MHP ve HDP'nin bir araya gelmemesinin AK Parti'siz bir koalisyonu mümkün kılmadığını ifade eden Baykal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim konusunda görüşmeleri sırasında ve bugün yaptığı konuşma arasında tutum değişikliği olduğunu savundu. Baykal, kendisinin koalisyon görüşmesi yapmaya yetkisi olmadığını da belirtti.
Baykal, “Ben eski bir Dışişleri Bakanı olarak alıştığım ortamda (Dışişleri Konutu’nda) konuşmayı tercih ettim bir deplasman sorununa düşmemek için. Ama bu bir sorun olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu'yla konuşurken de o ve ben aynı duyarlılıktaydım. Bu görüşme yapılırken orada yapalım burada yapalım diyen olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı sağlıklı, yorgun değil, yorgunsa dinlenmiş. 2 saati aşkın görüşmeyi canlı olarak sürdürdük. Türkiye'nin bu ortamında ne yapmak lazım, nasıl yapmak lazım onu görüştük” diye konuştu.
"TÜRK SİYASİ HAYATININ İHTİYACI OLAN BİR GÖRÜŞMEDİR”
“Bir noktayı netleştirelim, oraya ben bir koalisyon niyetiyle gitmedim. Kendi kendime de sordum niye beni çağırdı diye. Ama ben bir milletvekiliyim, Meclis'in en yaşlı üyesiyim. Böyle bir ortamda bir değerlendirme yapılmasının doğru olacağını düşündü sanırım” diyen Baykal, “Böyle bir düşünce ne benim ne de Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşüncesi içerisinde oldu. Zaten onun da koalisyona yönelik bir uyarısı olmadı. Ben kendimce önemli olan şeyleri söyledim. O nedenle aslında Sayın Cumhurbaşkanı'nın CHP'li bir siyasetçiyi istişare için çağırması bizahiti anlamlı ve önemlidir. Türk siyasi hayatının ihtiyacı olan bir görüşmedir. Tabii bu görüşme olumlu olumsuz kamuoyunda bir etki yarattı. İtiraf edeyim ben de bugünkü konuşmasını izleme ihtiyacı hissettim. Ve yani bu söylenenler o toplantı açısından çok doğaldır. Orada vurgulanan ana konular da bunlar ve Cumhurbaşkanı tarafından sahiplenildiğini görmek güzel” ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE KOALİSYON YAPMA ZORLUĞU PARTİLERİN PROGRAMLARINDAN KAYNAKLANMIYOR”
Sıkıntının partilerin arasındaki konulardan kaynaklandığını kaydeden Deniz Baykal, “Bizim bugün Türkiye'de koalisyon yapma zorluğu partilerin programlarından kaynaklanmıyor. Bu durumda iktidar kendi içerisinde ya bir hesaplaşma yapacaktır, yolsuzluk soruşturmaları, çözüm sürecinin devam edip etmemesi gibi. Ayrıca yolsuzluk konusunda Meclis'te atılacak konular hükümetin onayını gerektirecek konular değildir. Yürütmenin bunu yasaklaması mümkün değildir" dedi.