Bölgenin tarihi bir dönüşümün içinden geçtiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Çok büyük bir dönüşümün içinden geçiyoruz, çok büyük risklerle karşı karşıyayız. Ortadoğu’da, Körfez bölgesinde, Afganistan ve Orta Asya’da yaşanan olaylar Türkiye ve Pakistan’ı doğrudan ilgilendirmektedir. Bu kritik süreçte Türkiye ile Pakistan gibi geniş bölgenin, iki aynı perspektife sahip iki ülkenin ortak bir anlayışı geliştirme konusunda ve bu sorunlara ortak çözümler gelişme konusunda istişareler yapması çok önemlidir. Bu çerçevede bugün biz bölgesel konular, İran nükleer müzakerelerinde gelinen son aşamayı değerlendirdik ve Türkiye-Pakistan olarak bölgesel istikrar ve düzeni korumak için neler yapabileceğimizi ele aldık. Her şeyden önce her iki ülkenin de ortak perspektifi bölgede barış ve istikrarın, bölgesel korunmasıdır. Yine bu çerçevede bölgemizde mezhep çatışmanın olmaması, aksine mezhepler, dinler kültürler arasında uyum ve anlayış içinde birarada yaşaması da ortak prensiplerimizdir. O anlamda son dönemde Suriye, Irak, Lübnan’da ve Yemen’de yaşanan gelişmeler Türkiye ve Pakistan’ı da derinden etkilemekte ve kaygıya sevketmektir. Türkiye olarak biz mezhep ve etnik ağırlıklı gündemin tümüne karşıyız. Bu parçalanmaların bölgede devlet kamu düzenini sarstığını ve bölgede geniş çaplı gerilimlere ve terör tehditlerine zemin hazırladığını görüyoruz. Bu çerçevede son dönemde özellikle Yemen’de yaşanan gelişmeler hepimiz için kaygı vericidir. Irak ve Suriye’de de terör tehdidi dışında yaşanan mezhep kaynaklı yaşanan kutuplaşmalar. Yemen konusunda Türkiye bunu açık bir şekilde ortaya koymuştur" dedi.
"HADİ SEÇİMLE İŞ BAŞINA GELMİŞTİR"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her şeyden önce Yemen’de seçilmiş cumhurbaşkanının meşruiyetini koruduğu inancındayız. Sayın Hadi seçimlerle işbaşına gelmiştir ve herhangi bir şekilde bu meşruiyet zemini sarsmamaktadır. Ulusal uzlaşı üzerinde bütün tarafların katıldığı Yemen’in geleceği bütün taraflar tarafından belirlenmelidir. Bu, kamu düzeninin korunması, Yemen’in istikrarı ve anayasal düzenin ihtası yönünde atılan adımları destekliyoruz. Son dönemde Yemen’de meşru yönetime karşı yürütülen bazı çalışmalar ve çatışmalar o açıdan Türkiye’nin de, Pakistan’ın da kaygıyla izlediği gelişmeler olmuştur. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan nezdinde yapılan çalışmalar konusunda da tutumumuzu açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Bu tutum, anayasal düzenin Yemen’de tekrar inşası yönünde atılan her adıma Türkiye olarak destek vermemiz yönündedir. Ancak bu destek bölgenin bütününde mezhep çatışmalarına yol açmayacak tedbirlerle birlikte düşünüldüğünde son derece anlamlı ve önemlidir."
ERDOĞAN’IN ZİYARETİ VE İRAN KONUSU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek hafta İran’a bir ziyarette bulunacağını hatırlatan Davutoğlu, Suudi Arabistan ve İran’la temas halinde olunduğunu ifade etti. Herkesin özen göstermesi gereken hususun ’bölgenin mezhep çatışmalarından süratle uzaklaştırılması’ olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Yemen’de kalıcı düzenin ihtası üzerinden gerilimin azaltılması yönünde olduğunu söyledi. Körfez güvenliğinin Pakistan ve Türkiye için ne kadar önem taşıdığının gözden geçirildiğini anlatan Başbakan Davutoğlu, "Bölgesel düzen ve dengenin, istikrarın korunması için ne gerekiyorsa yapılması konusunda Türkiye ve Pakistan olarak yapmaya hazırız. Biz Türkiye olarak da her zaman ilkesel politikamızı bu çerçevede de sürdüreceğiz. İran’ın P5+1 ile yürüttüğü müzakerelerde de gelinen noktada da Türkiye açısından olumlu bir girişim olarak değerlendirdiğimiz bir husustur. Türkiye, nükleer konuların çözülmesi için çok yoğun çaba sarfetmiştir. Geçmişte birçok ön mutabakatların yapıldığı toplantılar bizzat Türkiye’de gerçekleştirilmiştir. Türkiye olarak biz nükleer müzakerelerde gelinen aşamayı olumlu bir aşama olarak görüyoruz. Herkes bu süreci daha ileri noktaya getirmek için sorumluluk içinde davranmalı. Bu nükleer müzakereler, bölgedeki gelişmeler de bütün bu sorunlara ancak ve ancak barışçıl müzakereler yoluyla çözüm bulunacağı konusunu gündeme getirmektedir. Herhangi bir yayılmacı politika, anlayış ve meşru yönetimlere karşı bazı çalışmalar bölge istikrarına zarar vermektedir. Bu çerçevede bölgenin huzuru ve istikrarı için Türkiye olarak bundan sonra da çaba sarfetmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasının sonunda usta sanatçı Kayahan’ın hayatını kaybetmiş olması dolayısıyla duyduğu üzüntüyü ifade ederek, Kayahan’ın eşi İpek Acar’la konuştuğunu ve taziyelerini ilettiğini söyledi.
"YEMEN KONUSUNU DETAYLI BİR ŞEKİLDE GÖRÜŞME FIRSATIMIZ OLDU"
Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ise, "Sayın Başbakanı Pakistan’da kabul etmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Yapmış olduğu ziyaret iki ülke arasındaki dostluğu bir kez daha güçlendirdi ve bu ilişkinin gelecekte de güçlenerek devam edeceği inancını taşıyorum. Bu karşılıklı ziyaretler son derece önemli hem Pakistan hem Türkiye açısından bakıldığında. Bugün bazı hususları ele ama fırsatı bulduk, iki i ilişkilerimizle ilgili. Buna ilaveten Yemen konusunu da detaylı bir şeklide görüşme fırsatımız oldu. Bugün bu konudaki endişelerimizi paylaşıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu kabul her iki ülkenin ne kadar yakın ilişkisi olduğunun gösterisidir. Yemen’deki güvenlik ile ilgili sorun giderek kötüleşmekte. Bu bizi endişeye sevkediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birkaç gün önce telefon görüşmesi yaptık. İkili bir görüşmede Yemen konusu ele almaya karar verdik. Davutoğlu ile bugünkü toplantımızda Yemen’deki krizin bölgeyi çok daha derin bir krize sürükleyeceğine karar verdik. Bu çerçevede daha barışçıl bir çözüme ulaşması için ortak bir tavır sergilemeye karar verdik. Her iki ülke, Suudi Arabistan’ın buna ihtiyaç duyduğu anda yanında olmaya ve destek vermeye karar verdik, Suudi Arabistan’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak için" diye konuştu.