeyine çıkmaktan Türkiye’yi alıkoyan engellerin ortadan kalkmasını kutluyordu.
Atatürk Meclis kürsüsünden; ‘Milletimizin yeteneği ve kesin kararlılığı Cumhuriyet, uygarlık
ve yükselme yolunda durmadan çekinmeden ilerlemektir’ diyordu. Toplum, egemenliğine
sahip olduğu döneme gelinceye kadar çöküntüsüne neden olan etkenlerin yeniden ortaya
çıkmasına göz yummayacak bir kararlılık ve Cumhuriyet öncesinde yüzyıllar boyu aldatılmış
olduğunun bilinciyle yenilik ve reformları hızla gerçekleştiriyordu. Cumhuriyet’in 94’üncü
yılında gelip vardığımız nokta işte bu sebeple daha da önem kazanmakta. Türkiye belki de hiç
bugünkü kadar toplumsal vicdana ihtiyaç duymamıştı. Vicdan sahibi olmak insan olmakla,
insan olmak ise uygar olmakla eşdeğerdir. Bilindiği üzere, erdeme dayalı bir yönetim olan
Cumhuriyet, Atatürk’ün de söylediği gibi düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü
koruyucular ister. Arzumuz ve temennimiz odur ki, toplumumuz Cumhuriyetin koruyucusu
olmaya devam edecek, bu pırıl pırıl ülkenin şeyhlerin, tarikatların, dervişlerin, müritlerin,
meczupların eline oyuncak etmeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm halkımızın 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarım.”