Baba Hüseyin Demir, yaşadıkları dramı İhlas Haber Ajansı (İHA)'ya anlattı. Sur mağduru olduklarını belirten Demir, çocuklarının sürekli havale geçirip, bayıldığını kaydetti. Üç çocuğunu bu yüzden kaybettiğini anlatan Demir, şunları söyledi: “Çocuklarımdan birini 15 gün önce toprağa verdim. Herhangi bir teşhis konulmadı. Filmleri çekiliyor, tahlil yapılıyor bir şey yok deniliyor. Bir serum bir iğne yapıp, gönderiyorlar. Büyük oğlumu Cerrahpaşa’ya kadar götürdüm. Basit bir hastalık dediler. İlaç verdiler. Yine de bir faydası yok. Ben işe gidip geliyorum çocuklarla eşim ilgileniyor. Altlarını bağlıyor. Kızım 20 yaşında hâlâ altını bağlıyorum. Şuur yok, bir şey yok. Konuşamıyor. Diğer kızım iki gün önce düştü. Hâlâ kendine gelemedi. Büyük oğlum yine öyle. Eşim, biri bayıldığında onunla ilgileniyor, diğeri kaçıp gidiyor. Saatlerce arayıp zor bela buluyoruz. Kapı komşular hepsi yardım ediyor. Her gün ciğerim yanıyor. Korkuyorum. Daha 15 gün önce birini kaybettim. Gece havale geçirip boğuluyor. 6-7 saat sonra öldüğünü fark ettik. Üç çocuğumun engelli raporu var Özlem’in yüzde 94, Abdulkadir’in yüzde 50, yüzde 89’da Elif’in. Çocuklarım dışarı kaçtığında birinin götürmesinden korkuyorum. Artık başka acı yaşamak istemiyorum.”
“ÇOCUKLARIMIN TEDAVİ EDİLMESİNİ İSTİYORUM”
Sadece çocuklarının tedavi edilmesini isteyen Demir, “5-6 yıl içerisinde 3 çocuğumu kaybettim. Bunları da kaybetmek istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Sağlık Bakanım çocuklarımın tedavilerini istiyorum. Türkiye’de herhangi bir tedavi göremedik. Nereye gidiyorsak boş. Bir iğne, bir serumla gönderiyorlar. Yurt dışına götürecek imkanım yok. Hiçbir şey istemiyorum. Sadece çocuklarımın tedavisini istiyorum” diye konuştu.
16 yaşındaki yüzde 50 engelli olan Abdülkadir Demir ise, okula gitmek istediğini belirterek "Ben sürekli havale geçirdiğim için gidemiyorum. Arkadaşlarım bana özürlü deyip, dalga geçiyorlar” dedi.