“MALİYETİ NE OLURSA OLSUN BU YARDIMI YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Davutoğlu, 700 bine yakın bebeklerin kamplarda doğduğunu kaydederek, “Kamplarda yaşayanların çok daha fazlası Türkiye’nin dört bir yanında ve Türkiye’deki bütün hastanelerde herhangi bir belge göstermeden kabul ediliyor ve her türlü hizmete erişebiliyorlar. İki hafta önce ilan etmiştim onların da iş gücü piyasasına erişim hakları olacak ve Türkiye’de çalışabilecekler. Çünkü biz insanlara insan olarak bakıyoruz. Türkiye’de doğan bu çocuklar Suriyeli olabilirler ancak bizim çocuklarımız. Biz onlara bakacağız. Sadece kamptakilere 10 milyar dolara yakın para harcadık bugün burada taahhüt edilen paraya yakın para. Toplam maliyeti bu. Bunlar önemli değil. Bugün benimde söylediğim maliyeti ne olursa olsun bu yardımı yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“AÇIK KAPI POLİTİKASINA DEVAM EDECEĞİZ”
Suriye halkının kurban, mağdur olarak görüldüğünü ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük mağduriyet olduğunu ifade eden Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Biz açık kapı politikasına devam edeceğiz. Bu insanlara yardım etmeye devam edeceğiz. Kalbimiz bütçemizden daha büyük. Cenevre’den çıkan negatifti. Umuyorum bir sonraki sefer daha iyi olur. En kötü mesaj Halep’ten geldi. Son 3 gün zarfında Rus savaş uçakları Halep’i bombaladı ve karadan da rejim güçleri yabancı savaşçılarla birlikte, yabancı savaşçılar dediğimiz zaman DAEŞ’te atıfta bulunuruz ama yabancı savaşçılar Halep’e saldırıyor. Türkiye’den Halep’e giden insani yardım koridoru durdu. Ve Halep’in ihtiyaç duyduğu her şey buradan gidiyor. 300 bin kişi var orada gerçekten üzülerek söylüyorum. Yürekten ağlıyorum. İnsani lojistik koridor şuanda bu yabancı savaşçıların ve rejim güçlerinin ve Rus savaş uçaklarının desteği ile onların işgali altında. Bugün Halep’te olan biten daha önce Madaya’da olandır. Orada insani kuşatma nedeniyle açlıktan hayatını kaybettiler. Kuşatma yapmak suretiyle insani açlıktan ölmeye mahkum etmek ortaçağ düşüncesidir. Açılış oturumumuzdan bu yana 10 bin yeni sığınmacı geldi ve 30 bin kişi de 70 bin işinin yaşadığı kamplardan ayrılarak Türkiye’ye gelmeye çalışıyor. Çünkü Türkiye onlar için güvenli bir yer. Rus savaş uçaklarının saldırılarından kaçıyorlar. Rus savaş uçakları, Halep’te yaşayan sivillere 351 sorti ve saldırı yaptı. Eğer Türkiye’den Halep’e giden bu koridor kesilirse hepimiz, BM Güvenlik Konseyi Halep’teki bu insani felaketten sorumlu olacak. Bizler Suriye’deki muhalefeti tekrar Cenevre’deki masaya gelmeye ikna edemeyeceğiz. Suriye muhalefetini 2 haftadır Cenevre’ye gelmeye ve BM’nin çalışmalarını desteklemeye ikna etmek için geçirdik. Orada kuşatmalar ve insani suçlar işlendi. Bu sefer işimiz daha zor olur. Buradan dünya liderlerine bir çağrı yapıyorum. Birlikte çalışalım ve insani yardım açısından Suriye halkına bugün yaptığımız gibi çalışmalara devam edelim ama bu krizin kök sebeplerine de eğilelim. Barbar bir rejim, DAEŞ gibi barbar terör örgütü ve onların destekçileridir kök sebebi. Bir kez daha bütün ortak ev sahiplerine teşekkür etmek istiyorum. 23-24 Mayıs’ta İstanbul’da insani zirve yapılacak. BM Genel Sekreteri’nin büyük bir başarısıdır. Zirvede hem Suriye’yi hem de dünyanın dört bir yanındaki insani meseleleri ele alacağız”