“FİLYOS PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
12 yıllık hizmet sürecinde sadece Karabük’e yapılan yatırımın 4 katrilyon lira olduğunu ifade eden Erdoğan, “Hamdolsun Karabük’ümüzün şöyle 12 yıl önceki halini düşünüyorum. Bu gün helikopterle Karabük’ün üstünde dolaşırken geldiği halini düşünüyorum. Bu yatırımların şehrimize, ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızın, belediyelerimizin, Kardemir’i, tüm özel sektör çalışanlarını, işçisine kadar herkesi tebrik ediyorum. Filyos Projesini unutmuş değiliz. Bir takım hukuki engeller yüzünden proje gecikti. Şundan emin olun adım adım takip ediyorum. Filyos, sadece bu bölgenin değil Tüm Türkiye’nin projesi. Bu projeyi hayata geçirmekte kararlıyız” diye konuştu.
Çanakkale Savaşlarının 100 yıl dönümüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 Mart’ta deniz zaferimizin 100. yıl dönümünü başbakanımızın Çanakkale’ye katılımıyla gerçekleştirdik. 24 Nisan da da kara savaşlarının 100. yıl dönümüdür. Dünyanın 4 bir yanından gelen dostlarımız var. Devlet başkanları, hükümet başkanları ve gelecek olan dostlarımızla kapsamlı bir programla yad edeceğiz. İstanbul’da büyük bir barış zirvesi yapacağız. 24’ünde Çanakkale’ye geçeceğiz. 25’inde de Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan gelen tüm dostlar orada şafak ayinlerinde törenlerini yapacaklar. Bizim gençliğimizde sabah namazına müteakip şafak yürüyüşü yapacak. Gençleri şimdiden oraya davet ediyorum. Çanakkale’nin kahramanları arasında Safranbolulu, Eflanilili, Uluslu, Eskipazarlı, Yeniceli yani Karabüklü tüm kardeşlerimin dedeleri, büyük dedeleri var. Kendilerinden kat ve kat güçlü düşman karşısında fedakarca savaşan bu 42. Alay, bine yakın şehit 2 bin 500’e yakın yaralı vermişti. Bu alayın önemli bölümü Karabük’ten, Karabük’ün ilçelerinden, bu bölgelerden gelenlerden oluşuyordu. Savaş sonunda binlerce mevcudundan geriye ne kalmıştı biliyor musunuz? 7-8 kişinin kaldığı bu alayın kahramanlığı gurur tablolarımızdan biri olarak tarihteki yerini aldı. Bu millet ne büyük bir millet. Bu gazi alayın kahraman askerlerinin torunları olan Karabüklü kardeşlerime bir kez daha saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
“BASİT BİR KAVGA DEĞİL, MEDENİYET DAVASIYDI”
“Kendilerini güya aydın sanan birileri işgale mandaya razı olmuşken bizim dedelerimiz atalarımız şartlara zorluklara bakmadan 7 düvele meydan okumaktan çekinmedi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne dediler, ‘ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz.’ Cepheden cepheye koştular. Analarımız ne dedi, ‘O zaman git evladım, git ya gazi ol ya şehit’ dedi. Biz böyle bir milliyetin evlatlarıyız. Basit bir kavga değil bir medeniyet davası, istikbal ve istiklal mücadelesi olduğunu çok iyi biliyorlardı. Bin yılın hesaplaşmasını çok iyi biliyorlardı. Yahya Kemal; “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” diyordu. Bu millet böyle inanmıştı. Böyle inandığı için, Seyit çavuş 250 kilo mermiyi, ‘Ya Allah’ diye kaldırıp topa yerleştiriyor ve düşmanların en büyük gemisini, Çanakkale’nin dalgalarına gömüyor. Buralara öyle durup dururken gelinmedi. Bizim dedelerimiz, atalarımız işte bu ordunun şanlı neferleridir. Allah onlardan razı olsun. Mekanlarını cennet eylesin. Bizlere onlara layık evlatlar olmayı nasip eylesin” ifadelerini kullandı.
“ÇANAKKALE’Yİ ANLAMAMIŞ OLANLAR VAR”
Bugünde maalesef ülkesine güvenmeyenleri, milletine sırtını dönenler olduğunu gördüklerini söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, “2023 hedefleri doğrultusunda hedeflerimize yürürken taş koymaya çalışanlar, treni raydan çıkarmaya çalışanlar var. Ben onların Çanakkale’yi anlamamış, anlayamamış olduğunu tahmin ediyorum. Kimi de daha sinsi yöntemler ile devletin içine sızarak, insanların haklarını gasp ederek, en ulvi duygularını istismar ederek aynı yere hizmet ediyor. Türkiye’yi yeniden istikrarsızlığın, güvensizliğin içine sokarak, hedeflerinden uzaklaştırmanın gayreti içindeler. Muhalefette bunlara çanak tutuyor. Dünyanın neresinde ülkemizin aleyhinde bir söz söylenmişse bir iş yapılmışsa bu iki yapı ve muhalefet hemen peşine takılıyor aynı şeyleri tekrar etmeye başlıyor. Dünyanın her bir yanında Türkiye’ye karşı bildiriler dağıtıp mektupla ülkelerini şikayet ediyorlar. Yabancı gazetelere sayfa sayfa ilanlar veriyorlar. Neymiş Türkiye’de özgürlük yokmuş. Elinize dizinize dursun” ifadelerini kullandı.
