PKK’nın korkulu rüyası
Sarıkız örümceği, etçil olması nedeniyle PKK’lı teröristlerin de korkulu rüyası. PKK’lıların saklandıkları mağaralarda ve dağlarda çok sayıda sarıkız örümceği olması, onun bu şekilde de anılmasına neden oluyor. Bu örümceğin PKK’lı teröristleri ısırması nedeniyle güvenlik güçlerinin Güneydoğu'da PKK’lı teröristlere yönelik yaptığı bazı operasyonlara sarıkız operasyonu ismi veriliyor. Sarıkız örümceğinin ısırması nedeniyle çok sayıda PKK’lı teröristin enfeksiyon kaparak hayatını kaybettiği iddia ediliyordu. Kuzey Irak’ta da görülen örümceğe NATO bünyesinde Irak’ta bulunan ABD askerleri deve örümceği ismini veriyor.
Aç kaldığında kendinden büyük memelileri bile yiyor
Türkiye’de en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan sarıkız örümceği, dev örümcekler arasında yer alıyor. Dünya’da ise en fazla türü Afrika’nın Nambiya ülkesinde yaşıyor. Eklembacaklı ve et yiyen bu dev örümceğin Türkiye’de 43 türü yaşıyor. Örümceğin her iki tarafta 4’er olmak üzere toplam 8 bacağı bulunuyor. Örümceğin ön kısmında bulunan iki bacağa ise keliser deniliyor. Örümcek etçil olduğu için genellikle akrep, kertenkele, hatta fare ve kendinden büyük memelilerle bile besleniyor. Örümceğin tehdit olarak hissettiği zaman insanları da ısırdığı ve derin yaralar açtığı dile getirildi. Yara tedavi edilmediği takdirde genişleyerek bütün vücuda yayılıyor ve hücrelerin ölmesine neden oluyor. Sarıkız örümceği tarafından ısırılan bir kişi ısırıldığını hissetmiyor çünkü bu örümcek ısırmadan önce ağzından salgıladığı bir kimyasal sıvıyla deriyi uyuşturuyor. Uzmanlar böceğin zehirsiz olduğunu ifade etse de görünüşü ve ısırığının açtığı yara nedeniyle halk tarafından tehlikeli olarak algılanıyor. Oldukça hızlı koşan ve saldırı anında yükseğe sıçrayabilen örümceğin boyu ise yaklaşık 12 santimetreye kadar ulaşabiliyor.
Yard. Doç. Dr. Şahin Toprak: “Çok fazla efsanesi olan bir örümcek”
Örümcek hakkında bilgi veren Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şahin Toprak, “Halk arasında sarıkız, sarıömer, böğü diye tabir edilen bir örümcek türümüz. Aslında bir böcek değildir. Türkiye’de oldukça yaygın ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de çok sık rastlanan bir örümcek türümüz. Halk arasında halk arasında bu konuyla ilgili çok efsaneler var. Çok hızlı yürüdüğü, saatte 60 kilometre hızla gittiği, çok ses çıkarttığı, bebek gibi bağırdığı şeklinde efsaneler dolaşıyor fakat bunların gerçekle çok bir ilişkisi yoktur. Genel olarak hızlı yürüdüğü doğru. Saatte 16 ile 30 kilometre kadar bir koşma ve ya yürüme hızına sahiptir. Bunların toksinleri sitotoksin dediğimiz, özellikle ısırdıkları yerlerde nekrozlara neden olabilen ve oradaki hücreleri öldürebilen bir etkisi vardır. Bunlarda zehir vücuda dağılmıyor fakat ısırdıkları zaman daha sonraları büyük yanma ve ağrı ile semptomları ortaya çıkıyor. Isırdıkları zaman uyuşturucu diyebileceğimiz bir sıvı salgılamak suretiyle çoğu zaman ısırılan kişi bunun farkında olmayabiliyor. Bunlar etçil örümceklerdir. Akrep, kertenkele, kendisinden daha büyük olan bazı sürüngenler ve hatta zaman zaman küçük fareler ve memelilerle beslendiği şeklinde rivayetler var” dedi.
"İnsanları düşman olarak algıladığında tehlikeli oluyor"
Örümceğin insanı bir tehdit olarak algılamadığı sürece saldırmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Şahin Toprak, “İnsanı düşman olarak algıladıkları zaman kendini koruma amacıyla, ısırmak suretiyle aslında sizden kaçmaya çalışıyor. Sizi düşman olarak algıladığı zaman tehlikeli olabiliyor. Onun dışında çok ciddi bir tehlikesi yok. Siz onun üstüne gittiğiniz zaman o da sizin üstünüze geliyor, siz uzaklaştığınızda o da uzaklaşıyor. Karşısındaki canlının davranışlarına bağlı olarak saldırgan olabiliyor. Görüntülerde izlediğimiz kedi örümceğe saldırdığı zaman örümcek de kendi savunma mekanizmasını devreye koyuyor. Bir şekilde kediyi ısırmaya çalışıyor. Aslında uzaklaştırmaya çalışıyor. Canlılar arasında bu tür davranışlar yaygındır fakat bunu görüntülemek oldukça zordur. Güneydoğuda, Irak’ta, Suriye’de çok yaygın olarak, sıcaklığa bağlı ortaya çıkıyor. Kumlarda, bazen ormanlık alanlarda, çayırlarda, taşların arasında görülebilir. Örümceğin biyolojisine baktığımız zaman vücut büyüklüğü genellikle 6 ile 10 santimetre arasında değişebiliyor. Sekiz bacaklıdır. Öndeki bacak olarak adlandırılan aslında keliserlerdir, tutma aracıdır. Onlar çok daha büyüktür. Avlarını bu şekilde yakalayıp ısırıyorlar. İki tane ağızları vardır. Bu da onlara çok büyük bir avantaj sağlamaktadır” şeklinde konuştu.
"Öldürülmesi çok yanlış"
Örümceğin öldürülmeden farklı yollarla insanlardan uzak tutulabileceğini dile getiren Yard. Doç. Dr. Şahin Toprak, “İnsanlar bu örümcekle karşılaştıkları zaman ne yapabilirler. Bunlar insanlar için çok saldırgan ve zehirli etkileri yoktur. Dolayısıyla insanlar bunları öldürmek zorunda değiller. Bu biyoçeşitlilik açısında ülkemizin aslında bir zenginliği. Bunlardan korunabilir, uzaklaştırabilirsiniz ama biz asla bu örümceklerin öldürülmesini uygun görmüyoruz” ifadelerini kullandı.