"DEAŞ TUZAK-PATLAYICI-MAYIN VE UYUYAN HÜCRELERİNİ ÖNÜMÜZDE-GERİMİZDE VE İÇİMİZDE BIRAKIYOR"
Bab’ta DEAŞ sonrasında ise artık işin siyasi karar vericilerde olduğuna dikkat çeken Ağar, şunları kaydetti: "Bu bile meskun mahal dinamikleri içinde çok zorlu. Geri çekilen ve kaçan DEAŞ tuzak-patlayıcı-mayın ve uyuyan hücrelerini önümüzde-gerimizde ve içimizde bırakıyor. Bab sonrası ne olacağını öngörmek için sayısız senaryo yazılabilir. Ancak her şeyden önce operatif bir masa kurulduğunda masanın bir yanının boş kalmaması bundan sonraki süreç için büyük önem taşıyor. Rusya-ABD-Türkiye-İran-Kıta Avrupası-İsrail ve Suudi Arabistan ortak bir akıl-ortak bir strateji ve ortak bir eylem üretmeyi başaramadan sorunun çözülmesinin çok zor olacağı görülüyor. Bununla birlikte bütün bu ülkelerin bir araya gelmesi, belki bundan daha da zor. Ve bu sadece askeri operasyonlar için. Kavramsal mücadeleye ise daha akıllara bile gelmedi. Askeri anlamda küçültülse bile, Sünni İslam’ı ve tabanı istismar ederek buralara kadar gelmiş bir DEAŞ’ı zihinlerden kazımanın nasıl mümkün olacağına kimse kafa yormuyor. Aslında bu yapılmadığı için de asıl sorun bir türlü çözülmüyor. Burada Türkiye’nin önemi çok büyük. Ancak Türkiye bile bunun önemini tam anlamış değil. Öte yanınla dizayna soyunmuş iradeler, ne Türkiye’yle ne de Türkiyesiz bir şey yapabiliyorlar".