“PENSİLVANDAKİ DE 19999 YILINDA BÖYLE KAÇTI”
Altını delmeye çalıştıkları geminin içinde herkesin birlikte yaşadığını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkeye gelen her zarardan bunlarda nasibini almayacak mı. Siyaset başka şey, ihanet başka şey. Hizmet başka hainlik başka. Demokrasi başka şey, ülkeyi, milleti bölmek başka şey. Şimdi onlar kaçıyorlar. Dosyalar açıklandıkça imamları ile kaçıyorlar. Madem suçunuz yok niye kaçıyorsunuz. Niye, çünkü 1999’da Pensilvanya’daki öyle kaçtı. Davet ettim gelmedi. Siyasete sonuna kadar tahammülümüz var ama ihanete asla tahammülümüz yok. Biz bunların gerçekten hizmet ettiğini sanıyor, onun için elimizden gelen desteği veriyorduk. Hizmet edene saygılıyız ama haine asla. Demokrasi talebinin sonuna kadar arkasındayız ama bölücülüğe asla tahammül edemeyiz” dedi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖNÜNDEYİM, ARKASINDAYIM EN ÖNEMLİSİ İÇİNDEYİM”
Kendi konumunun Türkiye’deki 78 milyonun hakkını, hukukunu savunmayı gerektirdiğini belirten Erdoğan, “Bunun için ne yapmam gerekiyorsa onu yaparım. Kimseden de çekinmem. Ben bugüne kadar daima sene milletimin yanında oldum. Şimdi çıkmış, “Yemine aykırı hareket ediyor, tarafsız davranmıyor.’ Ben bir partinin tarafı olduğumu ifade etmiyorum, milletimin tarafı olduğumu ifade ediyorum. Bunlar bunu anlamayacak kadar siyaseti de bilmiyorlar. Çözüm sürecini başlatan, bu aşamaya kadar getiren bu kardeşiniz. Demokratik açılım ile başladık. Milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam etti. Çözüm süreci olarak devam ediyor. Ben çözüm sürecinin önündeyim arkasındayım, hepsinden önce içindeyim. Bunun dışında olmak mümkün değil. Elinde silah olanlar. Eğer çözüm süreci konusunda samimiyse, IRA gibi onlarda silahlarını gömsünler. Ellerinde silah çözüm süreci olmaz. 7 Haziran seçimlerine giderken yine o silahlar ile mezraları, köyleri, halkımızı tehdit ederek parlamentoya girmek, bu demokrasi değildir. Bugün burada milleti aldatmaya çalışan varsa elbette bunu çıkıp söyleyeceğim. Bunu milletimin huzuru için söylüyorum, milletimin birlik ve beraberliği için söylüyorum. Çatışmadan, kandan, ölümden, acıdan düşmanlıktan medet umanlarından, onların karşısında tüm gövdemle durmazsam milletimde aramdaki ahdin gereğini yerine getirmemiş olurum. Küçük hesaplarla hareket edenlerin, taşeronluğa soyunanların oyunlarını ortaya çıkarmazsak görevimizi yapmış olamayız. Önce samimi olacaksınız, hesabi olmayacaksınız hasbi olacaksınız hasbi. Bunlar fırsat buldukça birşey üretemedikçe ne yapıyorlar, Cumhurbaşkanına laf söylüyorlar. Ben milletim ile beraberim ama bunların kiminle beraber olduklarını gayet iyi biliyorum. Aynı şekilde paralel yapı ile en büyük mücadeleyi yürüten birisiyim. Burada da bir sıkıntı görürsem elbette gerekli müdahaleyi nereye kadar yapabiliyorsam yaparım. Buradan himmet diye topladıkları paraları diğer ülkelerdeki lobilere, Türkiye karşısı bildirilen yayınlatmak, aleyhte faaliyetler yürütmek için kullananların oyunlarını tabii ki milletime ifşa edeceğim. Bu can bu tente kaldıkça mücadele edeceğim. Türkiye’yi 2023 hedefine ulaştıracak tüm büyük projelerin hepsinde, 12 yıllık emeği olan bir başbakan olarak bundan sonra da hükümetimizin attığı bütün adımlarda yanlarında olacağım olmaya devam edeceğim. Bu asla bir partiden yana olmak değildir. Hükümet devleti yönetir, temsil eder. Bende mademki cumhurbaşkanıyım onların yanında olmaktan başkan keyif verici önemli görevim olamaz. Buralarda da bir aksaklık gördüğüm zaman gerekli uyarıyı arkadaşlarıma yaparım. Bu hakkım ve vazifemdir” diye konuştu.