Bursa BAOB’da düzenlenen tanıtım toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Yürüyüşümüzün adı Türkiye Adaletini arıyor olabilir. Türkiye nerede adaletini arıyor. Adliyenin önünden geçerken bu binada adalet dağıtılsın burada adalet vardır demek istiyoruz. Bunu İzmir, Bursa ve Şırnak’taki vatandaşımız böyle hissetmek istiyor. Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz, Bursa’daki bütün sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. 5 Nisan’da Bursa’da çok büyük bir miting olacak bu miting Bursa’da kalırsa hiçte yerel olmamasına rağmen birileri diyecekler ki yerel o yüzden dedik ki biz Bursa’dan başlayalım bir yürüyüş yapalım dedik ve İzmir’e yürümeye karar verdik. Sebebi İzmir Barosu yıllar önce 5 Nisan’ın avukatlar günü olmasını istemiş bunu dikkate alarak Yürüyüşümüz Bursa’dan başlayıp Balıkesir, Manisa’dan sonra İzmir’de son bulacak. Bu yürüyüş göstermelik bir yürüyüş olmayacak ben 330 kilometre gidecek ayakkabı aldım. Arkadaşlara da söyledim. Benimle yürüyecek olanlar yürüyüşe başlasınlar ben 1 aydır bu yürüyüşe hazırlanmak için spor yapıyorum. Türkiye adaletini bulacak ve farkındalık oluşturacağız. Milyonlarca insan adalet arayışında tüm siyasi partilere biz kavga etmenizi değil sıradan insanların sıradan dediğiniz ama bizim hayatımızla ilgili sorunlarına çözüm bulmanızı istiyoruz diyeceğiz” dedi.
Feyzioğlu, "Türkiye’de tansiyonun düşürülmesi lazım öncelikle bu tansiyonu düşürme noktasında görev Cumhurbaşkanına düşüyor. Cumhurbaşkanlarının görevi budur. Ama sayın Cumhurbaşkanı yapıcı liderlik değil yıkıcı liderlik yolunu tercih ediyor. Yıkarak kendinden olmayanları kendine alkışlamayanları iterek kendi tabanını sürekli olarak diri tutmaya çalışıyor. Bu tehlikeli bir siyasi strateji çok uzun süredir böyle devam ettiği için Türkiye’nin bütün fay hatlarını germiştir. Etnik, mezhepsel ve siyasi ideolojik fay hatları kırılma noktasına gelmiştir. Bunlar kırıldığı ve fitiller ateşlendiği zaman söndürmesi kırıkları tamir etmesi çok zor olabilir. Ben bu durumu şuna benzetiyorum. Bir düdüklü tencere düşünün tencerenin içine su koymuşuz içine de 77 milyonu atmışız. Bu 77 milyonun içinde Cumhurbaşkanı da var fakat Cumhurbaşkanı ve arkadaşları düdüklü tencereden sarkıyorlar. Ellerindeki odunları tencerenin altındaki ateşe atıyorlar. Bilmiyorlar ki kendileri de o tencerenin içinde kaynıyor ve hepimizi kaynatıyorlar. Birde üstüne tencerenin kapağını kapatıp sibobunu da tıkamak istiyorlar. Bu böyle devam etmez Türkiye böyle yönetilmez. Bana inanmıyorsa, Bülent Arınç’a inansın" şeklinde konuştu.