Önerge sonucunda da eski bakanlar hakkında komisyonun kurulmasını kendilerinin sağladığını anlatan Bakan Bozdağ, “Çünkü büyük bir iftira kampanyası yürüyor, karalama kampanyası yürüyor, insanların onurunu haysiyeti maalesef pervasız bir şekilde ayaklar altına alınmış durumda. Meclisin bunu soruşturmasını biz sağladık ki hakikat ortaya çıksın. Meclis soruşturma komisyonu, Anayasa ve içtüzük gereği, diğer yasalarımız çerçevesinde cumhuriyet savcılarının bir suç isnadı nedeniyle yürüttüğü soruşturma neyse onun bir benzerini meclis adına yürüten adli bir komisyondur. Dolayısıyla uygulama sürecinde ceza muhakemesi kanunu kurallarını uygular ve ona göre hareket eder, soruşturma gizlidir. Yasalarımız gereği gizlidir. Gizli olan soruşturmanın ifşası ceza kanununa göre suçtur. Soruşturmanın gizliliğinin ana nedeni de insanların lekelenmemesini temin içindir. Çünkü lekelenmeme hakkı masumiyet karinesinden önce gelir. Siz iddianame düzenleyip bir dava açtığınızda bile insanlara suçlu diyemiyorsunuz. Çünkü anayasamız bir kişinin suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu ilan edilemez diyor. Ancak maalesef siyasi partiler bu gerçeğe rağmen şuanda ismi geçen sayın bakanları mahkum etmişler, cezalarını infaz ediyorlar. Böylesi bir devlet hukuk devleti olmaz. Hepimiz anayasaya sahip çıkacağız, saygı duyacağız, anayasa çerçevesinde işimizi yerine getireceğiz. Belki soruşturma evresi sonucunda savcı takipsizlik verecek veya soruşturma komisyonu herhangi bir işlem yapılmasına gerek duymayacak. O zaman o insanlarla ilgili bir şey olmayacak. Siz şimdi böyle yaptığınızda oradaki bütün çalışmaları çarşaf çarşaf gazetelere yansıttığınızda, televizyonlara haber konusu yaptığınızda o insanları lekeliyorsunuz, kirletiyorsunuz, onurlarını, haysiyetlerini ayaklar altına alıyorsunuz” diye konuştu.
MUHALEFETE SESLENDİ
Muhalefet partilerine seslenen Bozdağ, “İnsanların onurlarıyla, haysiyetleriyle lütfen oynamayın. Bırakalım meclis soruşturma komisyonu görevini yapsın. Komisyon anayasa ve içtüzük gereği yasal bir görev yapıyor, yasal bir soruşturma yapıyor, yasal bir görev yapıyor. Gizlilik kararı da bu yasalar çerçevesinde uygulanan bir durumdur. Herhangi hukuka aykırılık kesinlikle söz konusu değildir. Anayasaya sadakatle bağlı kalmaya yemin etmiş milletvekillerinin meclis kürsüsünde gizli olan soruşturma evraklarını okumaları, onları kamuoyuyla paylaşmaları her ne kadar mecliste kürsü masumiyeti varsa da, o, kesinlikle ahlaki değildir, hukuki de değildir. Kabul edilemez bir durumdur. Ana muhalefet partisinin lideri geçmişte bazı montaj kasetleri getirdi, gerçek diye meclisin çatısı altında aleni bir suç işledi. Hukuka aykırı kişisel verileri, kamuoyuyla paylaştı ve suç işledi. Şimdi tekrar soruşturma komisyonunun gizlilik talebinde bulunduğu ve hakimin de gizlilik kararı verdiği konuda ’ben mahkeme kararını tanımıyorum, ben anayasayı, yasaları tanımıyorum, ben iç tüzüğü tanımıyorum, ben bunları çiğniyorum, gelin bunu engelleyin’ demek, hukuka, anayasaya sadakat üzeri yemin etmiş bir parlamenterin yapacağı bir iş değildir. Bu hem hukuksuzluk, hem de ahlaksızlıktır. Maalesef böylesi çirkef bir siyaseti Türkiye’ye mal ettiler ve Türkiye’de yapıyorlar. Milletimiz de bu çirkef siyasete prim vermez, vermesini de kimse beklememelidir. Türk milleti temiz siyaseti istiyor. Pek çok kişilerle ilgili montaj, düzmece veya başka şekilde elde edilmiş görüntüler, kayıtlar var. Söylemek istemiyorum ama CHP’liyle ilgili de..Sayın Kılıçdaroğlu neyle geldi oraya, bir kaset operasyonuyla geldi. Yarın birileri çıksa o kaseti orada seyrettirse ahlaki bir iş mi yapmış olacak? Ahlaksızlık yapmış olacak” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİ ELEŞTİRENLER, ÇÖZÜM SÜRECİNİN ALTERNATİFİ BİR PROJEYİ ORTAYA KOYAMADILAR”
Çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, çözüm sürecinin Türkiye’nin üzerinde hassasiyetle durduğu ve ilk defa cumhuriyet hükümetlerinin hükümet programında yer alan önemli bir konu olduğunu söyledi. Ülke etrafında yaşanan onca hadiseye rağmen Türkiye’nin çözüm sürecini yürütmesi, ülkede yaşanan terör sürecini sona erdirecek, silahları tamamen bıraktıracak ve terörün bitmesine yol açacak adımı cesaretle atması son derece önemli olduğuna vurgu yapan Bozdağ, “Türkiye’nin her yanında insanlarımız şiddetin bittiği, kanın ve gözyaşının tamamen sona erdiği bir Türkiye arzuluyor. Hükümet olarak biz de böyle bir Türkiye’yi milletimizin hizmetine sunabilmek için elimizden gelen çabayı sürdürüyoruz. Her ne kadar çözüm sürecini eleştirenler varsa onlar çözüm sürecinin alternatifi bir projeyi bugüne kadar ortaya koyamadılar. Çözüm sürecine karşı çıkanların 30 yılı aşkın yıldır Türkiye’de süre giden terörü sona erdirmek için projeleri nedir, programları nedir, tavsiyeleri nedir? Şuana kadar bize tavsiyede bulunan yok. Konuşuyorlar, onların konuştukları, Türkiye’nin geçmişte uyguladığı konulardır. Geçmişte olağanüstü hal ilan edildi, ülkenin bazı illerinde OHAL kuralları uygulandı. Terörü azaltan bir fonksiyon icra etmedi aksine terörü daha da artmasına yol açtı. Biz terörü sona erdirmek için terörü doğuran nedenleri ortadan kaldırılması ve bu konuya güvenlikçi bir pencerenin yanı sıra başka pencereden de bakma gerekliliğine inandık. Bu çerçeve de milli birlik ve kardeşlik projesi ve şimdide çözüm süreci olarak yürüdüğümüz bir süreci başlattık. Tüm derdimiz terörün bittiği bir Türkiye’yi ortaya çıkarmaktır. Bunun üzerinde çalışmalarımız sürüyor” şeklinde konuştu.
