Musul’un Sincar bölgesinin 3 Ağustos 2014'te DEAŞ’ın eline geçmesinin ardından kaçarak Türkiye’ye sığınan Ezidilerin yaklaşık 4 bini, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenişehir Belediyesine bağlı piknik alanına yerleştirildi. Ancak kamp, kısa sürede kan dondurucu iddialarla gündeme gelmeye başladı. Şüpheli ölümlerin, intiharların ve tecavüzlerin yaşandığı kampta terör örgütü PKK’nın Ezidi çocukları eylemlerinde kullandığı iddiası da ortaya atıldı.
Bu iddianın doğruluğu ise 6-8 Ekim Kobani olaylarında hastane tutanaklarının basına yansımasıyla kanıtlandı. Bunların yanı sıra kamptaki sağlıksız koşullar, mülteci çocuklara eğitim imkanı verilmemesi, altyapı yetersizliği, sağlık hizmeti verilmemesi ve benzeri gibi nedenler yüzünden binlerce Ezidi zaman içerisinde kamptan ayrılarak ya Avrupa’ya gitti ya da Kuzey Irak Kürt Yönetimi Bölgesi’ne döndü. Kampta kalan bin 86 Ezidi ise, zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermeyi sürdürdü.
Kamp, Yenişehir Belediyesine kayyum atanmasının ardından AFAD’a devredildi. AFAD ekipleri, yaptıkları çalışma sonucunda kamp alanında sondaj suyu içildiğini, altyapının yetersiz olduğunu, kış koşullarına uygun olmayan çadırların üç yıldır kullanıldığını, ayrıca kampın dört parçaya bölünerek her bir parçasının bir belediyenin kontrolüne verilmesi nedeniyle standardın bulunmadığını belirledi.
Bunun üzerine kampın tahliye edilmesi kararı alındı. Ezidiler arasından bir heyet kuran AFAD, bölgedeki kampları gezdirerek, kalmak istedikleri kampı kendilerinin belirlemesini sağladı. Mardin'in Midyat ilçesindeki kampı seçen Ezidiler, 4 Ocak’ta buraya yerleştirildi.
Mardin Göç İdaresi Müdürlüğünce uluslararası koruma başvuruları alınan Ezidilerin kimlik, sağlık, sosyal yardım, eğitim ve benzeri kamusal hizmetlere erişimleri sağlandı. Diyarbakır’da belediyelerin kurduğu kampta yaklaşık 3 yıl yaşam mücadelesi veren Ezidiler, Midyat’ta yeniden hayata tutundu.
İhlas Haber Ajansı (İHA), Midyat’taki kampa girerek Ezidilerle görüştü. Kampın Diyarbakır’daki kamp ile kıyaslanamayacağını belirten Ezidiler, daha sağlıklı koşullarda yaşadıklarını anlattı. Burada çocuklarının eğitim gördüğünü, sağlık hizmetine 24 saat eriştiklerini, taziye çadırında taziyeleri kabul ettiklerini ifade eden Ezidiler, devletin tüm imkanlarını kendileri için seferber ettiğini, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ettiklerini vurguladı.
“Diyarbakır’da bir sürü sıkıntı yaşadık”
DEAŞ’ın saldırmasının ardından kaçarak Türkiye’ye sığındıklarını anlatan Ahmet Hacı, “Kaçıp Türkiye Cumhuriyeti'nin kapısını çaldık, bizlere kapılarını açtılar. İlk geldiğimizde Diyarbakır kampına gittik. Orada maalesef bir sürü sıkıntı yaşadık. Çocuklarımız 3 sene okula gitmediler. Bizim hastalarımız da oluyordu, hastaneler de bizleri almıyorlardı. Yani biz orada bir sürü sıkıntılar yaşadık. Daha sonra AFAD’ın kampı olan buraya geldik. Şuanda iyi bir şekilde yaşıyoruz. Bizim için önemli olan sağlık ve eğitimdi. Şuanda çocuklarımız okullarına gidiyorlar, sağlık sorunlarımız olduğunda burada kampımızın içinde hastanemiz var. Sonuçta bizler mülteciyiz, evimizde olmadığımız için mutlaka burada eksikliklerimiz olacaktır. Sanırım şuan da Türkiye Cumhuriyeti'nde 3 milyon mülteci yaşıyor. Biz kendi durumumuzdan memnunuz” dedi.
