Tarık El Haşimi, Irak’ta yeni kurulan hükümet ve kendisinin statüsü hakkında İHA’ya özel açıklamalarda bulundu. Kaosun hakim olduğu Irak’ta yeni hükümetin kurulmasından dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Haşimi, “Irak 8 yıldan beri ilk kez demokrasi uyguluyor ve aynı zamanda iktidarın barışçıl bir şekilde el değiştirdiğini kanıtlıyor. Otoriter ve mezhepçi eski Başbakan da görevinden ayrıldı ve bu iyi bir şey. Ancak bu başarılı adımın üzerine somut ve anlamlı adımlar atmaya devam etmeliyiz.
“IRAKLI BÜTÜN GRUPLAR YENİ HÜKÜMETE KATILMALI”
Irak’ın yeni başbakanı Haydar EL Abbadi’den ilk olarak ulusal birlik hükümeti kurmasını beklentilerini söyleyen Tarık El Haşimi, “Bütün Iraklı gruplar bu hükümete katılmalı. İkinci olarak ise Irak’ın yüzleşmekte olduğu en önemli ve hassas sorunları yeterli düzeyde ele alacak siyasi bir platform oluşturması. Bu sorunların en başında da Sünni Arap toplulukların öfkesi geliyor. Şuan 6 eyalet merkezi hükümetin kontrolünden çıkmış durumda. Dün gerçekleştirilen siyasi platformda buna yönelik herhangi bir çözüm sunulmadı. Hükümet organizasyonunda kanser gibi yayılan geniş çaplı bir yolsuzluk var. Buna da bir çözüm bulunamadı. İran’ın şimdiye kadar görülmemiş etkisi var. Irak’taki istikrarsızlık ve güvenlik kaosunun ardında yatan sebep olması dolayısıyla bu da büyük bir tehdit haline geliyor. Bunun yanı sıra Bölgesel Kürt Yönetimi ve merkezi hükümet arasında özellikle gaz ve petrol konularında, Peşmergenin finanse edilmesi ve silahlandırılması gibi konularda çıkar çatışmaları yaşanıyor. Diğer bir sorun ise insan hakları. Aslına bakarsanız insan hakları dünyadaki organizasyonlar veya insanlar tarafından da gözetilmiyor. Irak’taki yargı sistemi bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybediyor. Bu yüzden burada da köklü bir reforma ihtiyaç var. Ne yazık ki saydığım bu sorunlar tamamıyla ve açık bir şekilde ele alınmadı. Başbakanın açık bir vizyonu olmadan bu sorunları nasıl çözeceğini bilmiyorum” dedi.
“IŞİD SADECE HAVA SALDIRILARIYLA YOK EDİLEMEZ”
Haşimi, IŞİD sorunu hakkında ise, “Bu sorunu, Irak’ın diğer bütün sorunlarından ayırmamamız gerekiyor. IŞİD, güvenlik, kaos ve yıllardır siyasal sahneye hakim olan mezhep çatışmalarından faydalandı. Bu yüzden, bir organizasyon olarak IŞİD’i ele almak yerine bunun altında yatan sebepleri ele almalıyız. IŞİD neden bu kadar güçleniyor? Bunun bir tür gerekçesi, sebebi olmalı. Yüzeyde gözüken şeylerle uğraşmak yerine derine inmeli ve sorunları kökünden sökmeliyiz. Yalnızca hava saldırılarına odaklanıp IŞİD’i yok ettik diyelim. Tamamen yok olmazlar. Bir süreliğine uyurlar ve ülkede bu tarz sorunlar yeniden baş gösterdiğinde ve kaos hakim olduğunda yine gün yüzüne çıkarlar. Irak sorununu tek bir sorun olarak görmeliyiz, bu sorunu stratejik bir vizyonla çözüme ulaştırmaya çalışmalıyız ve yalnızca IŞİD’e odaklanmamalıyız. Avrupa Birliği veya ABD tarafından şimdiye kadar yürütülen bu stratejiyi anlayabilirim. Tamam, IŞİD, Irak’ın ve hatta komşu ülkelerin istikrarına bir tehdit oluşturuyor ve bunun üzerine gitmeliyiz. Ancak bu bizim ve Iraklılar için yeterli değil.
“SÜNNİ ARAPLARA EŞİT DAVRANILMIYOR”
Sünni Arap toplulukların huzursuz olduğunu kaydeden Haşimi, “İnsani koşullarda küçük düşürüldük. Bize Şiiler, Kürtler veya diğerlerine davranıldığı şekilde eşit olarak davranılmıyor. Neden? Bizler de vatandaşız. Anayasaya göre kendi rolümüzü oynamalıyız. Bu nedenle ilk olarak son derece adil olunmalı ve bütün Iraklı gruplara ayaklanmalar, sorumluluklar açısından eşit bir şekilde davranılmalı. Ayrıca gerginlik ve Sünni Arap toplulukların öfkesi hafifletilmeli. Ancak bunları yaptıktan sonra Türkmen, Kürt, Hıristiyan, Müslüman, Şii gibi bütün Iraklı gruplardan masaya oturmalarını isteyebilirsiniz. 3 şey üzerinde anlaşmaya varılmalı: ‘Ne tür bir Irak herkesi memnun edebilir? İktidar ve kaynakların paylaşımı konusunda nasıl anlaşabiliriz? Irak ve komşu ülkeler arasında nasıl bir ilişki elde edebiliriz?’” şeklinde konuştu.
“İRAN’IN ETKİSİ BÜYÜK BİR SORUN”
İran’ın Irak üzerindeki etkisinin ülkede büyük sorunlar oluşturduğunu dile getiren Haşimi, “İran’ın daha önce benzeri görülmemiş ve inanılmaz etkisi yüzünden halihazırda egemenliğimizi kaybetmiş durumdayız. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. İran, Irak için bir sorun haline geliyor. Benim ülkemde pek çok sıkıntı ve istikrarsızlık oluşturuyorlar. Bu konunun da ayrıca üzerine gidilmeli. Irak’ta istikrar elde etmek ve bunu sürdürebilmek için önümüzde çok uzun bir yolumuz var. Ancak bir araya gelmek ve herkesi memnun edecek bir anlaşmaya varabilmek için uluslararası toplumun yardımına ihtiyacımız var” dedi.
“AF İSTEMİYORUM. İHTİYACIM OLAN TEK ŞEY ADİL ŞEKİLDE YARGILANMAK”
Haşimi, “Eğer Irak hükümeti size adil ve bağımsız bir yargılamayı garanti ederse, ülkenize geri dönmeniz için bir umut var mı?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Kesinlikle var. Aslına bakarsanız benim ihtiyacım olan tek şey adil bir yargılanma. Bir tür af önerilebileceği söyleniyor. Hayır. Ben af istemiyorum. Ben bir suçlu değilim, masumum. Bana karşı yapılan suçlamaların ve açılan davaların hepsi Nuri el Maliki tarafından uyduruldu. Bir tür affı kabul etmemin imkanı yok. İtibarım benim için çok önemli. İhtiyacım olan tek şey adil bir yargılama. Ya yeni hükümet bu fırsatı bana Irak içerisinde sunacak kadar adil olur ya da uluslararası toplum bana sponsor olur. Her iki durumda da ben hazırım.”
Irak Cumhurbaşkanının Sünni Yardımcısı olan Tarık El Haşimi hakkında, o zamanki Şii Başbakan Nuri El Maliki tarafından açılan soruşturma sonucu adam öldürmeye azmettirmek ve teröre destek verme gerekçesiyle 2011 yılında idam kararı verilmişti.