'KİMSE İKİ ÜSTÜNDEKİNİ TANIMAZDI'
110-120 evden sorumlu olduğunu ancak bu evlerin adreslerini bilmediğini, sadece evlerin sorumlularıyla dışarda görüştüğünü belirten Avcı şu bilgileri verdi: "Bu yapı içinde ev abisinden başlayarak yukarıya doğru gidildiğinde, tüm görevdeki arkadaşlar bir üstünün yönlendirmesi ile kod adı kullanır. Ben evde kalan insanların şahsi ve manevi sorunlarını çözmek için fikir üretirdim. Eyalet talebe mesulleri bana toplantılarda evlerin son durumları ile ilgili bilgi vermekteydi. İl hadimi talebe ve esnaflardan sorumludur. Herkes görevde bulunduğu bir üst makamı tanır, onun üstünü tanımazdı. Herkes altındaki ve üstündeki şahıslar ile 2 haftada bir görüşür, kimse birbirinin gerçek ismini, ailesini ve adresini bilmez. Telefonda değil de akıllı telefona yüklenen Kakoo ya da Cocoo programı üzerinden iletişim kurulurdu." Hamdullah Avcı, 15 Temmuz'dan sonra Işık Evleri'nde yaşananları da şöyle anlattı: "Darbe teşebbüsünden sonra il hadimi İsmail Düzel ile Levent'in arka sokaklarında buluştuk. Bana 'Evleri kapatın, herkes başının çaresine baksın, ben yurt dışına gidebilirim' dedi. Ben de Şişli'de bir pilavcıda Serdar kod adlı Soner Er ile buluştum. İl hadiminin bana söylediklerini aktardım. Bana bağlı diğer iki talebe sorumlusu memleketlerinde oldukları için telefonla aynı bilgiyi ilettim. Bölgedeki bütün evleri kapatarak başımızın çaresine bakmaya karar verdim. 15 Temmuz'a kadar bu yapının eli silahlı bir terör örgütü olduğunu bilmiyordum."
GELECEK KADROLAR YETİŞİYORDU
İlçe talebe mesulü Soner Er de, "15 Temmuz'dan sonra arkadaşlarıma artık herhangi bir yardımım olamayacağını söyledim. Evleri kapatmaları gerektiği konusunda uyardım" diye konuştu. Savcılığın iddianamesinde Işık Evleri'nin örgütün gelecek kadrolarının oluşturulduğu yerler olduğu, bugün örgütü yöneten kadronun da Fetullah Gülen tarafından ilk Işık Evleri'nde yetişen talebeler olduğu belirtiliyor.