“Bir anne evladını yere düşmüş halde görürse ne hisseder? Siz onu düşünün. O an öldüğümü hissettim. Eşim ve çocuğumun yere düştüğünü görünce bir anda hayatımdan, kendi insanlığımdan utandım. Çocuğumun o halde düşmesini görmek, hele kocamın kucağında düştüğünü görmek ve benim burada uzakta çocuğuma bir şey yapamıyor olmam beni çok kahretti.”
Suriye’de savaş yaşadıklarını ve büyük sıkıntılar çektiklerini dile getiren Mohsen, bundan sonraki isteğinin tüm ailesinin bir arada olması olduğunu belirterek, “Bundan sonra Allah’ın izniyle çocuklarımla, ailemle birlikte olmak istiyorum. İki çocuğum ve kocam orada, biz burada. Allah’ın izniyle kavuşacağımız günü bekliyoruz” dedi.
“BEYNİMİZDEN VURULMUŞA DÖNDÜK”
Mohsen'in en büyük oğlu 18 yaşındaki Al Muhannad ile kardeşi Doua Mohsen ise, babaları ve kardeşlerinin çelme takılarak düşürüldüğü anı internet üzerinden tekrar izlediklerinde duygusal anlar yaşadı. Al Muhannad Mohsen, babası ve kardeşinin yaklaşık 1 ay önce temin ettikleri parayla Mersin’den deniz yolunu kullanarak önce Bodrum’a, oradan da Yunanistan’a geçtiklerini, daha sonra da Makedonya ve Sırbistan üzerinden Macaristan sınırına ulaştıklarını söyledi. Muhannad,
“Orada kadın kameramanın çelme takarak babamı ve kardeşimi düşürdüğü anı izlediğimiz anda beynimizden vurulmuşa döndük. O an çok şaşırdık ama Allah’a şükür ki şimdi durumları çok iyi, bu bizim mutluluk kaynağımız. Kavuşacağımız günü bekliyoruz ama ne olacak bilmiyoruz. Annem burada bir kursta Kur'an dersleri veriyor, bu şekilde geçiniyoruz. Ben de burada Suriyeliler için açılan bir okulda okuyorum. Paramız olsaydı hepimiz birlikte çıkar giderdik buradan ama o kadar paramız olmadığı için biz burada kaldık. Dün babamla telefonda konuştuk, haber bekliyoruz” şeklinde konuştu. Doua Mohsen de, o kameramana cezasını Allah’ın vereceğini söyledi.