HDP MİLLETVEKİLLERİNİN İMRALI ZİYARETİ
HDP’li milletvekillerinin İmralı adasına yaptığı ziyaretleri ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın ev hapsine çıkarılacağı yönündeki iddiaları da değerlendiren Bozdağ, “HDP milletvekilleri zaman zaman İmralı ziyaretinde bulunuyorlar. Yasalarımız çerçevesinde ziyaretlerine Adalet Bakanlığı izin veriyor, izin verdiği takdirde de yapılabiliyor. Zaman zaman ziyaretleri oldu. Bu hafta sonu yapılacak ziyaret için de Adalet Bakanlığı izin vermiş durumda. Kendileri ziyarette bulunabileceklerdir. Herhangi bir sorun yoktur. Milletvekili olmayanlarla ilgili de yasalarımız hangi tür yöntem öngörüyorsa o yöntem çerçevesinde yasalara uygun hareket edilecektir.
Öcalan’a ev hapsi bu iftiradır. Bazı basın yayın organları önce kendileri uyduruyorlar, sonra uydurdukları konuları gazeteciler aracılığıyla yetkililere sordurarak uydurdukları şeye gerçek kılıfı arıyorlar. Bu da onlardan biri. İftiradır. Uydurmadır” şeklinde konuştu.
ANKETLER
Son günlerde yapılan anketlerde AK Parti’nin oylarının düştüğü yönündeki sonuçları da değerlendiren Bozdağ, şunları kaydetti:
“Ben buna gülerim. CHP ve MHP’nin bazı anketçileri var. AK Parti’nin gücünden rahatsız olan, yeminli bazı anketçiler var. Onlar her seçim yaklaştıkça, AK Parti gidiyor, AK Parti kaybediyor diye böyle anketler yapıyorlar. Bu da onların uyduruk anketlerinden bir tanesi. Yani her seçimin sonucu ortada, 2002 ortada, 2004 ortada, 2007 ortada, 2009, 2011, 2014 ortada. En son Ağustos, bütün bunları yapan hepsi bir araya geldi 10 Ağustos ortada. sonra kalkıp konuşuyorlar, Rüya görüyorlar, 7 Haziran’da kabusla uyanacaklardır. Ondan hiç endişem yok. Milletimiz iktidarına, AK Parti’ye güvenmektedir. Şuanda objektif yapılan anketlerin hiçbirinde AK Parti’nin yüzde 51’in altında göründüğü anket yok. Ama bazı anketçiler, özellikle seçmen eğilimlerini yönlendirmek için böyle uydurma anketleri yayınlıyor. Aynı firmanın her seçim öncesi benzer anketleri var. Yeni bir anket de yapmamış olabilir, o anketin aynısını yeni bir anketmiş gibi servis etmiş olabilirler. Onlar biraz sevinsinler. Biri bir yalan söylüyor, aşağıdaki de ona inanıyor. Fakat yalanı söyleyen de aynı çevrenin, inanan da aynı çevrede. millet bu yalanlara itibar etmez. AK Parti milletimizin duası ve desteğiyle yine tek başına güçlü bir iktidar olarak yoluna devam edecektir. Kimsenin endişesi olmasın.”
PAPA VE MHP LİDERİ BAHÇELİ’NİN ZİYARETLERİ
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Francis ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Tunceli ziyareti hakkında açıklamada bulunan Bozdağ, “Papa’nın Türkiye ziyareti fevkalade önemli ve tarihi bir ziyarettir. Başarılı geçtiğini düşünüyorum. Umarım bu ziyaretin ortaya çıkardığı mesajlar, dünyayı olumlu etkiler.
Sayın Bahçeli’nin Tunceli ziyareti etki-tepki ziyaretidir. Sayın başbakanımızın çağrısına bir refleks olarak yapmıştır. Baktığınızda sen şunu yapamazsın, ben bunu yaparım iddiasını yapar insanlar, bu da onun gibi birşey. Bir kendini ispati vücut etme gayreti olarak görüyorum ama gitmesiyse ispat etmiştir ama Tuncelilerle temas etmeden geri dönüp gelmiştir. Valiliğin önünde konuştu, kendi adamlarına konuştu, döndü geldi. Bilmiyorum dinleyenlerin içerisinde bir tane Tuncelili var mı?” dedi.