“Karşı köşelerin üzerine çarpı koyarak işaretleme yarışının başını Türkiye gazetesi çekiyor. Bir numaralı hedefe; Yeni Şafak, iki numaraya ise Star gazetesini koymuş görünüyor” cümleleri Özkök’e ait. Güya Türk basınının amiral gemisi Hürriyet gazetesinde yıllarca Genel Yayın Yönetmenliği yapmış bir gazeteci nasıl böyle bir değerlendirme yapabilir? Bu iyi niyetle sadece gazetecilik bakışı olarak değerlendirilebilecek bir durum değildir. Burada amaç gayet açık. Karşı mahalle dediği yayın gruplarını birbirine düşürmek ve o mahallede yazarlar arasında çıkan tartışmaları daha da büyütmek. Bu cümleler iyi niyetle yazılmış cümleler değil. Ertuğrul Özkök de iyi bilir ki bir gazetede Genel Yayın Yönetmeni, Yazı İşleri Müdürü ve Ankara Temsilcisi hariç, hiçbir yazarın köşe yazılarında ileri sürdüğü görüş ve iddialar gazete yönetimini ve yayın grubunu bağlamaz. O görüş ve iddialar yazara; yorumcunun kendisine aittir. Zamanında Emin Çölaşan’ın, Bekir Coşkun’un ve Yılmaz Özdil’in yazdıklarının Hürriyet’in sahiplerini ve Genel Yayın Yönetmeni olarak kendisini bağlayamayacağını ve onların yazılarındaki iddia ve görüşler nedeni ile kendilerini kimsenin suçlayamayacağını iddia eden zat; şimdi kalkıyor bir köşe yazarımızın köşesindeki bireysel görüşlerini Türkiye gazetesinin görüşleri olarak takdim ediyor. Bununla da yetinmiyor; Türkiye gazetesinin birçok gazeteci ve gazeteyi hedefe koyduğunu iddia ediyor: Saçmalıyor. “Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, dün köşesinde ‘Trenden inenlerin’ tam listesini yayınladı” diyor. Fuat Uğur, Türkiye gazetesinde köşe yazıları yazan ve yazıları da kamuoyunca yakından takip edilen bir yazar. Köşesinde dile getirdiği görüş ve iddialar sadece kendisini bağlar. İyi okunan-iyi takip edilen bir yazar. Ama onun yazıp çizdiklerine bakarak “Türkiye gazetesi Yeni Şafak ve Star gazetesini hedefe koydu, o gazetelerde yazan-çizen bazı gazeteci kardeşlerimizin üzerine çarpı koydu” diye değerlendirmelerde bulunmak hem doğru değildir, hem de etik değildir. Bu kurnazlıktır; fitneyi köpürtmektir. Ama Ertuğrul Özkök gibi bizim mahallenin geçmişini çok iyi bildiği birinin sözlerinin bu cenahta çok da bir değeri yok.
Hem Yeni Şafak Yayın Grubu hem Star gazetesinin içinde bulunduğu yayın grubu ve bu gruplarda çalışan gazeteci kardeşlerimiz bizim için değerlidir. Onlarla ilgili negatif bir düşüncemiz ve kötü niyetli bir girişimimiz asla olamaz.
48 yıllık yayın hayatına baktığınızda; Türkiye gazetesi, ümmet ve millet düşmanlarını, millî ve manevi değerlerimize karşı olanları, vesayet odaklarını ve inançlarımızı özgürce yaşamamıza engel olanları, vesayet odaklarını ve inançlarımızı özgürce yaşamamıza engel olanları bir numaralı hedefine koymuş ve yıllarca ahlak, vicdan-hak-hukuk ve özgürlük mücadelesi vermiştir. Ülkemizin; milletimizin çıkarlarına aykırı hareket etmeyen; dinimize-diyanetimize-inancımıza sahip çıkan-zarar vermeyen, hiç kimseye bizim zararımız dokunmaz. Siz işinize bakın Ertuğrul Bey. Hayallerinize Türkiye gazetelerini alet etmeyin; Cumhurbaşkanının “Sevgili gençler, benim adıma Cumhurbaşkanlığı sözcüsü konuşur. Başka kimse benim adıma söz sahibi değildir, konuşamaz. Kim konuşuyorsa, onlar fitne üretiyordur. Sakın bu oyunlara gelmeyin. Biz 80 milyonun gönlünü kazanmanın gayreti içindeyiz. Bunu başaracağız. Bugün bizimle yürümeyenler, yarın bizimle yürüyebilir. Kimseyi dışlamadık, ötekileştirmedik. Hor hakir görmedik” sözleri size de cevap teşkil ediyor.