İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncü gayretleriyle Türkiye'nin Filistin başta olmak üzere mağdur durumdaki farklı coğrafyaların sesi olduğunu belirterek, "Onların haklı mücadelelerini desteklemiştir. Türkiye’nin gücünü ve yaptıklarını küçümseme çabası en hafif tabirle acizliktir" dedi.
İletişimin olmazsa olmaz değerinin doğru bilgi olduğunu vurgulayan Altun, modernlikten post-modernliğe geçişin iletişim alanındaki yansımasının hakikatin yerine yapay ve sahte olanın ikame edilmesi olduğunu belirtti.
Post-truth (hakikat ötesi) çağını güçlendiren dezenformasyon, mezenformasyon, malenformasyon, sahte haberler, enformasyon düzensizliği gibi iletişim sapmalarına karşı topyekûn bir mücadele gerektiğinin altını çizen İletişim Başkanı Altun, batılı medya organlarının Türkiye başta olmak üzere bölgemizle ilgili dezenformasyona başvurmaktan kaçınmadığının görüldüğünü ifade etti.
İletişim Başkanlığı olarak dezenformasyonu ve manipülasyonu medya alanına ilişkin basit bir problem olarak değil ulusal güvenlik meselesi olarak gördüklerine dikkati çeken Altun, “Ne kadar idealize edilirse edilsin, yaygınlık kazanırsa kazansın yalanın, eksik ve yanlış bilginin değeri yok. Kurguların panzehiri ise doğru bilgi, yani hakikatin ta kendisi. Biz hakikati hayatın merkezine koyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Dolayısıyla hakikat fikrini ve hakikatin kendisini bayraklaştırmaya devam edeceğiz. Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz başta olmak üzere elimizdeki tüm imkânlarla yankı odalarındaki aynaları tuzla buz ederek hakikat mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.
Dezenformasyon sorununun küresel güvenlik ve barışı da tehdit eden bir boyut kazanmış durumda olduğunu dile getiren Altun, dolayısıyla bu meselenin sadece ulusal düzeyde değil uluslararası iş birlikleri düzeyinde ele alınmasının elzem hâle geldiğini vurguladı. Altun, “Türkiye olarak biz Sayın Cumhurbaşkanımızın da birçok kez ifade ettiği gibi Türkiye Yüzyılı’nı bir iletişim yüzyılı olarak kayıtlayacağımız noktasında güçlü bir irade ortaya koyduk. Ve bu süreçte dezenformasyon sorununu küresel hakikat krizi içerisinde son derece ciddi neticeleri olabilecek bir mesele olarak addediyoruz.” dedi.
Algı operasyonlarıyla hak suretine bürünerek Türkiye’nin ulusal ve uluslararası alanda ortaya koyduğu meşru ve haklı tezlerin hedef alındığına dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi hakikati perdelemek için adeta sistemli bir kampanya yürütülüyor. Ancak bu algıları her seferinde boşa çıkarttık. Sistemli çalışmanın avantajlarından da faydalandık fakat bizim en büyük gücümüz, haklı olmaktı. Dezenformasyonu deşifre etmek ve gerçekleri, doğruları ortaya koymak haklılığımızın gereği olduğu kadar hakikate sadakatin de verdiği bir yükümlülüktür. Biz bu yükümlülüğümüze sonuna kadar sadık kalacağız.” değerlendirmesinde bulundu.