“Çocukların okumasını sağladılar”
Kampta sığınmacı olarak yaşayan ve Ezidi çocuklara eğitim veren öğretmen Rose Acır Reşo, “DEAŞ tarafından mağrur edildik ve ailemle birlikte buraya sığındık. Çocuklarımla buraya geldim ve orada yaptığım öğretmenlik görevimi burada yapıyorum. Türkiye bize her türlü imkanı sağladı. Çocukların okuması için her türlü maddi ve manevi destekler bizlere verildi. Türk halkı çok iyi” diye konuştu.
“Burada geleneklerimizi yaşatabiliyoruz”
Kamptaki taziye çadırında bir yıl önce Diyarbakır’daki kampta hastalık yüzünden kaybettiği kuzeninin taziyelerini kabul eden Ezidi Piri Tahsin Musa, “1 yıl önce amcamın oğlunu Diyarbakır kampında hastalığından dolayı kaybettim. Amcamın oğlunun senelik hayrını buradaki kampın taziye evinde veriyoruz. Bu bizde bir gelenektir, adetimizdir. Geleneklerimizi burada yaşatabiliyoruz. Biz burada onun yemeğini verdik, hayratını verdik, taziyesini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Nesrin İlyas Murat, kampta kendilerine çok iyi davranıldığını anlatarak, Diyarbakır’dan buraya getirildikleri için memnun olduklarını kaydetti.
“Burası Diyarbakır’daki kamptan daha iyi”
Diyarbakır’daki şartların buradaki kadar iyi olmadığını söyleyen Hayri Süleyman, şunları kaydetti:
“Diyarbakır’da eğitim ve sağlık konusunda çok sıkıntılar yaşıyorduk. Bizleri AFAD ekiplerine de teslim etmiyorlardı. Daha sonra AFAD’a teslim edildikten sonra bizleri buraya getirdiler. Buradaki durumumuz Diyarbakır’dan daha iyidir. Burada imkanlarımız yavaş yavaş daha iyiye gidiyor, eksikliklerimiz tamamlanıyor.”
“Bizden hiçbir şeyi esirgemediler”
Kampta sunulan olanaklar nedeniyle kendilerini evlerinde hissettiklerini anlatan Davut Murat Kari, şunları söyledi:
“Biz Türkiye’ye giriş yaptığımızdan bu yana devletten tutun kaymakama, Milli Eğitime varana kadar bize her türlü desteği, olanağı sağladılar ve hiçbir şeyi bizlerden esirgemediler. Hatta bizleri Türk vatandaşlarından öncelikli yaptılar. Ben bizzat Recep Tayyip Erdoğan ile iki defa görüştüm. Hatta buraya geldiğinde de kendisiyle görüştüm. Bize söyledikleri şunlardı; ‘Bir lokma ekmeğimiz olsa o lokmayı sizlerle paylaşırız, ekmeğimizin yarısı bizimdir, yarısı da sizlerindir. Kendinizi burada yalnız hissetmeyin, sizlere her türlü imkanımızı sağlayacağız.’ Kendisine çok teşekkür ediyoruz.”
“Günde 80-100 hastaya bakıyoruz”
5 ay önce Midyat Devlet Hastanesinde göreve başladığını ve kampta nöbetçi olduğunu anlatan Dr. Ozan Dörtkol ise, “Her gün bir tabip Midyat Devlet Hastanesinden görevli olarak kampa geliyoruz. Bugünkü nöbetçi hekim benim. Öğleden önce poliklinik, sonra sevklerin işlemlerini yapıyoruz. Günde 80 ila 100 civarında hastamız geliyor. 24 saat burada bir hekim, bir hemşire ve bir otomasyoncu görev yapmaktayız. Burada acil bir durum olduğunda öncelikle biz müdahale ediyoruz. Burada halledemediğimiz bir işlem olduğunda da istediğimiz vakit de Midyat Devlet Hastanesine sevk yapabiliyoruz. Bunun dışında Midyat Devlet Hastanesinde olmayan uzmanlık alanlarımız var. Mesela dermatoloji gibi. Bunların olduğu durumlarda da hafta içinde Mardin Devlet Hastanesine sevk ediyoruz” dedi.