Toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, Gaziantepliler'e seslenerek, "Muhacirlere sahip çıkarak siz gönüllerde taht kurdunuz. Türkiye’de bazı siyasiler utanmadan bir katili Esed’i ziyaret edebiliyorsa, ülkemizde hala nelerin olduğunu iyi düşünmemiz lazım. Kimlerin olduğunu düşünmemiz lazım. Zulme rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer alanlar da zalimdir. Bir gün şartlar değişecek. Bağrınıza bastığınız o kardeşler Suriye’de size sevgilerini gönderecekler, bizi yalnız koymadılar diyecekler" dedi.
ABDULLAH GÜL'Ü TENZİH EDERİM
Konuşmasında, muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Muhalefet çıkmış Cumhurbaşkanının meydanlarda ne işi var diyorlar. Bunlar Çankaya’da oturup imza atan Cumhurbaşkanlarına alışmışlar, öyle devam etsin istiyorlar. Kusura bakmasınlar, Sayın Gül’ü tenzih ederim, 'Biz yan gelip yatan bir cumhurbaşkanı olmayacağız' dedik. Bizi bu makama millet gönderdi. 'Dünya kazan biz kepçe olacağız' dedik ve böyle yürüyoruz. Böyle konuşmamızdan rahatsız oluyorlar. Eğer bu muhalefet benim sözlerimden rahatsız oluyorsa doğru yoldayız demektir. Onlar alkışlıyorsa benim kendimi kontrol etmem lazım bir sıkıntı var demektir. Davet edersiniz davete gelmezler, milletimin makamına gelmezler. Milletin evini kaçak saray diye tanımlamaya kalkarlar. Onlar öyle tanımlaya dursun. Cumhurbaşkanlığı Sarayını milletin evi olarak tanımladık. Bir iki sene sonra artık orası Cumhurbaşkanlığı sarayı değil Cumhurbaşkanlığı külliyesi olarak hizmet verecek. Orada Cumhunbaşkanılğı makamı onun yanında kongre merkezi, büyük bir cami, çok amaçlı toplantı salonu sergi salonlarıyla beraber. Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı kütüphanesi. 24 saat halkımıza buralar açık olacak. Niye çünkü buralar milletin evi ve Cumhurbaşkanlığı külliyesi. Bizi siz zaten bununla görevlendirdiniz" dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ne zaman önümüz kesilmek istendiyse yanımızda siz vardınız. Kardeşlerim ne zaman bize haksızlık yapıldıysa yanımızda siz vardınız. Onca badireye, oyuna rağmen hamdolsun bu yolculuk devam etti. Bugün burada dimdik ayaktaysak sözlerin sayesindedir. Milletin sayesindedir. Toplu açılış ve temel atma töreni vesilesiyle sizle birlikteysek bu birbirimize olan muhabbetimizdendir".
Türkiye'nin çok önemli bir dönemden geçtiğinin altını çizen Erdoğan, "Suriye'de kendi halkına zulmeden bir zalim, yüz binlerce insanın ölümü, milyonlarca insanın perişanlığı pahasına koltuğunda oturmaya devam ediyor. Irak'ta etnik hırslar, IŞİD tehdidi. Karadeniz'in üst tarafından başka kavgalar var. Biz kendi çevremizde böyle bir tabloyu asla istemedik istemiyoruz. Tarihi, kültürel, sosyal olarak çok güçlü bağlarımız olan ülkelerle kardeşlerimizle güven içinde bir gelecek arzu ediyoruz. Komşularımız bu haldeyken bize rahat içinde yaşamak yakışmaz. Elimizi uzatmak zorundayız. Gerekirse ekmeğimizi paylaşacağız.
Kardeşlerimizin dostlarımızın yanında olacağız. Bu ateşin içine çekmek isteyenlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hiç bir kardeşimizi de bu ateşin içerisine terkedemeyiz. Her ikisini birada yapabildiğimiz için büyük devletiz. Batılı ülkelerde bölgedeki savaşlardan huzursuzluklardan kaçan mültecileri deniz ortasında ölüme terkediyorlar. Biz bugüne kadar ölümden kaçan, perişanlıktan kaçan hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Avrupa'nın tamamında 200 bin, biz de 2 milyon mülteci var. 10 katı. Hani bunlar çok zengindi, çok paraları vardı. Mesele ne biliyor musunuz insanlık insanlık. Biz 2 milyona hizmete devam ediyoruz. Daha yeni Suruç'ta büyük bir kamp açtık. Bu kardeşlerimiz için. Bunlar Kürt demedik, Araptır demedik. Gönlümüzü açtık. Bundan sonra gelenlere kapımızı yine asla kapamayacağız. Mesel sayı değildir. Mesele irfana sahip olmaktır" dedi.