“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu güzel iftar akşamında siz kıymetli dostlarımla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum. Ramazan ayının tüm insanlıkla birlikte İslam dünyası içinde barış, huzur ve bereket getirmesini gönülden temenni ediyorum. Bu kutlu ayın altını çizdiği yardımlaşma ve dayanışma değerleri Müslümanlarla birlikte 7 milyar insanın tamamı için el üstünde tutulması gereken hasletlerdir. Bu sebeple bugün buradaki buluşmamızı işte bu anlamda son derece önemli, son derece müstesna bulduğumu belirmek istiyorum” diye konuştu.
“ORUÇ TUTSUN YA DA TUTMASIN HERKESİN SOFRASI”
İftar sofrasının Müslüman olsun ya da olmasın, oruç tutsun ya da tutmasın herkesin sofrası olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdukları sofranın gönülleri bir araya getiren, bir muhabbet sofrası, hasbihal sofrası olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayının kendilerine hatırlattığı barış, huzur, uyum ve kardeşlik mesajlarına dünyanın her yerinde her zamankinden daha fazla ihtiyaçları olan bir dönemden geçildiğini sözlerine ekledi.
“2023 YILINDA BU RAKAMI 500 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
Büyükelçilere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler böyle bir dönemde Türkiye’de diplomat olarak buluyor, tarihi kırılma anlarına, bölgede yaşanan açılara ilk elden şahitlik ediyorsunuz. Güney sınırlarımızda Kuzey’de Ukrayna’da Batı komşumuz Yunanistan’da yaşanan sıkıntılar, zorluklar ve buhranları izlemek yerine elimizi taşın altına koyuyor, sorunların çözümüne katkı veriyoruz. Türkiye’nin bu kararlı duruşu sergileye bilmesinde siyasi ve ekonomik alanda son 12 yılda elde edilen başarılan büyük rolü vardır. Kararlılıkla uyguladığımız politikalar sonucu Türkiye 2003-2014 döneminde ortalama yüzde 5 büyüdü. Türkiye’deki doğrudan uluslararası sermaye yatırımı 150 milyar doları aşmış bulunuyor. Bölgemizin içinde bulunduğu tüm sıkıntılara rağmen geçtiğimiz yıl ülkemize 12,1 milyar dolar uluslararası yatırım geldi. 2014 sonu itibariyle ülkemizde yaklaşık 40 bin uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Çok sayıda uluslararası marka bölgesel merkezlerini İstanbul’a taşıdı. Yine bu süreçte EFTA ülkelerinin yanı 22 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması 80 ülke çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması, 93 ülke ile yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması imzaladık. Açılım politikalarımız sayesinde 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımız 2014 yılı sonu itibariyle 158 milyar dolara ulaştı. 2023 yılında bu rakamı 500 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemize yapılan yatırımlardaki istikrarı uluslararası sermaye piyasalarında Türk ekonomisine duyulan güvenin bir tezahürü olarak görüyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI İÇİN BAŞLI BAŞINA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına paralel olarak az gelişmiş ve gelişme yolunda olan ülkelere sağladığı kalkınma yardımlarını giderek attırdığını kaydetti. Türkiye’nin bu çerçevede yaptığı yardımların 4.5 milyar doları bulmasının beklendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“2016 Mayıs ayında dünyada bir ilki teşkil edecek olan ‘Dünya İnsani Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağız. Bu zirve uluslararası insani hukuk, insani müdahale ve yardımlar gibi alanlarda geleceğin gündeminin belirlenmesine önemli katkıda bulunacaktır. Diğer yandan son 13 yılda Türkiye’de yüzden fazla yeni diplomatik temsilcilik açıldı. Bugün farklı şehirlerimizde tam 259 yabancı misyon faaliyet gösteriyor. Fahri konsoloslukların sayısı da 342’ye ulaştı. 228 temsilcilikle Türkiye’de dünyada en yaygın şekilde temsil edilen 6. ülkedir. Yüze yakın ülkeyle vizeleri karşılıklı olarak kaldırdık ve hem Türkiye Cumhuriyeti hem de ülke vatandaşlarının karşılıklı ziyaretlerini artışmış buluyoruz. Şüphesiz bu rakamlar belirli bir siyasi ve diplomatik gücü resmediyor. Sadece Afrika ülkeleriyle son yıllarda gelişen ilişkilerimiz dahi Türkiye’nin dış politikası için başlı başına bir başarı öyküsüdür. Afrika’da izlediğimiz insani diplomasi odaklı dış politikanın en güzel örneği Somali’de kendini gösteriyor. 2011’de uluslararası toplumun dikkatini Somali’ye çekmek ve Somali halkıyla dayanışmamızı göstermek amacıyla yaptığım ziyaretten beri bu ülkede yeni bir dönem başladı. Afrika açılım ve ortaklık politikamız bundan sonra da kıtanın tamamını kapsayacak şekilde devam edecektir.