Baybüre'nin öğretmeni Cem Sezer, Efe'nin herkes tarafından çok sevildiğini ve zeki bir öğrenci olduğunu, sorumluluklarını yerine getiren bir çocuk olduğunu söyledi. Sezer, "Bahçede oyunlarda vazgeçilmezdi. Herkesin sevdiği, sürekli oynamak istediği bir öğrenciydi. Hepimiz sınıfa girmekte zorlanıyoruz" ifadelerini kaydetti.
Baybüre’nin ölümünden sonra yakın 3 arkadaşının okula gelmediğini ve çok üzüldüğünü ifade eden Sezer, "Efe'nin ölümünden sonra sınıf arkadaşları inanılmaz üzüldü. Özellikle samimi olduğu 3 arkadaşı o günden sonra okula gelmiyorlar. Dersleri gayet iyiydi, sorumluluk verildiğinde yerine getirmeye çalışıyordu. Zamansız böyle bir olayla çocukların karşılaşması hepimizi çok üzdüğü gibi onları inanılmaz derece de daha da etkiledi" dedi.
"FUTBOLCU OLMAK İSTİYORDU"
Efe'nin büyüyünce futbolcu olmak istediğini kaydeden Sezer, öğrencisinin Galatasaray hayranı olduğunu sözlerine ekledi.
Efe’nin sınıf arkadaşı Sefa Atay ise, "Efe çok iyi bir arkadaşımdı. Teneffüslerde hep birlikte oyun oynardık. En çok saklambaç, kovalamaç oynayıp maç yapardık" şeklinde konuştu.
"UMUT ASKER OLMAK İSTİYORDU"
Umut Yonat'ın sınıf öğretmeni Gülnaz Erdem öğrencisinin sakin ve sorumluluk sahibi bir çocuk olduğunu, Umut’un büyüyünce hayalinde hep asker olmak olduğunu söyledi.Yonat’ın öğretmeni Erdem, Yonat’ın ikinci dönem derslerinde başarısının çok arttığını ifade ederek, "Arkadaşlarıyla olsun öğretmenleriyle olsun hiçbir sorun yaşamadı. Arkadaşları tarafından sevilen bir öğrenciydi. İleride asker olmak istediğini söylemişti. Bu olay arkadaşlarını hissedilir derecede etkiledi, kabullenmek istemediler" diye konuştu.
Yonat’ın arkadaşı Aykut Gıdak ise Yonat ile çok yakın olduklarını hep beraber oyunlar oynadıklarını ifade etti. Yonat'ın futbolu çok sevdiğini belirten Gıdak, "En iyi kalede oynardı, derslerinde iyiydi. Derslerinde o bana yardımcı oluyordu ben de ona yardımcı olurdum. Birbirimize her konuda yardımcı olurduk. Okul sonrasında o köyde olduğu için fazla buluşamazdık ama boş vakitlerimizde onunla bayağı zaman geçirirdik" dedi.